Deprem bölgelerinde 10 binden fazla okulun kullanılamaz hale gelmesine rağmen, hükümetin kamu kaynaklarını özel okullara yönlendirmesi, eğitimde derinleşen eşitsizliklere dikkat çeken bir kriz yaratıyor. Eğitim Sen’in yaptığı açıklamaya göre, Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya gibi depremden etkilenen illerde, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) özel okullarda okuyan öğrencilere teşvik vermesi, kamusal eğitimin yok sayıldığını gösteriyor. 2023-2024 eğitim yılında, öğrenci başına 12.800 TL ile 18.000 TL arasında değişen tutarlarda sağlanan bu destek, devletin kamusal eğitimden sorumluluğunu giderek daha fazla özel sektöre devrettiği bir tabloyu gözler önüne seriyor.
Depremin Yaraları Sarılmadan Özel Sektöre Destek
Depremin üzerinden 21 ay geçmesine rağmen, hükümetin deprem bölgelerinde kamu okullarının onarımı ve yeniden inşası konusunda ciddi bir adım atmadığını belirten Eğitim Sen, bu durumu sert bir dille eleştiriyor. Sendikanın açıklamasında, deprem bölgelerinde binlerce öğrencinin eğitim erişimi sorunlarıyla boğuşurken, kamu kaynaklarının özel okullara aktarılmasının kabul edilemez olduğu vurgulanıyor.
Bu uygulama, özellikle devlet okullarındaki altyapı eksikliklerinin giderilmemesi ve eğitim hizmetlerine erişimin daha da zorlaşması anlamına geliyor. Deprem bölgelerinde on binlerce öğrenci devlet okullarında eğitim görmeye çalışırken, devletin kamusal eğitimden uzaklaşarak özel okullara teşvikler vermesi, öğrenciler arasındaki fırsat eşitsizliğini daha da büyütüyor.
Devletin Eğitimdeki Sorumluluğu Giderek Zayıflıyor
Eğitim Sen’in raporuna göre, deprem bölgesindeki devlet okullarında eğitim gören öğrenciler, yetersiz altyapı ve sınıf ortamlarında ciddi zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, bölgede devlet okullarının yeniden inşa ve onarım maliyetleri milyarlarca TL’yi bulurken, bu bütçelerin özel okullara yönlendirilmesi büyük bir çelişki olarak görülüyor. Özel okullara verilen teşviklerin kamusal eğitimdeki yapısal sorunları daha da derinleştirdiği belirtiliyor. Özel sektöre aktarılan bu bütçeler, binlerce devlet okulunun onarımına ayrılabilecekken, devletin eğitimin ticarileşmesine zemin hazırladığı ifade ediliyor.
Teşviklerin Adaletsizliği ve Eğitimde Derinleşen Eşitsizlik
Hükümetin politikaları, eğitimde fırsat eşitliği ilkesini açıkça ihlal ediyor. Eğitim Sen, kamu kaynaklarının özel sektöre aktarılmasının, devletin eğitimdeki asli görevinden adım adım uzaklaşması anlamına geldiğini belirtiyor. Devlet okullarındaki öğretmenler ve öğrenciler, sınıf kapasitelerinin aşılması, temizlik ve ulaşım sorunları gibi pek çok sorunla boğuşurken, özel okullara sağlanan teşvikler eğitimdeki sınıfsal farkları derinleştiriyor. Deprem bölgelerinde öğrencilerin temel eğitim haklarına erişimi zorlaşırken, hükümetin kamu okullarına yeterli kaynak sağlamaması, eşitsizliklerin önünü açıyor.
Eğitim Sen’in açıklaması, özellikle bu teşviklerin, eğitimin ticarileştirilmesine ve toplumdaki sınıfsal uçurumun derinleşmesine yol açtığını vurguluyor. Anayasa ile güvence altına alınmış olan kamusal eğitim hakkı, hükümetin özel sektöre kaynak aktarmasıyla adeta göz ardı ediliyor. Eğitim Sen, tüm öğrencilerin eşit koşullarda eğitim alması için kamu kaynaklarının özel okullara değil, devlet okullarına yönlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Deprem bölgelerindeki öğrencilerin eğitime erişim hakkı göz ardı edilmemeli ve devletin asli görevi olan kamusal eğitim yeniden güçlendirilmelidir.
Bu teşviklerin kaldırılması ve kaynakların kamu okullarına aktarılması, eğitimin eşitlikçi ve parasız bir şekilde sağlanmasının temelini oluşturacaktır. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmadan, öğrencilerin geleceğe eşit şartlarda hazırlanması mümkün olmayacaktır.
- NHY / Eğitim Sen raporları, MEB açıklamaları
- Kapıların Ardındaki Hayat: Sibel Saçık’ın Eserine Dair - 21 Kasım 2024
- AYM’den Yurt Dışına Çıkış Yasağına Dair Önemli Karar - 21 Kasım 2024
- Çin Savunma Bakanı, ABD’li Mevkidaşıyla Görüşmeyi Reddetti - 21 Kasım 2024