Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), 14-15 Eylül tarihlerinde gerçekleştirdiği “Aile Kurumu Çalıştayı” ile kadınların toplumsal rollerine dair tartışmalı önerilerde bulundu. MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul tarafından açıklanan sonuç raporu, kadınların “anne” rolüne indirgenmesini ve esnek çalışma adı altında güvencesizliğe itilmesini öne çıkarıyor. Çalıştayda, özellikle nüfus politikalarına yönelik vurgular dikkat çekerken, kadının iş gücüne katılımı ve aile içindeki yeri üzerine getirilen öneriler yoğun eleştirilere neden oldu.
Çalıştayın Öne Çıkan Önerileri
Çalıştayın sonuç raporuna göre, kadınlar üzerinde baskıcı bir rol biçiliyor. Çalıştayda öne çıkan bazı öneriler şu şekilde:
• Evlilik birliği tanımına “kadın ve erkek evliliği” ifadesinin anayasaya eklenmesi.
• Çocuk doğurmayı teşvik etmek için mali politikalar geliştirilmesi.
• Doğum sonrası esnek ve uzaktan çalışma modelinin yaygınlaştırılması.
• İki yıl ücretsiz izin hakkı sunulması.
• Ortaöğretimde iş gücü ihtiyacına uygun mesleki eğitimler verilmesi.
• Dijital platformlarda yayımlanan dizi ve filmlerin denetlenmesi.
• Aile danışmanı ve ara bulucu atanarak boşanma süreçlerine müdahale edilmesi.
• LGBTİ karşıtı devlet politikalarının artırılması.
Bu öneriler, kadının istihdamına ve sosyal yaşama katılımına esnek çalışma adı altında ciddi kısıtlamalar getiriyor. Özellikle düşük ücretlerle güvencesiz çalışmanın teşvik edilmesi, kadınların ekonomik bağımsızlığını zedeleyen bir yapı öneriyor.
Kadın İstihdamında Güvencesizlik
Çalıştayda sıklıkla vurgulanan “esnek çalışma” modeli, doğum sonrası kadının iş gücüne katılımını düzenlemek amacıyla öne sürülse de, bu modelin kadınları düşük ücretli, güvencesiz işlere itmesi eleştiriliyor. Esnek çalışma modeli, kadınların doğumdan sonra çocuk bakımı sorumlulukları nedeniyle işlerini kaybetmemeleri için çözüm olarak sunuluyor; ancak raporda, bu modelin kadınların uzun vadede iş güvencesinden mahrum kalmasına neden olabileceği göz ardı ediliyor. Kadına “anne” kimliği üzerinden bir rol biçen bu yaklaşım, kadınların toplumda yalnızca aile ve doğum üzerinden tanımlanması eleştirilerini beraberinde getiriyor.
Kadın Cinayetleri ve Şiddetle Mücadelede Geri Adım
2024’ün ilk 8 ayında 261 kadın cinayetinin işlendiği bir ülkede, MHP’nin aile üzerine yoğunlaşan çalıştayında kadına yönelik şiddetle mücadeleye dair güçlü bir önerinin yer almaması dikkat çekiyor. Özellikle esnek çalışma modeli ve aile danışmanı gibi uygulamalar, şiddet içeren evliliklerin bitirilmesini zorlaştırarak kadınların maruz kaldıkları ev içi şiddeti artırma riski taşıyor. Çalıştayda şiddete yönelik çözüm önerileri geliştirilmek yerine, kadınların aile içi sorumlulukları vurgulanarak, evde kalmaları teşvik ediliyor.
LGBTİ Bireylere Karşı Hedef Göstermeler
MHP’nin çalıştayında bir diğer tartışmalı konu ise LGBTİ bireylere karşı düşmanca bir tavır geliştirilmesi oldu. Çalıştay sonuç raporunda, LGBTİ bireylerin toplum içindeki varlığını tehdit olarak gören ve bu bireylere karşı “sağlıklı cinsel kimlik geliştirme eğitimleri” öneren ifadeler yer aldı. MHP, LGBTİ bireyleri ve onların temsil ettiği özgürlük hareketlerini doğrudan hedef alarak, bu gruplara yönelik nefret söylemini körüklüyor. Ayrıca dijital platformlarda yayımlanan içeriklerin sansürlenmesi ve LGBTİ propagandasına karşı devlet eliyle propaganda yürütülmesi çağrısı yapıldı.
Kadınlar İçin Ne Anlam İfade Ediyor?
MHP’nin “Aile Kurumu Çalıştayı”, kadınlara yönelik politikaların merkezine çocuk doğurmayı, evde kalmayı ve güvencesiz çalışmayı koyarken, kadınların toplumsal ve ekonomik bağımsızlıklarını zayıflatacak öneriler sunuyor. Çalıştayda dile getirilen öneriler, kadınların çalışma hayatında maruz kalacakları düşük ücret, güvencesizlik ve işsizlik tehlikesini artırırken, aile içinde şiddete ve baskıya karşı korunmalarını zorlaştırıyor.
Kadın cinayetlerinin ve şiddetin hızla arttığı Türkiye’de, kadınları eve mahkum eden bu tür politikalar, toplumsal cinsiyet eşitliğini daha da geri götürme potansiyeline sahip. Çalıştay sonuçları, kadınların yalnızca aile kurumu içinde birer “anne” olarak görülmesine dayanan geleneksel rolleri pekiştiren, kadınların eşit haklarını gözetmeyen bir yaklaşımı benimsiyor.
MHP’nin bu çalıştayla ortaya koyduğu kadın politikaları, kadınların hem toplumsal hem de ekonomik anlamda güçsüzleştirilmesine yönelik ciddi eleştirileri beraberinde getiriyor.