Bolu’nun Kartalkaya Kayak Merkezi’nde yaşanan otel yangını, 10 kişinin yaşamını yitirdiği ve 32 kişinin yaralandığı trajediyle sonuçlandı. Türkiye’nin önde gelen kayak merkezlerinden birinde, üstelik sömestir tatilinde, ahşap bir otelin alevler içinde kalması, akıllara şu soruyu getirdi: Bu felaketin sorumluluğu kimde?
Yangına Davetiye Çıkaran Bir Sistem
Olay gece saat 03.30’da, 12 katlı ahşap otelin restoran bölümünde başladı. Alevler kısa sürede tüm binayı sardı. Otelin doluluk oranı %80-90 arasında, 237 kişi konaklıyordu. Yani, felaketin büyüklüğünün fark edilmesi uzun sürmedi. Ancak Bolu ve Gerede itfaiyesi olay yerine ancak 40-45 dakika sonra ulaşabildi. Bu gecikme, felaketin boyutunu artırdı.
Ahşap bir binanın yangına karşı neden yeterli güvenlik önlemleri alınmadan işletildiği sorusu ise havada kaldı. Türkiye’de otel işletmelerinin yangın yönetmeliklerine uyması bir zorunluluk, ancak bu tür facialar, denetimlerin yetersiz kaldığını bir kez daha gösteriyor.
“Hastane Değil, Sahra Çadırı”
Olayın ardından bölgeye sahra hastanesi kuruldu. Yaralılar burada tedavi altına alındı. Böylesine büyük bir turizm merkezi, yeterli acil müdahale kapasitesine sahip bir sağlık altyapısından yoksun mu? Kartalkaya gibi popüler bir tatil destinasyonunda sahra hastanesi kurma gerekliliği, bölgede sağlık hizmetlerinin eksikliğine işaret ediyor.
Yangının ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan bölgeye giderek incelemelerde bulundu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise 6 savcı ve 5 kişilik bilirkişi heyetinin görevlendirildiğini açıkladı. Ancak bu adımlar, soruşturmanın seyrini etkileyecek mi, yoksa yalnızca kamuoyunu yatıştırma amaçlı bir hamle mi olduğu henüz belli değil.
Yangında oteldeki tatilcilerin bir kısmı, çarşafları birbirine bağlayarak pencerelerden inmeye çalıştı. Bu görüntüler, otelin yangın merdiveni, acil çıkış kapıları gibi temel güvenlik önlemlerinden dahi yoksun olduğunu düşündürüyor. Sömestir tatili gibi yoğun bir dönemde bu denli kalabalık bir otelin, yangın tehlikesine karşı bu kadar savunmasız bırakılması bir skandal.
Turizm Cenneti mi, Felaket Merkezi mi?
Türkiye’nin turizm bölgelerinde yaşanan bu tür facialar, ülkenin turizm anlayışındaki çarpıklıkları gözler önüne seriyor. Daha fazla kâr amacıyla alınmayan güvenlik önlemleri, denetimsizlik ve plansızlık, Kartalkaya’daki gibi felaketlerin kapısını aralıyor.
Bu yangın yalnızca 10 canı değil, aynı zamanda Türkiye’deki denetim ve yönetim sistemine olan güveni de aldı. Asıl mesele şu: Sorumluluk kimde? Ve bu tür faciaların tekrarlanmasını önlemek için ne yapılacak?
- Obezite Ameliyatları, Ciddi Sağlık Riskleri Taşıyor - 21 Ocak 2025
- Kartalkaya’da Otel Yangını: Çok Sayıda Can Kaybı Var - 21 Ocak 2025
- Yargının Siyasileşmesinde Yeni Perde: Ahmet Özer’e “İhaleye Fesat” Suçlaması - 21 Ocak 2025