Donsuz Heykel

Göbeklitepe’de yeni keşfedilen domuz heykeli ve Karahantepe’de bulunan insan heykeli, insanlık tarihine ışık tutan nadir sanat eserleridir. Bu buluntularla tarihin yeniden yazılacağı, en azından birçok satırının değişeceği kesin.

Bu iki heykel, 12 bin yıl önce yaşamış toplulukların kültürel ifadelerini ve inançlarını anlamamıza yardımcı olan önemli arkeolojik buluntular olarak kabul edilmesi ve kafa yorulması gereken eserler.

Heykellerden biri Göbeklitepe‘nin D yapısında bulundu. Bu heykel kireç taşından yapılmış ve gerçek boyutlu bir yaban domuzunu canlandırıyor. Heykelin yüzeyinde kırmızı görülen, beyaz ve siyah renklerde pigment kalıntıları,  heykelin boyandığını gösteriyor.

Ayrıca yaban domuzunun bulunduğu yer çok anlamlı. Yaban domuzu, Göbeklitepe’nin merkezindeki iki dikili taşın arasında, yapının aksını oluşturan bir noktada duruyor. Heykel dişleri açık ve saldırgan bir şekilde tasvir edilmiş. Bu da, yaban domuzunun Göbeklitepe’de yaşayan insanlar için önemli bir sembol olduğunu düşündürüyor.

Bu heykellerin metal hiçbir alet ve edevatın olmadığı dönemde, taşın taşla yontularak yapıldığı gibi ayrıntılar üzerinde hiç durulmazken Karatepe’de bulunan insan heykelinin çıplaklığına ve cinsel organının görünmesine takılanlar oldu. Açıkça söylemeseler de, bunu “edepsizlik” olarak görenler, ahlaksızlık olarak tanımlayanlar var.

Anadolu Ajansı bu buluntularla ilgili hazırladığı haber görselini, insana “oldu olacak sünnet eseydiniz” dedirtecek şekilde, heykelin cinsel organını buzlandırma yaparak servis etti. Hani heykel dile gelse, “don gömlek vardı da biz mi giymedik?” diyecek…

Heykelin çıplaklığını tartışmanın sığlığı Antalya Altın Portakal Film Festivaline tahammül edemeyenler, kadının etek boyunu, şortunu, kahkahasını sürekli gündemde tutanlardan beklenen bir şey. Ancak, kabul etseler de etmeseler de, Karacaoğlan‘ın da dediği gibi insan oğlu bu yolculuğa üryan çıktı,  geçmiş birçok kültürde, cinsel organının görünmesi üreme ve bereketin önemli sembollerinden biriydi. Bu buluntuları, kendi çağlarındaki kültürel bağlamları içinde değerlendirdiğimizde bir anlamı olur, anlaşılır olmaktan öte sırlarını aşikâr ederler.

Arkeolojik eserleri, günümüzün ahlaki veya kültürel normlarına göre yargılamak, tarih ve arkeolojiye haksızlık yapmak olur. Onları olduğu gibi kabul etmedikçe geçmişimizin tanıkları yapama şansını yitiririz.

Bu sanat eserleri, insanların binlerce yıl önceki düşünce tarzlarına ve değerlerine ışık tutmakla kalmıyorlar, nereden geldiğimizi ve ardımızda bıraktığımız o uzun yola donsuz çıktığımızı da bize gösteriyorlar.

Hasan KAYA
Latest posts by Hasan KAYA (see all)