Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında asgari ücret politikaları, artış oranları ve satın alma gücü açısından önemli farklılıklar bulunuyor. 27 AB üyesinden 22’si ulusal asgari ücrete sahipken, bu ülkelerdeki asgari ücretler hem nominal değerler hem de satın alma gücü standardı (PPS) açısından büyük çeşitlilik gösteriyor. Türkiye’de ise asgari ücret artışları ve çalışanların büyük bir bölümünün asgari ücretle çalışması, önemli bir sosyo-ekonomik sorun olarak öne çıkıyor.
AB’de Asgari Ücret Artışları
Son on yılda, AB ülkeleri arasında asgari ücret artış oranları önemli ölçüde farklılık gösterdi. Romanya, Litvanya, Bulgaristan ve Polonya, Ocak 2015 ile Ocak 2025 arasında yıllık ortalama %10 ile %14 arasında değişen en yüksek asgari ücret artış oranlarına sahip ülkeler oldu. Bu ülkeler, özellikle ekonomik büyüme ve işgücü piyasası reformları sayesinde asgari ücretlerini önemli ölçüde artırdı.
Buna karşılık, Fransa ve Malta gibi ülkeler, sırasıyla %2,1 ve %2,9 ile en düşük yıllık ortalama artış oranlarına sahip oldu. Bu ülkelerde asgari ücret artışları, daha düşük enflasyon oranları ve görece istikrarlı ekonomik koşullar nedeniyle daha sınırlı kaldı.
Nominal Asgari Ücretlerde Büyük Farklılıklar
AB ülkeleri arasında nominal asgari ücretler büyük farklılıklar gösteriyor. Lüksemburg, İrlanda, Hollanda, Almanya, Belçika ve Fransa gibi ülkeler, aylık asgari ücretin 1.500 Euro’nun üzerinde olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Örneğin, Lüksemburg’da aylık asgari ücret 2.638 Euro iken, Fransa’da bu rakam 1.802 euro.
Diğer yandan, Hırvatistan, Yunanistan, Malta, Estonya, Çekya, Slovakya, Romanya, Letonya, Macaristan ve Bulgaristan gibi ülkelerde asgari ücretler 1.000 Euro’nun altında kalıyor. Bulgaristan, 551 Euro ile AB’nin en düşük asgari ücretine sahip ülke olurken, Hırvatistan’da bu rakam 970 euro.
Satın Alma Gücü Standardı (PPS) ile Adil Karşılaştırma
Nominal asgari ücretler, ülkeler arasındaki yaşam maliyeti farklılıklarını dikkate almadığı için tam bir karşılaştırma sunmuyor. Satın alma gücü standardı (PPS), bu farklılıkları dikkate alarak daha adil bir karşılaştırma imkanı sağlıyor. PPS’ye göre, Almanya, Lüksemburg, Hollanda, Belçika, Fransa ve Polonya, asgari ücretin 1.500 PPS’nin üzerinde olduğu ülkeler arasında yer alıyor.
Öte yandan, Slovakya, Çekya, Estonya, Bulgaristan ve Letonya gibi ülkelerde asgari ücret, PPS 1.000’in altında kalıyor. Bu durum, nominal asgari ücretin düşük olduğu ülkelerde yaşam maliyetlerinin de düşük olması nedeniyle, çalışanların benzer bir satın alma gücüne sahip olabileceğini gösteriyor.
Türkiye’de Asgari Ücret: Artışlar ve Yüksek Oranlar
Türkiye’de 2025 yılı için net asgari ücret, %30 artışla 22.104 TL (yaklaşık 630,36 dolar) olarak belirlendi. Bu artış, yaklaşık 9 milyon çalışanı doğrudan etkiliyor. Ancak, Türkiye’de asgari ücretle çalışanların oranı %40’lara yaklaşıyor, bu da Avrupa’daki birçok ülkeye kıyasla oldukça yüksek bir oran.
Türkiye’de asgari ücretin yüksek oranda çalışanı etkilemesi, işgücü piyasasının yapısı ve düşük ücretli işlerin yaygınlığı ile ilişkilendiriliyor. Ayrıca, yüksek enflasyon ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar, asgari ücretin satın alma gücünü olumsuz etkileyebiliyor.
AB ülkeleri arasında asgari ücret artış oranları, nominal değerler ve satın alma gücü açısından büyük farklılıklar bulunuyor. Satın alma gücü standardı, bu farklılıkları daha adil bir şekilde değerlendirmeye yardımcı oluyor. Türkiye’de ise asgari ücret artışları, çalışanların büyük bir bölümünü etkilemekle birlikte, yüksek enflasyon ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar nedeniyle satın alma gücü üzerinde baskı oluşturuyor. Türkiye’nin asgari ücret politikalarını gözden geçirerek, çalışanların yaşam standartlarını iyileştirmesi gerekiyor.