Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, köşe yazısında yolsuzluk operasyonlarının Türkiye’de siyasette nasıl bir araca dönüştüğünü ele aldı. Yazısında, iktidarın kendi belediyelerine yolsuzluk soruşturması açılmadığına dikkat çeken Terkoğlu, muhalefet belediyelerine yönelik operasyonların ise siyasi müdahale olarak kullanıldığını belirtti.
“Yargı, İktidar Belediyelerine Dokunmuyor”
AKP ve MHP’nin yönettiği belediyelere yolsuzluk iddiasıyla herhangi bir savcının operasyon yapmasının mümkün olmadığını savunan Terkoğlu, böyle bir durumda savcının görevden alınarak cezalandırılacağını ifade etti. Buna karşın muhalefet belediyelerine yönelik yolsuzluk iddialarının siyasi hesaplaşma için kullanıldığını belirtti.
Terkoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) AKP yönetimi sırasında ortaya çıkan yolsuzluklarla ilgili müfettiş raporlarına değindi. Bu raporlarda, Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti gibi kurumlara bina tahsisinden usulsüz burslara kadar birçok usulsüzlük tespit edildiğini aktardı. İBB müfettişlerinin bu dosyaları savcılığa ilettiğini ancak hiçbir işlem yapılmadığını vurguladı. Ayrıca, raporların kamuoyuna yansımasının ardından yargının bu haberlere erişim engeli getirdiğini belirtti.
“Yolsuzluk, Siyasi Araç Haline Geldi”
Terkoğlu’na göre, mesele aslında yolsuzluk değil, siyasi güç mücadelesi. Yolsuzluk soruşturmalarının iktidar eliyle muhalefete yönelik bir sopa olarak kullanıldığını ifade eden Terkoğlu, halkın bu durumun farkında olduğunu ve siyasi operasyonlara göre tavır aldığını söyledi. Yolsuzluk iddialarının halk nezdinde kanaat değiştirmediğini vurguladı.
Terkoğlu, yazısının sonunda, kamu kaynaklarının kötü yönetilmesinin toplum tarafından bilindiğini ancak yolsuzluk operasyonlarının siyasi hesaplaşmaya dönüştüğü için gerçek anlamda hesap verilebilirliğin sağlanamadığını belirtti. “Kamu malı deniz” zihniyetinin kazanmaya devam ettiğini ifade eden Terkoğlu, değişim için iktidarın hesap verebilir hale gelmesi gerektiğini söyledi.
Barış Terkoğlu’nun Cumhuriyet Gazetesi’ndeki bu analizi, Türkiye’de yolsuzluk ve siyasi müdahale arasındaki ilişkiyi gözler önüne seriyor.