Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, İYİ Parti’nin 19 Mart 2025 tarihinden itibaren ülke genelinde gerçekleşen protesto gösterilerinde yaşandığı iddia edilen insan hakları ihlallerinin araştırılmasına ilişkin verdiği Meclis araştırma önergesi, AK Parti ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Görüşmelerde muhalefet partilerinin temsilcileri yaşananlara ilişkin çarpıcı iddialar ortaya koyarken, önerinin reddi, insan hakları ve hukuk devleti ilkeleri bağlamında tartışmaları beraberinde getirdi.
İYİ Parti: “Bu Bir Hukuk Darbesidir”
Önergenin gerekçesini açıklayan İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, protestolarda yaşanan müdahalelerin sadece adli değil, aynı zamanda siyasal bir bağlamı olduğuna işaret ederek şu ifadeleri kullandı:
“19 Mart sonrası yaşananlar yalnızca bir mahkeme meselesi değildir. Bu yaşananlar, Türkiye’nin hukukuna, demokrasisine ve insan haklarına karşı açık bir darbedir. Bu süreç, halkın adalet talebine karşı gazla, copla ve ters kelepçeyle verilen bir yanıttır.”
Türkoğlu, protestolarda 1.418 kişinin gözaltına alındığını, 301 kişinin tutuklandığını, 139 öğrenci hakkında ise siyasi yasak talebiyle iddianameler hazırlandığını belirtti. “Bu gençler yalnızca adalet istedi. Ancak buna karşılık baskı, sansür ve akademik yıldırma politikalarıyla karşılaştılar. Bu bir sindirme operasyonudur” dedi.
DEM Parti: “Anayasa Askıya Alındı, Yargı Siyasileşti”
DEM Parti Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, konuşmasında protestoların bastırılmasında kullanılan yöntemlerin anayasal düzenle bağdaşmadığını savundu. Hülakü, kamu kurumlarının tarafsızlığını yitirdiğini ifade ederek şu sözleri kaydetti:
“Anayasa fiilen askıya alınmış durumda. Yargıdan emniyete, RTÜK’ten TRT’ye kadar birçok kamu kurumu siyasi iktidarın çıkarlarına hizmet eder hâle geldi. 2016’dan bu yana başta HDP ve DEM Parti olmak üzere birçok siyasi temsilcimiz sistematik olarak hedef alındı.”
Hülakü, cezaevlerinde yüzlerce öğrencinin bulunduğunu ve gözaltına alınanlara kötü muamele, çıplak arama ve taciz iddialarının ciddiyetle ele alınmadığını vurguladı. “Bu ülkenin ikinci yüzyılında cezaevlerinin muhaliflere dönük toplama kamplarına dönüşmesi bir utanç vesikasıdır” dedi.
Tanrıkulu: “İşkenceye Göz Yumanlara Lanet Olsun”
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise gözaltına alınan gençlerle ilgili izlenimlerini Meclis kürsüsünde duygusal bir şekilde dile getirdi. Çağlayan Adliyesi’nde gözaltındaki gençleri gördüğünü ve yaşadıklarının kendisini derinden etkilediğini belirten Tanrıkulu şunları söyledi:
“O tabloyu görünce bir duvara çekildim ve ağladım. Bir insan hakları savunucusu ve milletvekili olarak ağladım. Ama burada kimsenin umurunda değil. Genç bir kadının ifadesinde geçen ‘göğüslerime dokundu’ sözü, işkencenin ve tacizin vardığı boyutu gösteriyor. Buna rağmen Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı, ‘İşkence yoktur’ diyebiliyor. Bu, kelimenin bittiği yerdir.”
Tanrıkulu, kötü muamele iddialarına rağmen iktidar cephesinden gelen inkâr söylemlerini eleştirerek, “İşkenceye izin verene de, bunu yapanları koruyana da lanet olsun” ifadelerini kullandı.
- “25 Bin Değil, Sadece 15 Bin Atama!” – Eğitim-İş’ten Erdoğan’ın Öğretmen Ataması Açıklamasına Sert Tepk - 17 Nisan 2025
- “Kayyum Yalanı”na İletişim Başkanlığı Freni: Ekonomik Kriz Derinleşirken Algı Savaşları Hız Kazanıyor - 17 Nisan 2025
- Tarımda Alarm Zilleri: TZOB’dan Hükümete Çağrı ve ‘Çiftçi Kalmayacak’ Uyarısı - 16 Nisan 2025