Hendek Davası: Yargıtay’dan Tarihi Bir Karar ve Olası Kast Tartışması

Sakarya’nın Hendek ilçesinde 3 Temmuz 2020’de Büyük Coşkunlar havai fişek fabrikasında yaşanan patlama, 7 işçinin ölümüne ve 127 kişinin yaralanmasına yol açmıştı. Patlamanın ardından başlayan yargı sürecinde, patron Yaşar Coşkun ve diğer sanıklar bilinçli taksirle cezalandırılmıştı. Ancak Yargıtay 12. Ceza Dairesi, verilen cezayı bozarak “olası kast” üzerinden yeni bir yargılama yapılması gerektiğine karar verdi. Bu, iş kazaları ve iş cinayetlerinde patronların sorumluluğunun nasıl ele alınacağına dair önemli bir emsal teşkil ediyor.

Yargıtay’ın Gerekçesi: Olası Kast Neden Gündemde?

Yargıtay, fabrikanın sahibi Yaşar Coşkun’un uzun yıllardır sektörde tecrübeli bir isim olduğunu, daha önce de benzer patlamaların yaşandığını ve gerekli önlemlerin alınmamasının ölümcül sonuçlar doğurabileceğini bilerek hareket ettiğini belirtti. Fabrikanın mevzuata aykırı şekilde barut üretimi yapması, ruhsatsız yapılar inşa edilmesi ve güvenlik standartlarının açıkça ihlal edilmesi gibi nedenlerle patronun, olası tehlikeyi öngörmesine rağmen “olursa olsun” düşüncesiyle hareket ettiği vurgulandı. Yargıtay’a göre bu durum, bilinçli taksirden daha ağır bir suç kategorisi olan olası kast kapsamına giriyor.

Olası kast nedir?

Olası kast, failin meydana gelebilecek zararları öngördüğü, ancak bunları önlemek için yeterli çabayı göstermediği durumları ifade eder. Bu suç türü, sonuçların kabul edilmesiyle hareket edildiğini varsayar ve daha ağır cezaları beraberinde getirir.

Bu dava, Türkiye’de iş kazası olarak adlandırılan birçok olayın aslında iş cinayeti olarak tanımlanması gerektiğine dair güçlü bir örnek sunuyor. İşverenlerin, tehlikeyi öngörmelerine rağmen gerekli önlemleri almamaları, sorumluluğun daha ciddi bir hukuki boyutla değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Türkiye’de iş cinayetleri:

•Türkiye, Avrupa’da iş kazası ölümlerinde ilk sırada yer alıyor.

•İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre, her yıl binlerce işçi “ihmal” ve “maliyet kısma” politikalarının kurbanı oluyor.

Hendek’te hayatını kaybeden işçilerin aileleri, ilk kararda verilen cezaları yetersiz bularak dosyayı temyiz etmişti. Mahkemenin bilinçli taksir hükmüyle patron Yaşar Coşkun’a verdiği 16 yıl 3 aylık hapis cezası, ailelerin ve kamuoyunun tepkisine yol açmıştı. Yargıtay’ın bozma kararı, iş cinayetlerinde işverenlerin sorumluluğunu daha ağır şekilde ele almanın yolunu açabilir.

İşçi Hakları ve Güvenlik Önlemleri: Sistematik İhmaller

Patlama, yalnızca bireysel bir ihmalin değil, Türkiye’deki iş sağlığı ve güvenliği sisteminin çöküşünün bir göstergesi. Fabrikada:

•Sürekli olarak iş güvenliği kurallarının ihlal edildiği,

•Çalışma düzeninin tehlikelerle dolu olduğu,

•Devlet denetimlerinin yetersiz kaldığı belgelenmiş durumda.

Bu ihmaller, işverenlerin kâr hırsının insan hayatından üstün tutulduğu bir düzenin somut bir sonucu.

Yargıtay Kararının Önemi

Yargıtay’ın olası kast kararı, iş cinayetleriyle mücadelede hukuki bir dönüm noktası olabilir. Bu tür davaların sonuçları, sadece ölen işçiler ve aileleri için değil, tüm emekçiler için adaletin sağlanması adına kritik bir öneme sahip. Ancak bu kararların etkili olabilmesi için, yargılamanın hızla sonuçlandırılması ve patronların cezasız kalmaması gerekiyor.

Adalet yalnızca mahkeme salonlarında değil, fabrikalarda, madenlerde ve iş yerlerinde sağlanmalıdır. İş cinayetlerinin önüne geçmek için daha sıkı denetimler, caydırıcı cezalar ve işçi sendikalarının güçlendirilmesi şarttır. Bu dava, işçi sınıfının mücadelesinde yeni bir hukuki zaferin kapısını aralayabilir.