Yüz yıl önce sosyalizm

Yüz yıl önce dünyadaki popüler gündem Paris’te yapılan bir toplantıydı. Okyanusun ötesinden gelen Wilson, daha evvel yayınladığı on dört ilkesiyle her yerde büyük yankı uyandırmıştı. Ama Amerikalı, Ä°ngiliz ve Fransız liderlerin damga vuracağı bu toplantıda, daha popüler olan ÅŸey Rusya’da iktidara gelen BolÅŸeviklerdi.

Dünya kaynıyordu, üç büyük imparatorluk dağılmış, milletler ve azınlıklar özgürlük sevdasına düşmüşlerdi. Rus askerler subayları vurmuÅŸ, işçiler sovyet adını verdikleri komitelerde biraraya gelerek iktidarı devralmış, köylüler toprak iÅŸgalleriyle toprak sahiplerini kovalamış, denizciler gemilerin yönetimini ele geçirmiÅŸ, son Çar ailesiyle birlikte kurÅŸuna dizilip bir kuytuya atılmıştı. Bavyera ve Macaristan’da sovyetler kurulmuÅŸ, komünistler iktidara gelmiÅŸti. Toplantıya katılanlardan, çeyrek yüzyıl içinde her ülkenin komünizme gideceÄŸini söyleyenler vardı, Rusya’ya doÄŸru Haçlı Seferi baÅŸlatmaktan yana olanlar da.

Esasen Paris’teki toplantının ve bu toplantının ana gündemi olan barış arayışının arka planında BolÅŸeviklerin yarattığı büyük korku yatıyordu. Toplantıya katılanlar, BolÅŸeviklerden nefret ediyor, onları yok etmek istiyorlardı. Hararetle BolÅŸeviklerin iktidarı zorla gasp ettiÄŸini ileri sürüyorlar, ama bizzat ABD’nin ve Fransa’nın devrimle kurulduÄŸunu unutuyorlardı.

Toplantıdaki ülkeler, BolÅŸevikleri kendi amaçları için kullanıyorlardı. Polonya Ukrayna’ya, Romanya Baserebya’yı istediÄŸinde BolÅŸevizmi durdurmaktan bahsediyordu. Ä°talya, Dalmaçya kıyıları kendilerine verilmezse, ülkelerinde BolÅŸevik devrim çıkabileceÄŸini söylüyordu. Büyük devletler, Almanlar’a ağır ÅŸartlar dayatılırsa, Almanya’nın BolÅŸevik olacağını söylüyorlardı.

BolÅŸeviklere karşı kara propaganda ise ÅŸiddeti azalmaksızın sürüyordu. BolÅŸeviklerin kadınları millileÅŸtirdiÄŸi, serbest aÅŸk komiserlikleri kurduÄŸu, kiliselerin genelevlere çevrildiÄŸi, Çin’den getirilen cellatların BolÅŸeviklerin kurbanları üzerinde uygulama yaptıkları dehÅŸetle anlatılıyordu.

Karalamalar bir yana, gerçekten de BolÅŸevikler bir kaç hafta içinde Rusya’yı savaÅŸtan derhal çekmiÅŸ, Çar ile Ä°ngiliz ve Fransız liderler arasında yapılan OrtadoÄŸu’yu paylaÅŸan gizli antlaÅŸmaları ifÅŸa ederek, yüz yıl evvelden Wikileaks’ı haber vermiÅŸlerdi. Öte yandan BolÅŸevikler, boÅŸanma, kürtaj ve eÅŸcinselliÄŸe yasallaÅŸtırarak, bu alanları yüzsüzce istimar eden kapitalistlere hakiki bir ahlak dersi, feminist ve LGBTÄ° haklarını erkenden haber vermiÅŸlerdi.

Kendilerini gecikmeli olarak Paris’e davet eden mektuba BolÅŸevikler, Wilson’un neden Sibirya’ya asker yolladığını, self determinasyonun Filipinler ve Ä°rlanda’yı kapsamamasının tuhaflığını sorarak cevaplıyorlardı. Self determinasyon, açıklık ve dünya barışının aslında herkesten önce ve herkesten çok BolÅŸeviklerin ideali ve eylemi olduÄŸu, bu mektuba eklenmiÅŸti.

Yüz yıl önce, tıpkı Komünist Manifesto’da yazıldığı gibi, Paris’te toplananlar üzerinde bir “komünizm hayaleti” dolaşıyordu. Yüzyıl sonra bugün, özellikle Amerika’da Trump’ın üzerinde yine o ünlü hayalet dolaşıyor. Peki sosyalizm, bu büyük prestije raÄŸmen neden yenildi, yüz yıl sonra neden ve nasıl, yeniden insanoÄŸlunun popüler umuduna döndü; haftaya tartışalım.

 

Hüseyin AYGÜN