TBMM Birleşik Toplantısı’nın 58. Birleşiminin ilk oturumu, 5 Haziran 1980 Perşembe günü saat 15.00’da, Cahit Karakaş başkanlığında açılır. Yoklamanın ardından, yeni Cumhurbaşkanını seçmek için yapılan 93. tur oylamada Cumhuriyet Senatosu Üyesi Muhsin Batur ve Manisa Milletvekili Faik Türün aday olurlar. Oy verme işleminin ardından, 9 kişilik tasnif komisyonu oyları saymaya başlar. Oylamaya 573 parlamenter katılmıştır. Adaylardan Muhsin Batur 303, Faik Türün ise 235 oy alır. Tasnif sırasında 4 oy geçersiz sayılmış; 31 oy ise boş kullanılmıştır. 93. tur sonuçlarına göre hiçbir aday yeterli çoğunluğu -318 oyu- sağlayamadığından ivedilikle bir sonraki tura geçilir. O günün son turundaki-96. tur- oylamaya sadece 125 üye katıldığı için, oyların isme göre tasnif edilmesine bile gerek duyulmayacaktır.
5 Haziran’daki Meclis oturumu, özellikle de bu oturumdaki 93. tur oylamada Muhsin Batur’un Cumhurbaşkanı seçilmek için gereken sayıya oldukça yaklaşması, siyasî kulislerde ve TBMM’de hem bir heyecana hem de sert tartışma ve kavgalara neden olur. Sonuçta Batur, sadece CHP’li üyelerden değil, Cumhuriyet Senatosunun Kontenjan senatörlerinden, Millî Birlik Grubu üyelerine, CGP’li ve MSP’li bazı üyelere kadar birçok farklı kesimden oy alabilmiştir; ancak yaklaşık 10 CHP üyesi ise Batur’a oy vermemiştir. 94. tur oylamanın sayımı yapıldığı sırada CHP Grup Başkan Vekili Metin Tüzün bayılarak yere düşer. Kalp spazmı geçiren Tüzün’e ilk müdahale, doktor milletvekilleri Mete Tan, Samet Durmuşoğlu ve Celal Ertuğ tarafından Meclis’te gerçekleştirilir.
MSP Genel Sekreteri Oğuzhan Asiltürk ve yine aynı partiden Diyarbakır Milletvekili Yaşar Göçmen arasında yaşanan arbedeyle de Genel Kurul Salonu’nu hareketlendirir. Oğuzhan Asiltürk, MSP’de Muhsin Batur’un adaylığını destekleyenler arasındadır. Yaşar Göçmen’in de aralarında bulunduğu bir diğer MSP’li grup ise Batur’a muhaliftir. Yan yana oturmakta olan Göçmen ve Asiltürk kendi aralarında hararetle sohbet ettikleri sırada, Göçmen ayağa kalkarak Asiltürk’ü iteler. Partililerin araya girmeleri ve Göçmen’in Genel Kurul Salonu’ndan çıkarılmasıyla gerginlik önlenir. MSP içerisinde Batur’a muhalif parlamenterlerden bir diğeri, Tahir Büyükkörükçü de Batur’un oyları açıklandıktan sonra bağırmaya, parti yönetiminden istifa ettiğini haykırmaya başlar. MSP’liler Büyükkörükçüyü de sakinleştirirler.
AP, kendi adayı Faik Türün’ün Nakşibendi tarikatından olduğunu dillendirmeye gayret ederken, Batur’a oy veren MSP’liler Demirel’i, Faik Türün’ün Nakşibendiliği ile ilgili söylentiler yayarak MSP’deki oyları yönlendirmekle suçlarlar. O saatlerde Meclis AP kulislerinde üzerinde beyaz renkli, yerlere kadar uzanan entarisi, uzun çember sakalı ve başında sarığı ile birileri ortaya çıkar; Milliyet (06.06.1980) gazetesinde yer alan habere göre “AP’li parlamenterlerin, kulise gelen bir şeyhin elini öptüğü tespihinin püskülüne yüz sürdüğü görülür.”
Demirel ve 230 parlamenterin imzasıyla 2 Haziran 1980 tarihinde verilen 1961 Anayasası’nın 95 nci Maddesine İkinci ve Üçüncü Fıkra Olarak İki Fıkra ile Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (2/935) de Millet Meclisi Anayasa Komisyonunda reddedilir. Demirel ve arkadaşları, Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı seçiminin halkoyuyla yapılmasını teklif edecek, ancak karar komisyonda 2’ye karşı 11 oyla reddedilecektir. Anayasa Komisyonunun 7 AP’li üyesinden 5’i de oylamaya katılmaz. Partisinin Anayasa Değişikliği Teklifi üzerine, Saadettin Bilgiç de aynı gün adaylıktan çekilir.
