Niğde’den gelen haberler, Türkiye tarımının yıllardır çözülmeyen sorunlarını bir kez daha gözler önüne serdi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bölgede patates ve soğan üreticilerini ziyaret ederek hem üreticilerin yaşadığı mağduriyeti hem de bu durumun tüketiciye yansıyan boyutunu gündeme taşıdı. Gürer’in aktardığı tablo, sadece çiftçilerin değil, tüm vatandaşların yakından hissettiği ekonomik bir çıkmazı işaret ediyor: Tarımda plansızlık.
Üreticinin Emeği Depolarda Çürüyor
Niğde ve çevresi, Türkiye’nin patates ve soğan üretiminde önemli bir merkez. Ancak son yıllarda bu ürünler, hak ettikleri değeri bulamıyor. Gürer’in verdiği bilgilere göre, üreticiler depolarda kalan patateslerini 3 liraya bile satamazken, soğanlar ise mevsimsel etkiler nedeniyle depolarda çillenerek çöp oluyor. Daha da vahimi, 30-40 kuruşa hayvan yemi olarak satılan soğanlar, pazarda 20 lira gibi astronomik fiyatlarla tüketiciye sunuluyor.
Bu durum, tarımsal üretimdeki plansızlık kadar, üretimden pazarlamaya kadar olan süreçte yaşanan koordinasyon eksikliğini de ortaya koyuyor. Gürer, bu plansızlığın hem üreticiyi mağdur ettiğini hem de vatandaşın cebini yaktığını dile getirerek şu çarpıcı açıklamayı yaptı:
“Üretiyoruz ama ürettiğimizi değerlendiremiyoruz. Üreticimiz zarar ediyor, vatandaş ise ürünleri pahalıya alıyor. Tarımda bir planlama eksikliği olduğu açık ve net.”
Yerli Üretici İthalatın Gölgesinde
Ömer Fethi Gürer’in dikkat çektiği bir diğer nokta, ithal ürünlerin yerli üreticiyi zor duruma sokması. Çiftçilerin depolarda çürümeye terk edilen ürünleri, ithal patates ve soğanların piyasaya girmesiyle daha da değer kaybediyor. Yerli üreticinin ürünlerinin satılamaması, sadece çiftçileri tarımdan uzaklaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda ülke ekonomisinin temel taşlarından biri olan tarım sektörünü de büyük bir tehdit altına sokuyor.
Bu durum, ithalat politikalarının yalnızca bir ekonomik gereklilikten ibaret olmadığını, aksine tarım sektörünü planlı bir şekilde zayıflatma çabasının bir parçası olabileceği ihtimalini de akıllara getiriyor. Üreticiler, ithalatın artışıyla birlikte ürünlerini değerinde satamıyor ve giderek daha fazla zarara uğruyor. Sonuç? Tarımsal üretimden uzaklaşan çiftçiler ve giderek dışa bağımlı hale gelen bir gıda sektörü.
Tarımda Plansızlık ve Çözüm Önerileri
Türkiye’nin tarım sektöründe yaşadığı bu sorunlar, sadece plansız üretimle sınırlı değil. Tarım politikalarının bütüncül bir şekilde ele alınmaması, sorunların katlanarak büyümesine yol açıyor. Gürer, bu durumu şöyle özetliyor:
“Öngörülebilir, planlı bir üretim modeli gerekiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı bu konuda çalışma yaptığını söylüyor, ama o zaman tonlarca soğan niye çöp oluyor? Üretimden pazarlamaya kadar her adımda planlama yapılmalı. Bu sadece çiftçinin değil, vatandaşın da cebini rahatlatır.”
Gürer’in vurguladığı planlama eksikliği, tarımda krizlerin neden bu kadar sık yaşandığını da açıklıyor. Üretim miktarları doğru tahmin edilse, depolama koşulları iyileştirilse ve pazarlama süreçleri düzenlense, hem çiftçiler hem de tüketiciler bu kadar büyük bir mağduriyet yaşamayacak.
Çiftçinin Emeği ve Vatandaşın Cebi İçin Mücadele
Ömer Fethi Gürer, tarım sektöründe yaşanan sorunları uzun yıllardır yakından takip eden bir isim. Gürer’in, çiftçilerle sürekli temas halinde olması ve tarım politikalarındaki aksaklıkları gündeme getirme çabası, onu bu alanda öne çıkan bir milletvekili haline getiriyor. Patates ve soğan üreticilerinin sorunlarına dikkat çeken Gürer, aslında Türkiye’de tarımın genel durumuna ayna tutuyor.
Gürer’in sözleri, tarımın sadece bir üretim meselesi değil, aynı zamanda toplumsal bir mesele olduğunu da hatırlatıyor. Çiftçinin emeği, vatandaşın sofrasına gelen gıda ürünlerinin temelidir. Ancak plansızlık, ithalat politikaları ve tarımda süregelen yapısal sorunlar, hem çiftçilerin emeğini hem de vatandaşın cebini tehdit ediyor.
Bir Paradoks mu, Politika mı?
Türkiye’de tarım sektörünün yaşadığı sorunlar, çözülmesi zor bir paradoks gibi görünüyor. Bir yanda depolarda çürüyen ürünler, diğer yanda pazarda yükselen fiyatlar… Ancak bu durum, yalnızca bir plansızlık örneği değil, aynı zamanda yıllardır sürdürülen hatalı tarım politikalarının bir sonucu.
Ömer Fethi Gürer gibi siyasetçilerin sesleri, bu sorunların daha geniş kesimler tarafından duyulmasını sağlıyor. Ancak çözüm, sadece bu sorunları dile getirmekle sınırlı kalmamalı. Tarımda planlama, destek ve koordinasyonun sağlanması, hem çiftçiyi hem de tüketiciyi koruyacak adımların atılması gerekiyor. Gürer’in dediği gibi, üreten bir Türkiye’nin temel şartı, tarımı yeniden ayağa kaldırmak. Bu, sadece çiftçiler için değil, herkes için bir zorunluluk.
- CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer: Altı Haftada Bireysel Kredi ve Kredi Kartı Borçlarının Takip Tutarı 20 Milyar TL Artı - 23 Şubat 2025
- Çocuk Yoksulluğu Küresel Bir Kriz: Almanya ve Türkiye’de Derinleşen Sorun - 19 Şubat 2025
- Türkiye’de Ekonomi Tartışmaları: Gerçekler ve Söylemler Arasında - 16 Şubat 2025