Acemoğlu, Türkiye’deki şirket bilançoları, banka bilançoları kötü durumda

Bilim Akademisi tarafından düzenlenen “Covid-19 Sonrası Dünya Ekonomisi” konferansında konuÅŸan MIT (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) Profesörü Daron AcemoÄŸlu, Türkiye’deki ÅŸirket bilançoları, banka bilançoları kötü durumda. Tüketici bilançoları kötü durumda. Türkiye’nin ekonomik olarak çok zor dönemler var önünde.” ifadelerine yer verdi.

Prof. Dr. Daron AcemoÄŸlu, Türkiye’de bankaların ve ÅŸirketlerin bilançolarının çok kötü durumda olduÄŸuna dikkat çekerek, bunun için yeni bir kaynak üretilmesi gerektiÄŸini vurguladı.

Türkiye’nin kısa ve uzun sorunları olduÄŸunu vurgulayan AcemoÄŸlu, “En baÅŸta demokrasinin kuvvetlendirilmesi lazım. Ekonomik kurumlardaki iyileÅŸme araçların daha bağımsız, otonom hale gelmesi lazım” diye konuÅŸtu.

MIT Profesörü Daron Acemoğlu, yaptığı sunumda dikkat çekici tespitlere yer verdi.

TÃœRKÄ°YE’NÄ°N ÖNÃœNDE ÇOK ZOR DÖNEMLER VAR!

Cumhuriyet’ten Åžehriban Kıraç’ın haberine göre; AcemoÄŸlu, son dönemde gerilen Türkiye-ABD iliÅŸkileri ile ilgili olarak, “Türkiye için zor zamanlar bunlar. Ama bence en büyük problemler Türkiye’de ÅŸu anda içten gelen problemler. Son 10 yıldır verimliliÄŸi düşük büyüme özellikle tüketime baÄŸlı, devlet harcamalarına, devlet bankalarına baÄŸlı bir büyüme tablosu var.

Türkiye’deki ÅŸirket bilançoları, banka bilançoları kötü durumda. Tüketici bilançoları kötü durumda. Türkiye’nin ekonomik olarak çok zor dönemler var önünde. Tabii ki dışarıdan gelen unsurlar buna katkıda bulunabilir ama asıl problemler içeride” diye konuÅŸtu.

SADECE KURUMSAL REFORMLARLA TÃœRKÄ°YE BÃœYÃœMEZ

“Türkiye sizi göreve çağırsa yapacağınız düzenlemeler neler olur?” konusuna iliÅŸkin olarak ise Prof. Dr. AcemoÄŸlu, “Türkiye’nin kısa uzun dönemli problemleri var. En baÅŸta demokrasinin kuvvetlendirilmesi lazım. Ekonomik kurumlardaki iyileÅŸme araçların daha bağımsız, otonom hale gelmesi lazım. ÖrneÄŸin Merkez Bankası, yargı kurumlarının daha güçlenmesi ve bağımsız hale gelmesi…

Aynı zamanda makroekonomik olarak ÅŸirketlerin ve bankaların bilançolarının düzelmesi gerekiyor. Bunun için de yurtdışından para gelmesi lazım. Åžu anda sadece kurumsal açılardan yapılacak reformlarla Türkiye büyüyemez. Çünkü bankaların ve ÅŸirketlerin bilançoları o kadar kötü durumda ki bunun için yeni bir kaynak yaratılması lazım.” ifadelerini kullandı.

2008’DEN SONRA HER ÅžEY NEGATÄ°F GÄ°DÄ°YOR

MIT Profesörü Daron Acemoğlu, yaptığı sunumda şu tespitlere yer verdi:

– Demokrasinin bir krizden geçtiÄŸi doÄŸru. Bunu en net olarak Türkiye’de görüyoruz. Türkiye’deki kurumların kalitesine bakalım. OECD verilerine göre, birçok kurumsal açıdan 2000’li yılların başında Türkiye’nin iyileÅŸtiÄŸini görüyoruz. Bu tabii ekonomik reformların çok hızlı yapıldığı, yargı reformlarının yapıldığı, yolsuzlukların kontrol altına alındığı bir dönem. Ama 2008’den (hatta 2006’dan) sonra kurumların hepsi negatife gidiyorlar. Kurumlarda çok hızlı ÅŸekilde bir kötüleÅŸme görüyorsunuz.

Dünya Bankası raporuna göre, ekonomi konusundaki kararnameler ve yeni kurallarda 2008’den sonra korkunç bir artış var. 500’den 4 bine kadar çıkıyor. Yani devletin mikro bir şekilde şu şirket bunu yapabilir, bu sektör bunu yapabilir gibi kararlar var. Bunların büyük kısmı daha keyfi ve denetlemeye tabi olmadan Cumhurbaşkanı, başbakanlık kararı ya da başka denetlemeye tabi olmayan kararnameler olduğunu görüyoruz.

MEDYA ÖZGÜRLÜKLERİ GERİLEDİ

-Türkiye’de sivil toplumun çok geri adım attığını görüyoruz. Medya özgürlükleri çok geriledi. Uluslarası Af Örgütü ve gazetecilik örgütlerine göre son 6 yıl içinde dünyada hapishanede olan gazetecilerin yüzde 30’u Türkiye’de. Medya özgürlüğünün azaldığı yerde sivil toplumun zayıfladığını, demokrasinin çalışmadığını görüyoruz. Her yerde bir demokratik gerileme var ama Türkiye bunu en iyi özetleyen ülkelerden biri. Türkiye’de başka ülkelerden daha hızlı gerçekleşti bu gerileme.

  • 2006’dan önce demokrasiye giden ülkeler daha fazla. 2006’dan sonra hemen hemen demokratik ilerlemeler duruyor. Birçok ülke de demokratik olarak geriye gidiyor. Birçok ülkede bugün aslında demokrasinin o kadar da önemli olmadığı demokratik hükümetlerin krize doÄŸru yanıt vermediÄŸi, hatta Türkiye’de vurgulandığı gibi tek adamlar ya da muhalefete daha fazla özveride bulunması gerekmeyen liderlerin daha iyi olduÄŸu konusunda bir vurgu var.

  • Son 60 yılda 150 ülke demokrasiye geçmiÅŸ. Bunların her birini sıfıra koyuyorum ve bunların demokrasiye geçtikten sonraki büyüme oranlarına bakıyorum. Demokrasiye geçtikten sonra hafif bir büyüme, ondan sonra çok hızlı bir büyüme var. 20 yıl içinde demokrasiye geçenler, demokrasi olmayan ülkelere göre yüzde 20 daha fazla büyümüş oluyorlar.