ABD’nin komünizme karşı bir savunma olarak İslam’ı kullanmaya başlamasını ifade eden Yeşil Kuşak Projesi, 1970’li yıllarda Jimmy Carter döneminde ortaya atılmış resmen hiç zaman kabul edilmemiş bir projedir. ABD tarafından resmen kabul edilmemişte olsa, ABD ve müttefikleri, Orta Doğu, Güney Asya ve Afrika’da çeşitli dini yapıların, özellikle de tarikatlerin önünün açılması bu dönemde yaşanmıştır.
Yeşil Kuşak Projesi’nin temel amacı, komünizmin yayılmasını engellemek ve ABD’nin bölgedeki çıkarlarını korumaktır. Bu amaçla, ABD, SSCB’nin Afganistan’a müdahalesine karşı CIA ve Pakistan himayesinde mücahit güçler örgütlemiş, onlara silah, eğitim ve maddi destek sağlamıştır. Afganistan’da ekilen haşhaşın eroin olarak dünya piyasasına sürülmesine göz yumulmuş ve elde edilen gelirin Afganistan Demokratik Cumhuriyeti’ne karşı kullanılması amaçlanmıştır. Bu süreçte, ABD’nin desteklediği mücahitler arasında Taliban gibi radikal dinci örgütler de ortaya çıkmıştır.
Yeşil Kuşak Projesi sadece Afganistan ile sınırlı kalmamış, Orta Doğu ülkelerinde de uygulanmıştır. ABD, bölgedeki müttefikleri olan Suudi Arabistan, Pakistan ve Mısır gibi ülkelerde de İslami hareketleri desteklemiş, onlara silah ve para yardımı yapmıştır. Bu ülkelerdeki İslami hareketler de hem kendi hükümetlerine hem de SSCB’ye karşı mücadele etmiştir. Örneğin, Mısır’da Müslüman Kardeşler örgütü hem Nasır hem de Sadat rejimlerine karşı ayaklanmış, Suudi Arabistan’da ise Vahhabi hareketi hem Şii hem de Batılı etkilere karşı çıkmıştır.
Yeşil Kuşak Projesi’nin Türkiye’ye yansımaları ise 12 Eylül 1980 darbesinden sonra daha belirgin hale gelmiştir. Darbe yönetimi, Türk-İslam sentezi adı verilen bir ideolojiyi benimsemiş, laiklik ilkesini zayıflatmış, dini eğitimi yaygınlaştırmış ve dini cemaat ve tarikatlere alan açmıştır. Bu süreçte, ABD’nin de desteğiyle Fethullah Gülen gibi dini liderlerin etkisi artmış, onların kurduğu okul, vakıf ve medya kuruluşları toplumda yaygınlaşmıştır. Darbe yönetimi ayrıca Kürt sorununu da İslamlaştırmaya çalışmış, Kürt milliyetçiliğine karşı İslami kimliği öne çıkarmıştır.
Yeşil Kuşak Projesi’nin sonuçları ise hem bölge hem de dünya için pek de olumlu olmamıştır. ABD’nin desteklediği İslami hareketler, zamanla ABD’ye karşı da cephe almış, terör eylemleri düzenlemiş ve radikalleşmiştir. Örneğin, El Kaide örgütü, ABD’nin Afganistan’da desteklediği mücahitlerden çıkmış, 11 Eylül 2001 saldırıları gibi büyük bir terör eylemi gerçekleştirmiştir. ABD’nin Irak ve Afganistan’ı işgali de bölgede yeni bir kaos ortamı yaratmış, IŞİD gibi yeni terör örgütlerinin doğmasına neden olmuştur. Türkiye’de ise dini yapıların güçlenmesi, laiklik ilkesinin erozyona uğramasına, toplumsal kutuplaşmaya ve demokrasinin gerilemesine yol açmıştır.
Sonuç olarak, Yeşil Kuşak Projesi, ABD’nin komünizme karşı bir savunma olarak İslam’ı kullanmaya başlamasını ifade eden resmen kabul edilmemiş bir projedir. Bu proje, Afganistan’da başlayıp Orta Doğu ülkelerine ve Türkiye’ye de yayılmış, dini yapıların özellikle de tarikatlerin önlerini açmış, gündelik hayat içinde görünür olmaya başlamış ve toplumda etkilerini artırmıştır.
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024