Türkiye’de deizm neden artıyor, dindarlık neden azalıyor?

KONDA’nın yaptığı bir araÅŸtırmaya göre son 10 yılda kendisini dindar muhafazakar olarak adlandıranlar gençlerin oranı yüzde 28’den yüzde 15’e geriledi. AraÅŸtırma gençlerin inanç seviyesi ve örtünme oranlarının ülke geneline göre daha düşük olduÄŸunu ortaya koyuyor.

AraÅŸtırmalarda varılan sonuçlar ile Türkiye’de inançsızlığın yaygınlaÅŸtığının ve dindarlığın azaldığının ortaya çıkması bir süredir ses getirmeye devam ediyor.

Peki dindarlık neden azılıyor? Ä°nsanlar neden dini inançları daha fazla sorgular oldu? Türkiye’de dinsizlik sol kesime mal edilirken neden saÄŸ kesimin iktidarda olduÄŸu bir dönemde yükseliyor? Türkiye’de ateizmin yükseliÅŸi küresel trendlerin bir yansıması mı yoksa Türkiye’deki geliÅŸmelerden mi kaynaklı?

Tüm bunları anlamak için önce inançsızlığın ne olduğunu doğru kavramak gerekiyor.

Dindarlığın, muhafazkarlığın, solculuğun veya milliyetçiliğin olduğu gibi inançsızlığın da farklı seviyeleri ve kategorileri bulunuyor. Deizm, ateizm, agnostizm, panteizm ve materyalizm gibi farklı kategorilerin ve bu kategoriler arasındaki farkların ne olduğunu inceledik.

Deizm

Ä°nançsızlığın en hafif seviyesi olan ‘deizm’ bir tanrının varlğına ve bir yaratıcı fikrine inanmak ancak bu tanrının semavi dinlerin tanrılarından veya mitolojik baÅŸka dinlerdeki tanrılardan farklı olduÄŸunu düşünmektir. Her deistin aklındaki tanrı kavramı ve modeli farklı olabilir.

Deistler varolan tüm inançların iddialarından farklı ve bilinmesi mümkün olmayan bir şekilde yaşamın bir yaratıcı eliyle ortaya çıkmış olduğunu ancak bunun nasıl ve ne amaçla olduğunun asla bilinemeyeceğini düşünürler. Bu nedenle de tanrının var olduğunu ancak kitaplar veya peygamberler tarafından aktarıldığı gibi olmadığını ileri sürerler. Dolayısıyla kitaplara, mitolojilere veya peygamberlere inanmazlar.

Ateizm

Ateizm bir yaratıcı fikrine ihtiyaç duymamaktır. ‘Tanrı tanımazlık’ veya ‘tanıryı inkar etme’ olarak yapılan tanımlar ateizmin doÄŸru tanımları deÄŸildir. Bir olguyu tanımamak veya inkar etmek için önce o olgunun olabileceÄŸi veya olduÄŸu varsayılmalıdır. Bu nedenle ‘tanrı olgusunun tanınmadığı veya inkar edildiÄŸi’ fikri ateistler arasında kabul görmez.

Ateistler sadece semavi dinlerin tanrılarına değil insanlık tarihi boyunca ortaya çıkmış binlerce tanrının hiçbirine inanma ihtiyacı duymayan ve hiçbir inanç grubuna mensup olmayan kişilerdir.

‘Tanrı Yanılgısı’ adlı kitabın yazarı ve evrimsel biyoloji üzerine çalışmalar yapmış olan Richard Dawkins bu durumu “Aslında Hristiyanlar da tüm tanrıların yüzde 99,99’una inanmazlar, ateistler sadece Hristiyanlardan bir tanrı fazlasına inanmayanlardır” ÅŸeklinde tanımlıyor.

Agnostizm

Agnostizm ise bu sorunun cevabının kesin olarak bilinemeyeceğini ileri sürer ve bu nedenle daima şüphe ve sorgulama içinde olma halidir. Dolayısıyla agnostikler ne ateisttir ne de herhangi bir inanca mensupturlar ancak bir yaratıcının varolma ihtimaline olmama ihtimali kadar eşit derecede inanırlar.

Agnostikler de zamanla kendi içlerinde iki kategoriye ayrılmıştır: Agnostik ateistler ve agnostik deistler.

