Yoksulluğun Sessiz Çığlığı: Emekliler Ucuz Yumurtanın Peşinde

Ankara’nın göbeği Kızılay’da sabah erken saatlerde başlayan ve öğlene kadar uzayan uzun bir kuyruk, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik buhranın en çarpıcı göstergelerinden biri haline geldi. İşyurtları Kurumu Kızılay Satış Mağazası önünde vatandaşlar, daha uygun fiyata yumurta satın alabilmek için saatlerce bekliyor. Kuyrukta bekleyenlerin çoğunu emekliler ve sabit gelirli yurttaşlar oluşturuyor. Yüksek enflasyonun temel gıda ürünlerini bile ulaşılamaz hale getirdiği ülkede, bu manzara artık istisna değil, günlük yaşamın bir parçası.

“İki Saattir Kuyruktayım, Bu Hayatı Hak Etmedik”

Emekli Medine Demirtaş, kuyrukta beklerken elinde yumurta kolisiyle konuşuyor:

“Ucuz ve taze olduğu için burayı tercih ettik. İki saattir kuyruktayız. Tek emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyoruz. Evimiz olmasa halimiz daha da kötü olurdu. Eskiden paramız vardı, bu kadar zorluk çekmezdik. Şimdi ise buradan çıkıp Halk Ekmek’ten ekmek alacağım, ardından Başkent Market’ten uygun fiyata et bulabilirsem alacağım. Hayat böyle geçiyor. Verdikleri parayla bizi bu sırada bekletenler utansın.”

Demirtaş’ın sözleri, ekonomik tabloyu sadece istatistiklerle değil, doğrudan insan hikâyeleriyle gözler önüne seriyor. Eşi Selçuk Demirtaş da tabloyu şöyle özetliyor:

“Emekliyiz, geçinemiyoruz. Nereden ucuz alabiliriz diye her gün sabah kalkıp market market dolaşıyoruz. Bütçemize uygun yaşamaya çalışıyoruz ama bu bir yaşam değil, sürünmek.”

“İki Maaşla Geçinemiyoruz, Ev Kredisi Ödeyemiyoruz”

Memur emeklisi olduğunu belirten bir başka yurttaş ise dört yıl önce çektiği konut kredisini hâlâ ödeyemediğini belirtiyor:

“19 bin 500 lira maaş alıyorum. Oğlum asgari ücretle çalışıyor. Eskiden tek maaşla geçiniyordum, şimdi iki maaşla geçinemiyoruz. Mamak’tan buraya sadece yumurta almak için geldim. Bu durum artık utanç verici.”

“Yumurta 250 Lira, Burada 130: Mecburen Bekliyoruz”

Yumurta fiyatlarındaki artış da kuyrukların büyümesinde belirleyici. Dışarıda 30’lu yumurta 250 lirayı bulurken, İşyurtları mağazasında 130 ila 150 lira arasında değişiyor. Emekli Canan Aktura, fiyat farkının kuyrukları meşrulaştırdığına dikkat çekiyor:

“Kuyrukta bekliyorsak durumu siz anlayın. Mecburuz. 30’lu yumurta dışarıda 250 lira, burada 130. Hal böyle olunca bekliyoruz.”

“Kuyruklar Günlük Rutinimiz Oldu”

Bir diğer vatandaş ironiyle tepki gösteriyor:

“Hayat çok güzel o yüzden buradayız! Böyle sürünerek geçiniyoruz işte.”

Bir başka yurttaş ise öfkesini şu sözlerle dile getiriyor:

“Yaşam koşulları elverişsiz. 14 bin 500 lirayla nasıl geçinilebilir? Nerede kuyruk varsa oraya gidiyoruz. Zaten buradakilerin hepsi emekli.”

“Konuşamıyoruz, Korkuyoruz”

Vatandaşların bir kısmı ise yaşadıkları zorlukları açıkça dile getirmekten çekindiklerini söylüyor:

“Yumurtaya yine zam gelmiş, geçen hafta 130’du şimdi 150. Geçim çok güzel! Korkudan konuşamıyoruz, yoksa söyleyecek çok şeyimiz var.”

Kuyruklar Ekonomik Tabloyu Özetliyor

TÜİK verileriyle açıklanmaya çalışılan ekonomik göstergeler, halkın gündelik yaşamına dokunduğunda gerçekliğini yitiriyor. Ankara’da uzayan ucuz yumurta, et ve ekmek kuyrukları; hayat pahalılığının, yoksulluğun ve çaresizliğin görünürleştiği kamusal alanlara dönüşüyor.

Bu kuyruklar, yalnızca birer alışveriş sırası değil; sosyal devletin çöküşünün, emeklilerin çaresizliğinin, sabit gelirli yurttaşların ayakta kalma mücadelesinin sessiz tanıklarıdır. Ve her geçen gün daha fazla insan, temel ihtiyaçlarına ulaşmak için “nerede daha ucuzsa” oraya gitmeye, orada saatlerce beklemeye mahkûm ediliyor. Bu manzaralar, artık sadece ekonomik değil, insani bir krizi de işaret ediyor.