Sosyal medya güzel özlü sözlerle dolu, kullanıcıların duvarında paylaştığı onlarca güzel özlü söz var. Yabancı, yerli tanınan, tanınmayan yazar, düşünür hata hiçbir şey olmayan adamların sözlerini bulan paylaşıyor.
Bazen sözü paylaşılan kişi ile paylaşan arasında bir bağ olmadığını görebildiğimiz komik durumlar trajedi düzeyine kadar varabiliyor.
Bunlardan biri Osho denen tarikat lideri. Konuşmalarından derlenmiş onlarca kitabı içinden cımbızlınmış aşk üzerine, herkese hoş gelebilecek o sözlerin hepsinin bir öncesi, bir sonrası var. Ve o sözlerin hepsinin oturduğu bir dünya görüşü, kadına bakış, hayatı ve doğayı kavrayış var.
Yeni, bütün önceki dinleri, ahlak anlayışlarını ret eden, yadsıyan, ama onlardan beslenmeden de edemeyen kendine özgü ruhani (spiritual) bir dünya görüşü oluşturma savında olan bir tarikat lideridir Osho.
Bütün tarikat ve dini yapılanmalarda gördüğümüz gibi hep lideri (kendini) kayıran, kendine özel güçler atfeden, ayrıcalıklar sağlayan, kadınlar üzerinde söz sahibi olan, kullanan, inanları sömüren bir tarikat yapılanmasının lideridir o. ABD’de kaçak yaşadığı ve neredeyse her gün değişik renkte bir Rolls-Roycemarka arabayla görülen, gerecek adı Chandra Mohan Jain (d. 11 Aralık 1931 – ö. 19 Ocak 1990), 1960’lardan itibaren Acharya Rajneesh, 1970’lerde ve 1980’lerde Bhagwan Shree Rajneesh ve 1989’dan sonra Osho olarak bilinmeye başlamış olan Hintli bir tarikat lideridir.
Hindistan’da kurduğu tarikat ile oldukça geniş kitleleri etkilemiş, ardından batıda tanınmaya başlamıştır. Bunları bilmenin sosyal medya kullanıcısı için çok da bir anlam olduğunu düşünmüyorum. Solcu geçinen, dindar, İslamcı olanların dahi bütün bunları bildikten sonra yine de; Osho’nun sözlerini paylaşması mümkün.
Bu gibi durumlar için; “kim olduğu değil, sözün güzel ve doğru olmasıdır önemli olan” hazırda tutulan savunma gerektiğinde anında kopyalanıp yapıştırılıyor. İşin aslı kimse sözünü paylaştığı kişinin kim olduğu, ne olduğu ile ilgilendiği yok.
Oysa hepsi de internet kullanıcısı olan bu paylaşanlar küçük bir aramayla sözlerini paylaştıkları bu kişilerin kim olduklarını kolaylıkla öğrenebilirler.
Yok, bütün bunların hiçbir önemi yok. Günü kurtaran güzel sözler paylaşmak her şeyden önemli olabiliyor…
Sonra Mevlana’nın en sık paylaşılan sözü; “Ya olduğun gibi ol, ya göründüğün gibi”
Ne kadar anlamlı bir söz değil mi?
Peki, Mevlana kendisi olmayı ne kadar becerebildi, toplumun karşısına kendisi olarak çıkabildi mi, göründüğü gibi yaşadı mı?
Araştıran oldu mu?
Elbette insanların kimliği, kişiliği, söylediği sözün güzelini, doğrusunu yok etmez. Ama bu söz salt güzel, doğru bir söz olarak kullanılmıyor. Ondan öte Mevlana’ya ululuk, erişilmez kişilik ve kimlik vermek için kullanılıyor.
Çağının donanımlı insanları arasında sayılması, iyi şairleri arasında görülmesine diyeceğimiz olmaz. Bu bağlamda okunması, bilinmesi de gerekir. Ancak Mevlana üzerinden günü açıklamaya çalışmak, günün ahlakını onun görüşleri ve sözleri üzerinden kurmaya çalışmak günü ıskalamak olur. Aynı şey günün şiirini, estetiğini onun şiirleri üzerinden kurmaya çalışmakta aynı şekilde yanlış olur.
Oluyor da…
- Hız Sınırlarını Aşmak ve Ortadoğu’nun Çaresizliği - 15 Aralık 2024
- Kozmik Birlik: Hepimiz Yıldızların Çocuklarıyız - 9 Ekim 2024
- İçsel Yolculukta Aldığımız Yaralarla Ayağa Kalkmak - 25 Mayıs 2024