34 yaşındaki Bahar Aksu, eski eşi Rüstem Elibol tarafından önce kaçırılmak istendi, ardından başından silahla vurularak öldürüldü. Olay, İstanbul’un Şişli ilçesinde gündüz saatlerinde, insanların işe gittiği, çocukların okula yürüdüğü bir sokakta yaşandı. Katil Aksu’yu sokak ortasında, herkesin gözü önünde infaz etti. Bu vahşetin ardından kadınlar bir kez daha sokaklara çıktı. Şişli Pangaltı Metro Durağı’nda toplanan kadınlar, katledilen Bahar için yürüdü, devleti göreve çağırdı.
Kadınlar Bahar İçin Yürüdü: “Katiller Aramızda, Devlet Nerede?”
Kadınların yürüyüşü Bahar Aksu’nun öldürüldüğü sokağa kadar sürdü. Burada yapılan basın açıklamasında isyan, öfke ve acı bir arada yankılandı. Kadınlar, yaşanan bu cinayetin münferit değil, sistematik olduğunu vurgulayarak, devletin sorumluluğuna işaret etti. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Buradan soruyoruz, bunca katil aramızdayken biz nasıl güvende olacağız? Hakkını arayan öğrencinin, emekçinin, kadının karşısına dikilen polis Bahar katledilirken neredeydi? Erkekleri cezasızlıkla ödüllendiren iktidar, 2025’i aile yılı ilan ederken utanmadı mı?”
Kadınlar yalnızca Bahar Aksu için değil, yıllardır katledilen yüzlerce kadın için de ses yükseltti. Açıklamada, “Boşanmak istediğimiz için, ‘hayır’ dediğimiz için, yemeğin tuzu az diye öldürülen kadınlar sizin için sadece birer sayı mı?” sorusu soruldu. Bu soruların muhatabı ise iktidar ve adalet sistemiydi.
Bahar Direndi, Devlet Koruyamadı
Olay, Bahar Aksu’nun sabah işe gitmek üzere evinden çıktığı sırada yaşandı. Eski eşi Rüstem Elibol ve yanındaki kişiler tarafından araca bindirilmek istenen Bahar, uzun süre direndi. Tanıkların ifadesine göre, Aksu kaçırılmamak için çevreden yardım istedi. Ancak bu direnişin sonunda Elibol silahına sarıldı ve Bahar’ı başından vurarak olay yerinden kaçtı. Tüm bu yaşananlar, Türkiye’de kadınların en temel hakkı olan yaşam hakkına bile sahip çıkılamadığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Cezasızlık Politikası Kadınları Öldürüyor
Kadın cinayetlerinin ardı arkası kesilmiyor. 2025 yılında da tablo değişmedi: Kadınlar öldürülmeye devam ediyor, failler çoğu zaman “iyi hal” ve “haksız tahrik” gibi gerekçelerle indirim alıyor ya da yetersiz ceza ile toplum içine geri dönüyor. Kadın örgütlerinin ve baroların defalarca dile getirdiği gibi, cezaların caydırıcılığı yok denecek kadar az.
Bahar Aksu’nun öldürülmesi de bu sistematik çürümenin bir sonucu. Fail Rüstem Elibol’un geçmişte tehdit veya şiddet suçu olup olmadığı, hakkında uzaklaştırma kararı bulunup bulunmadığı hâlâ net değil. Ancak bildiğimiz bir şey var: Bahar, hayatta kalmak için mücadele etti ama devlet onu koruyamadı.
2025’te “Aile Yılı”: İktidar Kadını Görmezden Geliyor
Kadınların basın açıklamasında özellikle 2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesine tepki vardı. Hükümetin kadınları birey olarak değil, yalnızca aile içindeki konumlarıyla tanımlamasına karşı ses yükselten kadınlar, cinayetlerin arkasındaki yapısal sorunlara dikkat çekti.
“Ülkemizdeki kadın cinayetleri ne tesadüf ne de münferit. Katilleri cesaretlendiren, erkekliği kutsayan bu sistemin bizzat kendisi sorumludur,” denildi.
- Bir Tokadın Anatomisi: Özgür Özel’e Yapılan Saldırının Şifreleri - 5 Mayıs 2025
- Bir Kadın Daha Katledildi: Bahar Aksu’nun Ardından Şişli Sokaklarında İsyan Yükseldi - 5 Mayıs 2025
- Vicdanın Sesi Üsküdar’da Yankılandı: AKP’li Meclis Üyesi Ekrem Baki, Baskılara Tepki Göstererek Partisinden İstifa Etti - 5 Mayıs 2025