CHP’li Yavuzyılmaz: İliç’te Başka Bir Maden Şirketi Daha Liç Yığıyor

Erzincan’ın İliç ilçesindeki Çöpler Altın Madeni’nde yaşanan ve dokuz işçinin hayatını kaybettiği liç yığınının çökmesiyle sonuçlanan maden faciasının ardından yeni bir tartışma baş gösterdi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyesi Deniz Yavuzyılmaz, aynı bölgede başka bir maden şirketinin de liç yığdığı iddialarını gündeme getirdi.

Bu iddialar, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından kurulan İliç Maden Kazası Araştırma Komisyonu’nun bir oturumunda ortaya çıktı. Oturum, bölgedeki maden şirketlerinin uygulamaları ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın denetimi üzerine yoğunlaştı. Yavuzyılmaz, bakanlığın sunumunun önemli eksiklikler içerdiğini, özellikle Kartaltepe Madencilik adlı başka bir şirketin farklı bir lisans alanından oksitlenmiş cevher getirip liç yığın sahasına yığdığının açıklanmamış olmasını eleştirdi.

Bu iddiaların etkileri, sadece çevresel etki açısından değil, aynı zamanda işçilerin güvenliği ve madencilik operasyonlarını düzenleyen mevzuat açısından da derindir. Liç yığma yöntemi, cevheri yığma ve metalleri çıkarmak için bir çözelti uygulama işlemi olan, altın madenciliğinde yaygın bir uygulamadır. Ancak, bu yığınların yapısal bütünlüğü, Çöpler Madeni’nde yaşanan gibi felaketlere yol açabilecek çökmeleri önlemek için hayati öneme sahiptir.

Yavuzyılmaz’ın açıklamaları, maden şirketlerinin sorumlulukları ve hükümet denetiminin rolü hakkında daha geniş bir tartışma başlattı. Kartaltepe Madencilik ile Çöpler Madeni’ni işleten Anagold şirketinin önemli hissedar bağları paylaşması—her ikisinin de %80 SSR Madencilik ve %20 Lidya Madencilik hissedarı olması—endüstrideki şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda soru işaretleri yaratıyor.

Bakanlık yetkilileri tarafından başlangıçta 97 metre olarak bildirilen liç yığınının yüksekliği, Yavuzyılmaz tarafından, maden şirketinin belgelerini kullanarak, aslında dört aşamada yayılan 256 metre yüksekliğinde olduğu iddiasıyla tartışıldı. Bu fark, operasyonların güvenliğini sağlamak amacıyla var olan raporlama ve izleme süreçlerinde potansiyel boşluklara işaret ediyor.

İliç Komisyonu’nun araştırmasına devam ederken, 2 Mayıs’ta planlanan bir toplantı ile, İliç’teki madencilik uygulamaları mercek altında kalmaya devam ediyor. Bu komisyonun sonuçları, Türkiye’de madencilik faaliyetlerinin nasıl düzenlendiği ve yürütüldüğü konusunda önemli değişikliklere yol açabilir. Endüstri, çevre ve madencilik operasyonlarından etkilenen topluluklar için kritik bir an.

İliç’teki durum, kaynak çıkarımı ve sürdürülebilir kalkınma arasındaki hassas dengeyi hatırlatıyor. Hem çevreyi hem de içinde çalışanların hayatlarını korumak için katı güvenlik önlemleri, şeffaf raporlama ve sağlam düzenleyici çerçevelere duyulan ihtiyacı vurguluyor.