Kreş Eksikliği ve Eşitsizlik: Türkiye’de Çocukların Eğitim Hakkı

Türkiye’de erken çocukluk eğitimi, çocukların geleceği ve toplumun sosyal kalkınması açısından kritik bir rol oynuyor. Ancak, kreşlerin yetersizliği ve erişim eksikliği, özellikle yoksul ailelerin çocuklarının eğitimde dezavantajlı bir konumda başlamasına neden oluyor. Gazete Duvar’da Mehmet Toran tarafından kaleme alınan yazıda, bu önemli mesele ele alınıyor. İşte, Toran’ın analiz ettiği noktalar:

Erken çocukluk eğitimi, çocukların zihinsel, duygusal ve sosyal gelişiminde belirleyici bir etkiye sahip. Kaliteli bir eğitim, bireylerin gelecekte eğitim ve iş hayatında başarılı olmasını sağlarken, aynı zamanda toplumsal kalkınmaya da katkıda bulunuyor. Ancak Türkiye’de erken çocukluk eğitimi hizmetlerinin yaygın olmaması, çocuklar arasındaki fırsat eşitsizliğini artırıyor.

Türkiye’deki Kreş Sorunu

Türkiye’de kreş ve erken çocukluk eğitimi hizmetlerine erişim oranı OECD ülkelerine kıyasla oldukça düşük. Kreşlerin büyük ölçüde özel sektöre bırakılmış olması, bu hizmetin yoksul aileler için erişilemez hale gelmesine neden oluyor. Mehmet Toran, Türkiye’de erken çocukluk eğitimi politikalarının yetersizliğinin, yoksulluk içinde yaşayan ailelerin çocuklarının daha en başından dezavantajlı bir konuma düşmesine yol açtığını belirtiyor.

Kreş eksikliği, yalnızca bireysel eğitim fırsatlarını değil, aynı zamanda toplumsal eşitsizlikleri de derinleştiriyor. Toran, yoksul ailelerin kreş ücretlerini karşılayamaması nedeniyle çocuklarının bu temel hizmetten mahrum kaldığını ve bunun yoksulluğun nesilden nesile aktarılmasını hızlandırdığını ifade ediyor.

Kadınlar Üzerindeki Etki

Erken çocukluk eğitimi hizmetlerinin eksikliği, kadınlar üzerinde de önemli bir yük oluşturuyor. Kreş yetersizliği, kadınların iş gücüne katılımını azaltıyor ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiriyor.

Toran, bu sorunların çözümü için erken çocukluk eğitiminin kamusal bir hizmet olarak sunulması gerektiğini savunuyor. Kreşlerin yaygınlaştırılması, hem çocukların eğitimde eşit fırsatlara sahip olmasını sağlayacak hem de kadınların iş gücüne katılımını artırarak toplumsal kalkınmaya katkı sağlayacaktır.

Erken çocukluk eğitimi, bir lüks değil, temel bir hak olarak görülmeli ve herkes için erişilebilir hale getirilmelidir. Kreşlerin yaygınlaştırılması, yalnızca bireysel değil, toplumsal düzeyde de eşitlik ve kalkınma açısından hayati bir adımdır.