AGİT’in hazırladığı ara raporda ‘Hayır’ kampanyasına yapılan engellemelere geniş yer ayrıldı. Raporda devlet imkânlarının ‘Evet’ için seferber edildiği vurgulandı.
BirGün’ün haberine göre, Dışışleri Bakanlığı, hükümet yetkilileri, Yüksek Seçim Kurulu (YSK), kamu kurumları, siyasi parti, medya, demokratik kitle örgütleri ve uluslararası toplum temsilcileriyle görüşen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) heyeti, 16 Nisan’da yapılacak halk oylamasına ilişkin yürütülen kampanyalarla ilgili olarak bir rapor hazırladı.
Kamu görevlilerinin bile tarafsızlığını kaybettiği ifade edilen raporda, “Şimdiye kadar ‘Hayır’ destekçileri, polis müdahalesi ile karşılaşmış, bir kısmı cumhurbaşkanına hakaret gibi suçlamalar ile tutuklanmıştır” denildi. 17 Mart-7 Nisan tarihlerini kapsayan raporda, ifade özgürlüğü ve ‘hayır’ kampanyasının kısıtlandığı belirtildi. HDP’nin tutuklu vekilleri ile televizyonlarda kampanyalara eşit süre verilmesini şart koşan kanunun iptal edilmesi de raporda yer alan konular arasında yer aldı.
AGİT’ten yapılan açıklamada, “Venedik Komisyonu önerilen değişikliklerin sonucunda güçler ayrılığı ve yargı bağımsızlığının güvence altına alınmayacağını, böylelikle otoriter bir başkanlık rejimine dönüşmemesi için gerekli olan denge ve denetleme mekanizmalarından mahrum olduğunu belirtmiştir” hatırlatması yapıldı.
AGİT’in ara dönem raporunda yer alan önemli başlıklar şöyle:
YSK on siyasi partinin referandum kampanyasına katılımını onaylamadı. Kasım seçimlerine katılan 19 partiye izin verilmedi.
Evet kampanyası kapsamında, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Antalya Başsavcı Vekili de dahil olmak üzere birtakım kıdemli politikacılar ve memurlar hayır oyu verenleri ‘terör örgütleri’ ve darbe girişimi planlayıcıları ile denk tutuyor.
Darbe girişiminin ardından, geçen seçimlerde gözlem çabalarını desteklemiş olan bin 583 kitle örgütü tasfiye edildi.
Birtakım siyasi liderlerin ve siyasilerin parmaklıklar ardında olması bazı grupların kampanya yapma yetilerini ciddi ölçüde kısıtlandı. Şimdiye kadar Hayır destekçileri, polis müdahalesi ile karşılaştı, bir kısmı cumhurbaşkanına hakaret gibi suçlamalar ile tutuklandı.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DAHA DA KISITLANDI
Terörle Mücadele Kanunu, Ceza Kanunu, Basın Kanunu ve diğer yasal mevzuat aşırı kısıtlamalara izin veriyor. Hükümlerdeki belirsizlikler gazetecilerin hapsedilmeleri için gerekçe olarak kullanılıyor. İfade özgürlüğü kapanan çok sayıda basın yayın kuruluşu ve tutuklanan gazetecilerin yanı sıra olağanüstü hal yasal çerçevesi ile daha da kısıtlandı.
Referandum için yasal çerçeve basına tarafsız yayıncılık zorunluluğu getirmekte. Ancak bir olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamesi YSK’nin tarafsız yayın yapmayan özel yayın kuruluşları üzerindeki cezai müeyyide yetkisini ortadan kaldırdı.
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024