Agnostik ateizm

Agnostik ateistler, ateistler gibi yaratıcı fikrine ihtiyaç duymayan ancak böyle bir olgunun olmadığının kesin olarak bilinemeyeceÄŸinden ötürü ‘tanrı yoktur’ gibi kesin bir ifade kullanmaktan kaçınan kiÅŸilerdir. Kısaca bu grup tanrının varolma ihtimalini kabul eden ancak bunun hiçbir ÅŸekilde bilinmesinin mümkün olmadığını düşünerek agnostik ateist olmayı tercih etmiÅŸ kiÅŸilerden oluÅŸur.

Agnostik deizm

Agnostik deistler tıpkı deistler gibi bir yaratıcı fikrine inanır ancak desitler gibi buna keskin şekilde kabul etmezler. Agnostik şekilde şüphe duymaya devam ederken inanmayı tercih eden kişilerdir.

Panteizm

Panteizm genellikle deizm ile karıştırılır. Birbirlerine yakın olmakla birlikte panteistler tanrı olarak direk doğaya inanırlar. Doğanın tanrı ile aynı olgu olduğunu düşünürler. Doğanın ve evrenin içinde varolan herşeyin tanrının bir parçası olduğunu varsayarlar.

Dini inançlardan farklı olarak panteizmde herhangi bir ritüel veya ibadet yoktur. Yaşamdan sonra cennet cehennem benzeri ödül veya cezalandırma yoktur. Hiçbir ahlaki kod veya ders yoktur.

Doğa tanrı, tanrı da doğadır. Olup biten herşey de doğanın yani tanrının bir sonucudur ancak bu tanrı insanlığın ortaya çıkardığı tanrılardan hiçbiri değildir.

Materyalizm

Materyalizm bilinç de dahil olmak üzere evrendeki herşeyin maddeden oluştuğunu ve herşeyin maddelerin etkileşimine dayalı olduğunu öne süren ve bu bakımdan ateist dünya görüşünü içinde barındıran ancak ateizmden daha kapsamlı olan bir felsefedir.

AraÅŸtırmalara göre inançsızlık dünya genelinde yükseliÅŸ gösteriyor ve durum sadece Türkiye’ye özgü deÄŸil.

Bu bakımdan son yıllarda Türkiye’de özellikle genç nesil siyaset ve günlük olaylardan azade ÅŸekilde inançla arasına mesafe koymaya baÅŸladı. Bu neslin temsilcilerinden biri de soyadı bizde saklı olan Trabzonlu Meryem.

“Ateist oluyorum ama anneme söylemeyin…”

Trabzon’un muhafazakarlığı ile bilinen Of ilçesinde sınıf öğretmenliÄŸi okuyan 19 yaşındaki Meryem ateist olmak üzere olduÄŸunu söylüyor ve “Ben de günümüzdeki birçok genç gibi kafa karışıklığı içindeyim varaoluÅŸ sebebimizi anlayamıyorum” diyor. Müslüman bir ailede ve toplumda doÄŸan ve Müslüman olarak yetiÅŸen Meryem toplumun din adına yaptığı biçok rutinin hurafe olduÄŸunu düşünüyor.

Oldukça muhafazakar bir çevrede yaÅŸayan Meryem içindeki hislerin ve düşüncelerin Müslüman toplumla ilgili olmadığını belirtiyor. Meryem “Toplumun bozuk olması üzücü Müslüman ülkelerin politikalarının barışçıl ve özgürlükçü olmaması da üzücü ama bu tercihtir. Benim fikirlerimin oluÅŸmasında toplum etkili olmadı çünkü kiÅŸilerin hataları dine maledilemez” diyor. Meryem’e göre toplum sadece müslüman doÄŸduÄŸu için bu dini yaşıyor ve kendisi öyle olmak istemiyor.

Yeni teknolojilerin etkisi

Dünyadaki yeni teknolojilerin, sosyal medyanın, bilgiye eriÅŸim ve iletiÅŸim olanaklarının daha fazla sorgulama yapma ve şüphe duyma noktasında kesinlikle etkisi olduÄŸunu ve bunun “güzel birÅŸey” olduÄŸunu belirten Meryem çevresinde kendi gibi çok sayıda kiÅŸi tanıdığını ve onların da benzer deneyimlerden geçmekte olduÄŸunu aktarıyor.

Meryem’e göre genel olarak kendi yaÅŸ grubunun anlam arayışı içerisinde. Åžaka ile karışık “Atesit oluyorum ama anneme söylemeyin” diyen Meryem, üst neslin eÄŸitim seviyesinin önyargılara neden olduÄŸunu ve yeni fikirlere çok açık olunmadığını ileri sürüyor.

