Amasra maden faciasında bilirkişi ön raporu: Kaza önlenebilirdi

Amasra maden faciasına iliÅŸkin açıklanan bilirkiÅŸi ön raporunda “Metan drenajı uygulaması hayata geçirilmiÅŸ olsaydı kaza önlenebilirdi” ifadesi yer aldı.

Türkiye TaÅŸkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesinde 14 Ekim’de meydana gelen patlamaya iliÅŸkin bilirkiÅŸi ön raporu hazırlandı.

Maden, jeoloji, jeofizik, elektrik ve makine mühendisleriyle iş güvenliği uzmanından oluşan 7 kişilik bilirkişi heyetinin hazırladığı 28 sayfalık ön inceleme raporu, Amasra Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.

Raporda, 41 işçinin hayatını kaybettiÄŸi, 11 kiÅŸinin yaralandığı olaya iliÅŸkin, “Ä°ÅŸ kazası, -320 Kalın Damar Tavan Yolu’ndaki patlatma çalışması kaynaklı olarak meydana gelmiÅŸ, grizu ve kömür tozu patlamasını içeren bir patlamadır” ifadesi kullanıldı.

Havalandırma

Raporda “Havalandırma” baÅŸlığı altında ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulunuldu: “TTK’ye baÄŸlı ATÄ°M’de (Amasra TaÅŸkömürü Ä°ÅŸletme Müessesesi) maden havalandırmasının iyileÅŸtirilmesine dair hayata geçmeyen yatırım ve iyileÅŸtirme projeleri, kazanın meydana gelmesinde önemli rol oynamıştır. Yetersiz ve etkisiz havalandırma sistemi olayın meydana gelmesindeki en temel unsurdur. Ocak içinde yeterli miktarda ve hızda hava dolaşımı saÄŸlanamamış, bu nedenle yanıcı, patlayıcı gazları ve tozları insanların çalıştığı ve bulundukları yerlerde seyreltme ve hızla ortamdan uzaklaÅŸtırma görevi yerine getirilememiÅŸtir. Merkezi gaz izleme sisteminden alınan veriler incelendiÄŸinde metan seviyelerinin müteakip defalar uzun süre boyunca yüzde 1,50 ve yüzde 2’nin üstünde kaldığı, neredeyse rutin olarak yüzde 1,50’yi, düzenli olarak da yüzde 2’yi aÅŸtığı için potansiyel patlayıcı metan seviyeleri oluÅŸmuÅŸtur. Teknik olarak metan gazının alt patlama limiti olan yüzde 5’i geçtiÄŸi durumlar da yaÅŸanmıştır ancak tertip defterler incelendiÄŸinde ikaz ve alarm seviyelerinde maden ocağının kısmen dahi olsa boÅŸaltılması yönünde bir önlem alındığı ve üretim miktarlarında bir azalma olduÄŸu görülmemiÅŸtir. Havalandırma sistemi yeterli ve etkili olsaydı olayın meydana gelmesi önlenirdi.”

Metan drenajı

“Metan Drenajı” baÅŸlığında da “TTK’ye baÄŸlı ocaklarda metan drenajı uygulaması yapılmamaktadır. Bu durum yaÅŸanan kazanın, yetersiz ve etkisiz havalandırma ile birlikte temel nedenlerinden biridir. Metan drenajı uygulaması hayata geçirilmiÅŸ olsaydı meydana gelen kaza olayı önlenebilirdi” ifadelerine yer verildi.

Rapordaki “Kömür Tozu Mücadelesi” baÅŸlığında ise “-320 Kalın Damar galerisinde meydana gelen grizu patlamasının kömür tozu patlaması ile ocaÄŸa yayılması, yaÅŸanan kazanın boyutlarının ve etki mesafesinin artmasına sebebiyet vermiÅŸtir. Ä°ÅŸletmede kömür tozu ile mücadele konusunda hazırlanan yönergenin bulunmuÅŸ olması, iÅŸletme yetkililerinin de riskin farkındalığına iÅŸaret etmektedir ancak grizu patlamasının kömür tozu patlamasına eÅŸlik etmiÅŸ olması, yapılan tozla mücadele çalışmasının yetersiz olduÄŸunu göstermektedir. Tozla mücadele etkin yapılsaydı meydana gelen kazanın etkisi daha az olabilirdi” deÄŸerlendirmesi yapıldı.