AP’nin Muhsin Batur’un karşısına Faik Türün ismini çıkarması da bu istifadan sonradır -ki daha sonra üzerinde durulacağı gibi bu isim, tesadüfen seçilmemiştir. Kontenjan Senatörü Muammer Aksoy da ertesi gün tüm parlamenterlere gönderdiği ve Meclis Başkanlığına da sunduğu mektubunda, AP’nin Batur’a rakip olarak Faik Türün’ü aday göstermiş olmasındaki siyasî hinliğe dikkat çeker. 4 Haziran’daki Birleşik Oturumda da dile getirilen ve o günkü Oturumu yöneten Cahit Karakaş’ın “Türkiye Parlamentosunda bugüne kadar olmayan bir şeydi bu. Onu da siz yapmış bulunuyorsunuz.” diyerek tepki gösterdiği bu mektuba, Batur da Anılar ve Görüşler’inde yer vermektedir. Mektubunda, bir gün önce AP’nin Anayasa değişikliği için verdiği Kanun Teklifini anarak Aksoy, AP’yi “Cumhurbaşkanının derhal seçilmesi için şart olan ‘Partiler arasında anlaşmaya varma’…yolunu reddederek Anayasa değişikliğine karar” vermekle eleştirir. Aksoy’a göre artık “…bir Kontenjan Senatörü ya da tarafsız bir Milletvekilinin Cumhurbaşkanı seçilme olasılığı da artık kesin biçimde ortadan kalkmıştır.” Aksoy, mektubunda, Faik Türün’ün Muhsin Batur karşısında aday gösterilmiş olması ile ilgili olarak da şu değerlendirmelerde bulunur: “Anayasa değişikliğini gerekçe göstererek adayını [Saadettin Bilgiç] geri çeken AP’nin General Faik Türün’ü aday göstermesi -onun seçilemeyeceğini yüzde yüz bildiği halde- sadece ve sadece Muhsin Batur’a oy verecek bazı parlamenterlerin, şu ya da bu niteliklerinden ötürü Türün’e oy vermesini sağlayarak, Batur’un değerli 8-10 oy kaybetmesi taktiğini uygulamak[tır.]”
5 Haziran tarihi, sadece Muhsin Batur için değil, aslında CHP için de son şanstır: Cumhuriyet Senatosundaki görevi 7 Haziran günü sona erecek olan Batur, iki gün sonra siyasî yaşamdan tamamen çekilecek; bu tarihten sonraki turlarda CHP’lilerin destekleyeceği hiçbir aday, onun kadar başarılı olamayacaktır.
5 Haziran tarihindeki oylamalar, Cumhurbaşkanlığı seçimi için düzenlenen ne ilk ne de son tur oylamalardı; 93. Tur, sadece, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde bir adayın -Muhsin Batur’un- sonuca yaklaşabildiği yegâne tur olması açısından önemliydi. Nitekim Korutürk’ün görev süresi 6 Nisan 1980 tarihinde sonra ereceği için, Anayasa gereği yeni Cumhurbaşkanının seçilmesi için belirlenen takvim 25 Mart 1980’de işlemeye başlamış; o günkü TBMM Birleşik Toplantısı’nda yeni Cumhurbaşkanını belirlemek için ilk tur oylama yapılmıştı. İlk turda oylar 41 farklı aday arasında dağılırken, ilerleyen turlarda rekabet CHP adayı Muhsin Batur ve AP adayı Saadettin Bilgiç arasında kızışmaya başlar. Bilgiç’in adaylıktan çekilmesinden sonra adaylığı gündeme gelen Türün, 21 Ağustos 1980 tarihindeki 115. Tura kadar adaylığını sürdürecek; Parlamento, bu turdaki oylamada da yeni Cumhurbaşkanını seçemeyecektir. Zaten o günden sonra, 11 Eylül 1980 tarihine kadar da TBMM Birleşik Oturumu, Genel Kurul’da yeterli çoğunluk sağlanamadığı için çalışmalarına devam edemeyecektir.
11 Eylül 1980 Perşembe günü saat 15.00’da oturumu açan Başkan Cahit Karakaş, “Yapılan yoklama sonucunda salonda çoğunluğumuz yoktur. Bu sebeple Cumhurbaşkanlığı seçim turlarına devam etmek için, 12 Eylül 1980 Cuma günü saat 15.00’da toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.” diyerek oturumu kapatır. Oysa ertesi gün Türkiye, yepyeni bir siyasal iklime uyanacak; ordu, Rubicon Nehri’ni üçüncü kez geçecektir.