Türkiye’de ilaç fiyatları, avro kuru üzerinden belirleniyor. Ancak avro kuru, her yıl sadece bir kez güncelleniyor. Bu da ilaç firmalarının, kur artışlarından kaynaklanan zararlarını telafi etmelerini zorlaştırıyor. Bu nedenle, zammı yetersiz bulan bazı yabancı firmalar, ilaçlarını Türkiye pazarından çekmeye başladı.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) verilerine göre, 2020 yılında 1.000’den fazla ilaç piyasadan çekildi. Bu ilaçların çoğu, kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan hayati öneme sahip ilaçlardı. Örneğin, kanser, diyabet, kalp-damar, böbrek, karaciğer ve akciğer hastalıkları gibi.
Piyasadan çekilen ilaçların yerine, yerli üretim veya ithal alternatifler sunuluyor. Ancak bu alternatiflerin kalitesi, etkinliği ve güvenilirliği konusunda hastalar ve hekimler endişeli. Ayrıca, alternatif ilaçların fiyatları da daha yüksek olabiliyor.
İlaç firmalarının piyasadan çekilmesinin bir başka nedeni de, Türkiye’nin uluslararası referans fiyatlandırma sistemi uygulaması. Bu sistemde, Türkiye’nin ilaç fiyatları, Avrupa Birliği ülkelerinin fiyatlarıyla karşılaştırılıyor ve en düşük fiyat esas alınıyor. Bu da Türkiye’nin ilaç fiyatlarının Avrupa’daki en düşük seviyede olmasına yol açıyor.
İlaç firmaları, Türkiye’deki fiyatların düşük olmasının, diğer ülkelerdeki fiyat baskısını artırdığını ve kar marjlarını düşürdüğünü savunuyor. Bu nedenle, Türkiye’deki fiyatları artırmak veya piyasadan çekilmek arasında bir tercih yapmak zorunda kalıyorlar.
İlaç sektörü temsilcileri, Türkiye’deki ilaç fiyatlandırma sisteminin revize edilmesini ve avro kurunun daha sık güncellenmesini talep ediyorlar. Aksi takdirde, piyasadan çekilen ilaç sayısının artacağını ve hastaların mağdur olacağını uyarıyorlar.