Raporda “denetleme mekanizmasının gereken etkinliÄŸi saÄŸlayamadığının net görüldüğü, bunun da kazanın meydana gelmesinde etkisi olduÄŸu” kaydedildi.

Denetleme

Raporun “Denetleme” baÅŸlığında ÅŸunlar kaydedildi: “Yeraltı taÅŸ kömürü madenciliÄŸi ‘çok tehlikeli iÅŸler’ sınıfında olduÄŸu için gerek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol Ä°ÅŸleri Genel Müdürlüğü Ruhsat Denetleme Dairesi BaÅŸkanlığı tarafından gerekse de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve TeftiÅŸ BaÅŸkanlığı tarafından rutin denetimlere tabi tutulmaktadır. Maden iÅŸletmesinde gerçekleÅŸtirilen denetim faaliyetleri sonucunda hazırlanan raporlarda havalandırma, metan drenajı, kömür tozu ile mücadele ve benzeri konularda tespit veya iyileÅŸtirmeye yönelik bir talep, öneri ya da yaptırım uygulanmamıştır. Denetleme mekanizmasının gereken etkinliÄŸi saÄŸlayamadığı görülmekte olup, kazanın meydana gelmesinde etkisi vardır.”

Personel sayısı

Raporda “Teknik Personel Sayısındaki Eksiklik” baÅŸlığı altında “Yeraltının zor ÅŸartları ve kompleks jeolojik yapısından dolayı, maden ocağında etkin bir denetlemenin saÄŸlanması çok önemlidir. Ä°ÅŸletmede P2 vardiyası (08.00-16.00) dışındaki vardiyalarda bulunan mühendisler genelde vardiya mühendisleridir. Müessesedeki toplam vardiya mühendisi sayısı 4’tür. Kazanın meydana geldiÄŸi P2’de görevli tek vardiya mühendisi R.O’dur. Kendisi, yer üstündeki rutin iÅŸlerini tamamlayıp, saat 17.50’de yer altına girip, üretim yerine giderken -300 kotunda kazanın meydana geldiÄŸi anlaşılmaktadır. Ä°ÅŸletmede, yer altındaki farklı kartiye (birkaç üretim ünitesinden oluÅŸan ocak) ve birimlerde yapılan tüm teknik iÅŸleri tek bir vardiya mühendisi ile denetlemenin ve yönetmenin yetersiz kalacağı aÅŸikardır. Bu kusur, kazanın meydana gelmesinde etkendir” deÄŸerlendirmesinde bulunuldu.

İş Güvenliği

Raporun “Ä°ÅŸ GüvenliÄŸi EÄŸitimleri ve Acil Durumlara Yönelik Tatbikatlar” baÅŸlığında ise ÅŸunlar belirtildi:

“Yeraltı maden iÅŸletmesinde olası bir acil durumda yeraltı çalışanlarının yer yüzüne ulaÅŸabilmesinin en önemli destekçisi, Oksijenli Ferdi Kurtarıcı (OFK) maskeleridir. ATÄ°M’de (Amasra TaÅŸkömürü Ä°ÅŸletme Müessesesi) meydana gelen olayda, yer altı maden işçilerinin OFK maskelerini kullanmakta yetersiz olduklarını belirttikleri görülmüştür. Gerek kazadan kurtulan işçi B.S’nin anlattıklarında gerekse de diÄŸer işçi tanık ifadelerinde acil durum tatbikatlarında yetersizlikler olduÄŸu beyan edilmektedir (19.10.2022 tarihli savcılık ifadesi). Ä°ÅŸ güvenliÄŸi eÄŸitimleri ve tatbikatlar konusunda görülen eksiklikler, kaza sırası ve sonrasında meydana gelen hataların kaynağını oluÅŸturmaktadır.”

Öte yandan, bilirkişi ön raporunda kusur atfedilen sorumlu kişilerle ilgili değerlendirme ve tespitler de yer aldı.