Ailesinin durumu bilip bilmediÄŸini sorduÄŸumda ise ÅŸunları söylüyor: “Tabiki bilmiyorlar çok kızarlar ve üzülürler bu yüzden ben ara yolu bulmaya çalışıyorum. Onları üzmemek için bu konuları açmıyorum. Muhafazkar aileler küpe takan gence bile kızıyor.”

Durum Türkiye’ye özgü olmasa da Türkiye’de sosyal ve iÅŸ hayatındaki durumunun bu trende yaptığı ciddi katkılar da mevcut. Türkiye’nin büyük gazetelerinden birinde koordinatörlük yapan 33 yaşındaki Diren Nazım SelimoÄŸlu içinde yaÅŸadığı toplumun kendisine yaÅŸattığı tecrübelerden ötürü ateist olmuÅŸ kiÅŸilerden biri.

“Ä°stismar, ısrar ve yasaklar…”

Selimoğlu 8-9 yıl kadar önce kadar gerekli ibadetleri pek yerine getirmese de kendini Müslüman olarak tanımlıyormuş. Ne var ki, muhafazakar bir medya kuruluşunda çalışmaya başlamış ve dinin iş hayatında nasıl kullanıldığını görüp, tanık olduğu istismarlardan ötürü soğukluk yaşamış ve önce deist olmuş.

Bir yıl boyunca deist olduğunu ve bu süre zarfında semavi dinleri elinden geldiğince okuyup araştırdığını, çevresindeki muhafazakar insanları incelediğini ve ülkede olup bitenlerden hoşlanmadığını anlatan Selimoğlu sonunda bu kadar istismar edilebilen bir varlığın yaratıcı olamayacağına kanaat getirdiğini ve ateist olduğunu söylüyor. Selimoğlu şunları anlatıyor:

“Kendini muhafazakar olarak tanımlayan bir kiÅŸi bana şöyle bir ÅŸey sormuÅŸtu: Madem ateistsin neden kadınlara tecavüz etmiyorsun? Bu soruyu soran Müslüman mı ahlaklı, soruyu duyunca ÅŸoka giren ben mi? Bu tarz insanları ‘zaptetmek’ için görmedikleri bir ÅŸeyden korkmalarına ihtiyaç var. Din ve Allah yaÅŸadığımız toplum için gerekli. Çünkü hukuku, hapsi falan geçmiÅŸ, direk ‘öbür dünya’da çekeceÄŸi cezayı ya da alacağı ödülü düşünüyor bazı insanlar.”

Milliyetçilik ve Atatürk de din kadar istismar ediliyor

Ä°stismarın her türlüsüne karşı olduÄŸunu anlatan SelimoÄŸlu, politik duruÅŸunu ve sıkışmışlığını “AKP yüzünden ateist CHP yüzünden Ä°slamcı oluyorum” ÅŸeklinde özetliyor ve ekliyor: “Türkiye’de de en çok istismar edilen ÅŸeyler bence sırasıyla din, milliyetçilik ve Atatürk. Ãœlkede özel olarak inançsızlığın artmasının nedeni ise istismarla birlikte ısrarın ve yasakların da artması.”

Özkohen: İçi boşalan muhafazakarlık insanlara dinlerini sorgulatıyor

Türkiye Ateizm DerneÄŸi BaÅŸkanı Selin Özkohen Türkiye’de artan ateist sayısının daha ziyade dünyadaki küresel trendin bir yansıması olduÄŸunu ancak pek çok bireyde ilk sorgulamaları baÅŸlatan kıvılcımların Türkiye’nin siyasi ve toplumsal atmosferi olduÄŸunu ifade ederek ÅŸunları söylüyor:

“Bilgi çağındayız. Tek bilgi kaynağınız artık mahallenizdeki cami veya kilisenin görevlisi deÄŸil. Gümüzde farklı din adamlarının aynı konuda yorumlarının farklı olduÄŸunu, çeliÅŸkiler olduÄŸunu görmek için açıp izlemeniz yeterli. Farklı dillerden kaynakları anında kendi dilinize çevirip okuyabiliyorsunuz. Her tür geliÅŸmelerden anında haberdar oluyorsunuz. Genel olarak ateistler araÅŸtırarak ve sorgulayarak ateist oluyorlar. Elbette mahalle baskısı ve ülke atmosferi bir element ancak bu sadece sorgulamaları baÅŸlatan bir element.”

