Teknolojik gelişmeler yaşam koşullarını kolaylaştırdığı gibi, çevre kirliliğine de neden olmaktadır. Gazlar, uçucu organik maddeler, kükürt ve azot emisyonları, jeotermaller, fabrika bacaları, taş ocakları ve madden ocaklarından açığa çıkan toz ve akışkanlar, diğer akışkanlar ve katı yakıtlardan açığa çıkan gazlar çevremizi ve doğal yaşam alanlarımızı aşırı şekilde kirletmektedir. Bu kirlilik havaya, suya, toprağa geçip, bunlar aracılığıyla da bitki ve meyvelere işlemektedir. Bunları tüketen tüm canlıların vücutlarında ağır metal birikmesi oluşabiliyor.
Doğadaki birçok minerali doğal yollarla tüm canlılar almaktadır. Bu yolla alınan mineraller canlının yaşamında pek gözle görülür bir sorun yaratmamaktadır. Ayrıca günlük hayatta o kadar çok ağır metal içeren ürünler kullanıyoruz ki, şimdilik bunlardan kurtulmamız mümkün görünmediği gibi, vücudumuza bu yolla da ağır metaller sirayet etmektedir. Ancak bunun dışında tükettiğimiz sebze, meyve ve diğer gıdalara normal değerlerin üstünde yüklenen ağır metaller, insan sağlığını uzun sürede olumsuz etkileyerek çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bunların başında da kanser gelmektedir.
Büyük Menderes Irmağının ağır metal kirliliğinin sebze, meyve, bitkiler yoluyla diğer etini sütünü tükettiğimiz hayvanlar ve avlanan balıklar yoluyla biz insanlara ulaşmasının yaratacağı sıkıntıların yanında, Jeotermal Santrallerin havaya saldıkları gazların bizlere verdiği tahribatları kısaca sırlayacağız. Burada öne çıkan ağır metallerin olumsuz etkileri kısaca şunlardır.
ALÜMİNYUM: Sinir sistemi bozukluklarına neden olur. Akciğer ve beyne zarar verir. Alzheimer hastalığının baş nedenidir. Eklem ağrıları, kemik erimesi, kansızlık ve Parkinson hastalığının nedenidir.
ARSENİK: Bağırsak ve karaciğerde tahribat yaratır.. Şeker hastalığı, Şizofreni, zayıflık, sağırlık ve psikoz gibi sinir sistemi bozukluklarına neden olur.
KURŞUN: işitme bozukluklarının, sinir iletim sisteminin bozulmasına, hemoglobin bileşiminde düşmeye, kansızlığa, mide ağrısına, böbrek ve beyin iltihaplanmasına, kısırlığa ve kansere neden olur.
ÇİNKO: Deri ve Akciğer hastalıklarının, hipertansiyon, depresyon, hafıza bozukluğu, yorgunluk, halüsinasyon ve psikoza neden oluyor.
CİVA: Bazı nörojolik bozukluklara, merkezi sinir sisteminin tahribine, kansere, böbrek, karaciğer, beyin dokularının tahrip olmasına, sakat doğumlara neden olmaktadır.
KADMİNYUM: Kemiklerin zayıflamasına, solunum yollarında yaralanmaya, kansızlığa neden olur. Bunun etkisinden dolayı bile öksürmelere de kemiklerin kırılmasına kadar götürür.
NİKEL: Akciğer, burun, prostat ve gırtlak kanser riskini artırır. Astım ve kronik bronşiti tetikler. Kalp rahatsızlığı, halsizlik ve baş dönmesi sık görülür.
KROM: Deride irritasyon ve ülsere neden olur. Böbreklerde ve karaciğerde hasara yol açar. Kan dolaşım sistemini ve sinir sistemini tahrip eder.
BAKIR: Vücut için çok gerekli olmasının yanında fazla yüklenmesi de zihinsel ve bedensel hastalıklara yol açabiliyor. Depresyon, şizofreni, görme bozukluğu, hipertansiyon ve kansere neden olabiliyor.
DEMİR: Demirin fazlalığı da damar sertliğine, hücrelerin erken yaşlanmasına ve yağlanmasına, karaciğer, Pankreas ve eklemlerde ağır tahribatlara neden oluyor.
Radon Gazı: DNA zincirini bozarak kansere yol açıyor.
LİTYUM: Fazlalığı, mide, bağırsak, kalp-damar, sinir sistemini ilgilendiren birçok rahatsızlığa neden olmaktadır.
BARYUM: Kasların zayıflamasına, beyin ve karaciğerde hasara yol açıyor.
Bu ağır metaller sadece sebze ve meyvelerle değil, günlük yaşamımızda havayla, suyla ve evlerimizdeki birçok araç ve gereçten de alabiliyoruz. Bu ağır metaller, uzun sürede ve sık, sık alındığında yukarda belirttiğimiz rahatsızlıklara neden olurlar. İleride belirtilen rahatsızlıkların yaşanmaması ve yaygınlaşmaması için bugünden alınması gereken tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bunun için yaşam alanlarımızdaki bu tür sorunlar karşısında YAŞAM HAKKIMIZA sahip çıkarak gerekli mercileri harekete geçirebilmeliyiz. Temiz bir çevre, sağlıklı bir yaşam alanı için imkanların seferber edilmesini istemeli ve sağlamalıyız.
- Zeytinyağlı Yerim, Ama Zeytinliklerden Vazgeçemem! - 10 Nisan 2022
- Yasadışı Yaşamımdan Geçen Sekiz Yıl - 2 Nisan 2022
- Maden Şirketleri ;Rehabilite Değil, Cehennem Çukurlarını Arkalarında Bırakıyorlar!!! - 18 Mart 2022