İBB’ye Yönelik Soruşturma ve Sosyal Medya Takibi: Hükümetin Dijital Baskısı mı?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan süreç, yalnızca hukuki değil, aynı zamanda siyasi ve toplumsal bir krizin de habercisi olarak değerlendiriliyor. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın duyurduğu “provokatif paylaşım” soruşturması, hükümetin sosyal medya üzerinde giderek artan kontrol mekanizmasını ve dijital alandaki baskı stratejisini bir kez daha gündeme getirdi.

Sosyal Medyaya Soruşturma: 261 Hesap Belirlendi, 37 Kişi Gözaltında

İçişleri Bakanı Yerlikaya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan iki ayrı soruşturma çerçevesinde, sosyal medya platformlarında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “suç işlemeye tahrik” suçlamalarıyla toplam 261 hesabın tespit edildiğini, bu hesaplardan 62’sinin yurt dışında olduğunu belirtti.

Emniyet birimlerinin gerçekleştirdiği operasyonlarda 37 şüpheli gözaltına alınırken, diğer şüphelilerin yakalanması için çalışmaların sürdüğü ifade edildi. İçişleri Bakanlığı’na bağlı Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın, bu süreçte sanal devriye faaliyetlerini artırdığı ve internet üzerinde 7/24 takip gerçekleştirdiği bildirildi.

Sosyal Medyada 18 Milyondan Fazla Paylaşım, “Bot Hesaplar” Tartışması

Bakan Yerlikaya’nın açıklamalarında dikkat çeken bir diğer nokta ise, gözaltı haberlerinin ardından sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinde toplamda 18.647.269 paylaşım yapıldığı ve bunların %66’sının gerçek kullanıcılar tarafından, %34’ünün ise bot hesaplar tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edilmesiydi.

Hükümetin daha önce de sosyal medyadaki tepkileri “bot hesaplar ve manipülasyon” söylemiyle küçümsemeye çalıştığı biliniyor. Ancak özellikle muhalefet çevreleri, bu tür açıklamaların toplumun doğal tepkisini kriminalize etmeye yönelik bir çaba olduğu görüşünde.

Sosyal Medya Denetimi: Eleştirinin Suç Sayıldığı Bir Sürece mi Gidiliyor?

Türkiye’de hükümetin, özellikle seçim dönemlerinde ve kritik siyasi gelişmeler sırasında sosyal medya üzerindeki denetimi sıkılaştırdığı biliniyor. 2022’de yürürlüğe giren “Dezenformasyon Yasası” ile birlikte, sosyal medya paylaşımlarının hükümet tarafından “yanlış bilgi yayma” veya “kamu düzenini bozma” gerekçesiyle suç unsuru olarak değerlendirilebildiği birçok vaka yaşandı.

İBB soruşturması kapsamında sosyal medyada tepki gösteren 37 kişinin gözaltına alınması, eleştirel seslerin bastırılması amacıyla mı gerçekleştirildi? Bu sorunun yanıtı, önümüzdeki günlerde soruşturmanın kapsamı ve yargının nasıl bir süreç işlettiğiyle daha net ortaya çıkacak. Ancak şimdiden görünen tablo, hükümetin giderek daha sert dijital gözetim ve kontrol politikalarıyla muhalefeti susturmaya çalıştığı yönündeki endişeleri doğrular nitelikte.