İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Doç. Dr. Buğra Gökce’nin sosyal medya üzerinden paylaştığı çarpıcı veriler, Türkiye’deki ekonomik gerçekliğin en keskin yüzlerini gözler önüne seriyor. Özellikle İstanbul’daki yaşam maliyetlerindeki dramatik artış, halkın gelirleri erirken, enflasyonun etkilerinin giderek daha fazla hissedildiğini ortaya koyuyor.
Ocak ayında farklı kurumların açıkladığı enflasyon oranları arasındaki farklar dikkat çekerken, en yüksek oran ENAG’ın açıkladığı yüzde 8,22 ile kaydedildi. TÜİK’in yüzde 5, İTO’nun 5,16 ve İPA’nın 7,1 olarak açıkladığı rakamlar arasında büyük bir uçurum olmasa da, bu oranların dahi halkın gündelik yaşamındaki yükü hafifletmediği ortada.
Gökce’nin belirttiği gibi, Türkiye’de sadece bir ayda yaşanan enflasyon oranı, dünya genelinde 140 ülkenin yıllık enflasyonundan daha yüksek bir seviyeye ulaşmış durumda. Euro bölgesindeki yıllık enflasyonun iki katını aşan bu oranlar, Türkiye’yi dünyada en yüksek enflasyona sahip ilk beş ülke arasına sokuyor.
Enflasyonun Halk Üzerindeki Etkileri
Türkiye’de enflasyon, en çok temel ihtiyaç kalemlerini etkiliyor. Gıda, kira ve ısınma gibi temel harcamalardaki hızlı fiyat artışları, halkın geçim mücadelesini zorlaştırıyor. Gökce’nin verdiği verilere göre, İstanbul’da yaşam maliyeti sadece bir yıl içinde 53 bin 58 liradan 82 bin 880 liraya yükseldi. Bu artış, dar gelirli kesimler için hayatta kalmayı giderek zorlaştırıyor.
Dünyanın diğer ülkeleriyle kıyaslandığında, Türkiye’deki enflasyon oranlarının çarpıcılığı daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. Savaş halindeki Rusya’da bile yıllık enflasyon yüzde 9,2 seviyesindeyken, Ukrayna’da yüzde 12 seviyesinde seyrediyor. Türkiye’nin ise yıllık yüzde 42,1 ile Burundi, Nijerya ve İran gibi ülkelerle yarışır hale gelmesi, ekonominin ne denli sıkıntılı bir süreçten geçtiğini gösteriyor.
Yeni Bir Yönetim Anlayışı Gerekiyor
Doç. Dr. Gökce, paylaşımında ekonomik sorunların çözümü için yeni bir yönetim anlayışının gerekliliğini vurguluyor. Akıl, bilim ve hukuk ilkelerine dayalı, halkın refahını önceleyen bir ekonomik modelin Türkiye için kaçınılmaz olduğunun altını çizen Gökce, ülkenin kaynaklarının doğru kullanılması gerektiğini ifade ediyor.
Enflasyonun altında ezilen milyonlarca çalışanın, emeklinin ve ücretlinin sesi olmaya çalışan bu tür veriler, Türkiye’de ekonominin halk odaklı bir yaklaşımla yeniden ele alınması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.