İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması, siyasi çevrelerde olduğu kadar toplumun farklı kesimlerinde de tepkilere yol açtı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Bitlis’in Tatvan ilçesinde düzenlenen Nevruz programında yaptığı konuşmada, İmamoğlu’na yönelik operasyonun yalnızca bir belediye başkanına değil, halkın demokratik iradesine karşı yapıldığını vurguladı. Bakırhan, “Bu siyasi operasyon yalnızca İmamoğlu’na değil, kent uzlaşısına ve demokratik siyasete yöneliktir” ifadelerini kullanarak, Türk ve Kürt halkları arasındaki iş birliğinin kriminalize edilmesine sert tepki gösterdi.
“İmamoğlu’nun Gözaltına Alınmasını Kabul Etmiyoruz”
Bakırhan, gözaltı operasyonunu “hukuki değil, siyasi” olarak nitelendirerek şu açıklamalarda bulundu:
“Bu operasyonu kınıyoruz, eleştiriyoruz ve reddediyoruz. Bu ne yargının ne hukukun meselesidir; açıkça siyasi bir operasyondur. İmamoğlu’nun kent uzlaşısı üzerinden gözaltına alınmasını kabul etmiyoruz. Kent uzlaşısı, Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın, emekçinin, kadının, kentteki tüm dinamiklerin kendi yöneticilerini seçme hakkıdır. Sayın Savcı bu operasyonla diyor ki, ‘Tatvanlıların İstanbul’daki iradesini tanımıyorum, Tatvanlı Kürtler İstanbul’daki Türklerle ittifak yapamaz.’”
DEM Parti lideri, bu durumun sadece İmamoğlu’na değil, demokrasiye inanan tüm kesimlere karşı bir tehdit olduğunu belirterek, “Bu siyasi operasyon aynı zamanda bizleredir, kent uzlaşısınadır. Savcının dediğinin tam tersine, biz Türklerle, emekçilerle, Alevilerle, kadınlarla daha fazla bir araya gelmeye devam edeceğiz” dedi.
“Ne Demek Türk ve Kürt İttifak Yapamaz?”
Bakırhan, Türk ve Kürt halklarının demokratik bir ittifak kuramayacağı yönündeki söylemleri sert bir dille eleştirdi. Konuşmasında, yıllardır süregelen ortak mücadelenin önemine vurgu yaparak, Türkiye’nin geleceği için etnik ayrımları reddeden bir siyaset anlayışının gerekliliğini savundu:
“Bu ayrımcı ve düşmanlaştırıcı anlayışı reddediyoruz. Ne demek Türk ve Kürt ittifak yapamaz? Tarihsel bir birliktelikten bahsediyoruz. O zaman bizim AK Parti ile yaptığımız görüşmelere de mi dava açılacak? Kent uzlaşısı suç değil, demokratik bir modeldir. Aylardır Türkiye’nin iç barışını konuşuyoruz. Ama sanırım biz ve savcılar, iç barıştan farklı şeyler anlıyoruz. Biz halkların barışmasını, birlikte yaşamasını istiyoruz. Onlarsa sabah operasyonlarıyla halkın seçilmiş temsilcilerini hedef alıyorlar.”
“İstanbul, Türkiye’nin Küçük Bir Prototipidir”
DEM Parti Eş Genel Başkanı, İstanbul’un farklı kültür ve kimlikleri bir araya getiren bir şehir olduğunu belirterek, burada verilen mücadelenin ülkenin geleceği açısından kritik öneme sahip olduğunu ifade etti:
“İstanbul, Türkiye’nin kendisidir. İstanbul, Bitlis’tir, Tatvan’dır, Siirt’tir, Kars’tır. 16 milyonluk nüfusuyla Türkiye’nin küçük bir prototipidir. Bu nedenle İstanbul’un iradesine yapılan müdahaleleri yalnızca yerel bir mesele olarak değil, ülke genelindeki demokratik iradenin baskı altına alınması olarak değerlendiriyoruz.”
İmamoğlu’na yönelik suçlamaları kabul etmediklerini vurgulayan Bakırhan, gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep etti.
“Öcalan’ın Çağrısı Dikkate Alınmalı”
Konuşmasının devamında Bakırhan, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “silah bırakma” çağrısına da değindi ve bu çağrının demokratikleşme süreci açısından kritik olduğunu belirtti.
“Sayın Öcalan’ın çağrısı öyle sıradan bir çağrı değildir, yeni bir sürecin kapısını aralamaktadır. Devlet ve iktidar, bu çağrıyı samimiyetle ele almalı, demokratik çözüm için gerekli adımları atmalıdır. Sayın Öcalan bize bir rota çizdi, bir pusula sundu. Bu gemiyi, barış ve özgürlük limanına taşımak bizim sorumluluğumuzdur.”
DEM Parti lideri, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik çıkmazdan ancak demokratik reformlarla çıkabileceğini savunarak, provokasyonların önüne geçilmesi için barışçıl çözümlerin önünün açılması gerektiğini ifade etti.
“Bugüne kadar ‘Sayın Öcalan bir çağrı yapsın’ diyenler, şimdi bu çağrının gereğini yerine getirmeli. Eğer gerçekten provokasyonların ve sabotajların önüne geçmek istiyorsak, demokratik çözüm için cesur adımlar atılmalıdır.”
“İrademizi Kırmaya Çalışanlara Karşı Mücadelemizi Sürdüreceğiz”
Son olarak Bakırhan, yaşananların yalnızca bir siyasi operasyon olmadığını, halkın iradesine yönelik kapsamlı bir müdahale olduğunu belirtti. DEM Parti olarak demokrasi ve halkların birlikte yaşama iradesine sahip çıkacaklarını vurguladı.
“Halkın seçtiği yöneticilere yapılan bu operasyonlar, yalnızca kişilere değil, halkın iradesine yöneliktir. Biz DEM Parti olarak, barışın, demokrasinin ve halkların özgürlük mücadelesinin yanında olmaya devam edeceğiz. Bizi sindirmeye çalışanlara karşı, halklarımızla birlikte daha güçlü bir mücadele sürdüreceğiz.”
İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan tepkiler sürerken, DEM Parti’nin bu açıklaması, Türkiye’de demokratikleşme tartışmalarını yeniden gündeme getirmiş durumda.