Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne önemli bir kanun teklifi sundu. Şırnak Milletvekili ve DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan ile Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda yapılması planlanan değişiklikler arasında yer alan “Kadının soyadı” maddesinin geri çekilmesini talep ediyor.
Doğan ve Ayan, Türkiye’deki toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekerek, Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 23. Maddesi’nin 2. Fıkrası’nın kadınların evlilikten sonra kütüğünün eşlerinin kütüğüne kaydedilmesini zorunlu kıldığını vurguladı. “Bu durum, kadınların bireysel kimliklerini ve haklarını ihlal eden bir uygulamadır,” diyen milletvekilleri, bu maddenin toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdiğini ifade ettiler.
Kadınların evlenmeden önce sahip oldukları kütüklerinin zorla değiştirilmesine maruz kalmalarının, toplumsal normları pekiştirdiğini ve kadınların kendi kimliklerini inşa etme hakkını ihlal ettiğini belirttiler. “Kadınlar, hayatları boyunca kayıtlı oldukları kütüklerinin değiştirilmesine zorlanmaktadır ve bu durum ciddi bir ayrımcılığa yol açmaktadır,” diye eklediler.
Yasal Düzenleme Eksiklikleri
Doğan ve Ayan, yıllardır süregelen kadın mücadelesinin önemli kazanımlarından birinin, 2023 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı olduğunu hatırlattı. Bu karar, kadınların evlendikten sonra kendi soyadlarını kullanmalarını sağlamıştı. “Ancak, bu karara uyumlu bir soyadı kanunu hala yapılmamıştır ve kadınlar bu süreçte mağdur olmaya devam etmektedir,” dedi.
9. Yargı Paketi ve İfade Özgürlüğü
Milletvekilleri, TBMM’ye sunulan 9. Yargı Paketi ile birlikte getirilen “Kadının soyadı” maddesinin, “objektif, hukuki, bilimsel ve toplumsal ihtiyaçlardan uzak” olduğunu belirtti. “Bu maddede kullanılan ‘kutsal aile,’ ‘güçlü aile yapısı,’ ‘Türk aile yapısı’ gibi ifadeler, kadınların kişisel haklarını ve alanlarını giderek daraltmak için kullanılan siyasi bir dilin parçasıdır,” diye ifade ettiler.
Uluslararası Sözleşmelere Uyumsuzluk
Doğan ve Ayan, Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler düzeyindeki 9 temel insan hakları sözleşmesinden biri olan Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW)’nın imzacısı olduğunu hatırlattı. “CEDAW, uluslararası kadın hakları yasası olarak kabul edilmektedir ve bu sözleşmeye uygun yasaların bir an evvel hayata geçirilmesi gerekmektedir,” dediler. Ayrıca, “CEDAW’daki ilke ve esaslara uyum sağlanmadan, sözleşmeye aykırılıkların kronikleşmesi kabul edilemez,” diye eklediler.
DEM Parti milletvekilleri, kadının soyadı ile ilgili düzenlemelerin yeniden ele alınması ve kadınların haklarının korunması için yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması gerektiğini vurguladılar. “Kadınların haklarını savunmak, toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğudur. Bizim için en önemli olan, eşitlikçi bir toplumun inşa edilmesidir,” şeklinde konuşarak, toplumsal cinsiyet eşitliğine dair duydukları sorumluluğu dile getirdiler.