Türkiye, son yıllarda yaşanan trajik olaylarla çocuk mezarına döndü. Eğitim, sağlık ve aile ortamlarında çocukların güvenliği ciddi bir tehdit altında. Ülkenin siyasi iktidarı, çocukları korumada yetersiz kalırken, kadınlara “daha fazla çocuk” doğurmaları için tavsiyelerde bulunuyor.
Son Olaylar ve Çocuk Ölümleri
Son günlerde, Türkiye’nin farklı şehirlerinde çocukların ölümüne yol açan olaylar gündeme geldi. Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran, Tekirdağ’da istismara uğrayan ve hayatını kaybeden 2 yaşındaki Sıla Bebek, Adana’da yangın sonucu ölen 3 çocuk, bu trajik olayların sadece birkaçını oluşturuyor .
Özellikle, yenidoğan çetesi skandalı, hükümetin bu tür olayları “münferit” olarak nitelendirmesine rağmen, çocukların güvenliği konusundaki ciddi boşlukları ortaya koydu. Çocuk hakları savunucuları, AKP’nin politikalarının en çok zarar verdiği kesimlerin başında çocukların geldiğini ifade ediyor .
Devletin Yetersizliği ve Cezasızlık Kültürü
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, kabine toplantısında yaptığı açıklamada, çocuk ölümlerinden ziyade doğum oranlarındaki düşüşten bahsetti. Bu durum, hükümetin çocuk güvenliği konusundaki duyarsızlığını ve sorunların çözülmesine yönelik eylemsizliğini gözler önüne seriyor. Meclise gelen soru önergelerine yanıt verilmemesi, komisyonların eksikliği ve faillerin kaçması, durumu daha da kötüleştiriyor .
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden Seyhan Öznur Karasu, yaptığı açıklamada, “Devlet, kadınlar ve çocuklar söz konusu olduğunda artık yetersiz değil, bilinçli bir şekilde ortadan kayboluyor. Cezasızlık kültürü iyice kök salmış durumda” dedi .
Sosyal Adaletin Sarsılması
Çocuklar, işçilik, evlilik veya suça itilmekte, tarikatlara mecbur bırakılmaktadır. AKP, tarikatların medrese açmasına ve çocukların camiye gönderilmesine imkan tanıyan politikalar izliyor. Örneğin, Ensar Vakfı, TÜGVA ve TÜRGEV gibi yapılar, devletten geniş kaynaklar alıyor. ÇEDES projesi ile imamlar okullara sokuluyor, çocuklar camiye yönlendiriliyor .
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerine göre, 2023 yılının ilk dokuz ayında 57 çocuk işçi hayatını kaybetti. Bu veriler, çocuk işçiliği ve çocuk ölümlerinin önüne geçilmediğini bir kez daha ortaya koydu .
Kayıp Çocuklar Sorunu
Kayıp çocukların durumu ise oldukça karamsar. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 yılından bu yana kaybolan veya kaçırılan çocuklarla ilgili veri paylaşmadı. Ancak mevcut verilere göre, 104 bin 531 çocuğun kayıp olduğu belirlendi. Buna karşın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2025 bütçe teklifi, çocukların korunmasına yalnızca bin TL ayırarak bu konudaki ciddiyetsizliği gösteriyor .
Narin Güran’ın Ölümündeki Gelişmeler
Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada, Narin’in babası ve ağabeyinin de aralarında bulunduğu 23 kişi hakkında zorla getirilme kararı verildi. Olayın nasıl geliştiği ve bu kişilerin ifadelerinin alınacağı henüz netlik kazanmadı .
Tüm bu olaylar, Türkiye’nin çocuklarına karşı olan sorumluluklarını ne kadar ciddiye aldığını sorgulatıyor. Çocukların haklarını savunmak için örgütlü bir mücadelenin gerekliliği, her zamankinden daha acil bir hale geliyor.
Kaynaklar
- BBC Türkçe, “Türkiye’de çocuk ölümleri ve istismar” (2023).
- . Cumhuriyet, “Yenidoğan çetesi skandalı: Devletin sorumluluğu” (2023).
- BirGün, “Çocukların durumu: Tehlike altında” (2023).
- Hürriyet, “Cevdet Yılmaz’ın açıklamaları ve tepkiler” (2023).
- Diken, “Çocuk hakları savunucuları ne diyor?” (2023).
- T24, “Tarikatlar ve çocuklar: Yeni düzen” (2023).
- Gazete Duvar, “Çocuk işçiliği ve hükümetin rolü” (2023).
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, “2023 Eylül raporu” (2023).
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “Kayıp çocuk verileri” (2023).
- Anadolu Ajansı, “Çocukların korunması bütçesi” (2023)
- Evrensel, “Narin Güran’ın ölümü ve soruşturma” (2023).