Türkiye’de son dönemlerde içi boÅŸ bir muhafazakarlık tiplemesinin ortaya çıktığını ve pek çok kiÅŸinin sürü psikolojisi ile göstermelik olarak dine yakın gözüktüğünü anlatan Özkohen, bu durumun pek çok insanı “benim dinim bu mu?” diye sorgulattığını “din buysa ben yokum” dedirttiÄŸini ileri sürüyor.

Özkohen KONDA araÅŸtırmasında ateistlerin yüzde 3’e çıktığının belirtildiÄŸini ancak bu tip çalışmalarda ateist olduÄŸunu açıklayabilen insanların son derece sınırlı olduÄŸunu belirterek gerçek oranın yüzde 15 civarı olduÄŸunu tahmin ediyor.

Eliaçık: Ateizmin yükselmesi olumlu birşey

Ä°lahiyatçı-Yazar Ä°hsan Eliaçık ateizm ve türlerinin yükseliÅŸinde Türkiye’deki atmosferin küresel trendlerden daha etkili olduÄŸunu düşünüyor. “Ateizmin yükselmesi olumlu birÅŸey” diyor ve ÅŸunları ifade ediyor:

“Türkiye’ye benzer ÅŸartla ve koÅŸullar içerisinde olan ülkelerde gördüğümüz bir geliÅŸme bu. Özellikle üç ülke; Suudi Arabistan, Ä°ran ve Türkiye’de ateizm ve deizmin yaygınlaÅŸtığını görüyoruz. Din iktidarla buluÅŸup kamu kaynaklarını kullanmaya, askere polise hükmedip baskı uygulamaya baÅŸlayınca iktidarlar ve onların temsil ettikleri ÅŸeyler yıpranıyorlar.”

Türkiye’de 16 yıldır Ä°slam’a hizmet ettiÄŸini ileri süren muhafazakar kökten gelen kadrolarla ülkeyi yöneten bir iktidarın olduÄŸunu ancak gele gele sonunda ‘Müslümanlık bu mu?’ sorusuna gelindiÄŸini anlatan Eliaçık, insanların sırayla önce dinden soÄŸuduÄŸunu, ardından deist olduÄŸunu ve son olarak ateizme geçtiÄŸini belirtiyor ve devam ediyor:

“Ben bunu dini çevrelerin aksine olumsuz bir geliÅŸme olarak deÄŸil olumlu bir geliÅŸme olarak görüyorum. Gençlerin deizme ve ateizme kayması Türkiye’de olumludur çünkü hiç olmazsa mevcut egemen emevi saltanat ve hurafe dininden bir çıksınlar. Kafaları ve kalpleri bir boÅŸalsın, sadeleÅŸsin. Ondan sonra hiç olmazsa gerçek Ä°slam’ı görme ve anlama ÅŸansı artar diye düşünüyorum.”

Esas çekişme dinsizlerle değil dindarlar arasında yaşanacak

Manevi açlık duyan insanlar akıllarına, kalplerine ve vicdanlarına uyan bir dine çok daha hızlı ve kolay döneceÄŸini ileri süren Eliaçık, bundan sonra Türkiye’deki esas çekiÅŸmenin ateistler ile dindarlar arasında deÄŸil, baÄŸnazlar ile reformcular arasında yaÅŸanacağını öngörüyor. Samimi ve ahlaklı bir ateist ile samimi ve ahlaklı bir dindar arasında ince iplik kadar bir fark olduÄŸunu ileri süren Eliaçık, bu iki kesim arasında bir sorun olmadığına ve rahatlıkla birbirlerine dönüşebileceklerine dikkat çekiyor.

Eliaçık ateistlerin de inançları olduÄŸunu, özgürlüğe, adalete, akla, bilime inandıklarını dindarların da aslında aynı ÅŸeylere inandığını ve bunların toplamına ‘Allah’ dediÄŸini kaydediyor. O nedenle kendisinin ateistlerle çok iyi anlaÅŸabilidiÄŸini söylüyor.

Eliaçık Ä°slam dünyasındaki refomrun batıdan deÄŸil Ä°slam toplumunun içinden geleceÄŸine inanıyor ve Avrupa’dan aydınlanma ihraç etmeye gerek olmadığını kaydediyor ve “Ä°slam coÄŸrafyası kendi aydınlanmasını yaÅŸadığında bu topraklarda ateizme de gerek kalmayacak” diyor.

Kaynak: euronews