Girişimcilik, akademik çalışmalara konu olmakla birlikte, nitelik olarak farklı bakış açılarıyla ele alınmıştır. Bu farklılık, girişimci olmayı belirleyen faktörlere de yansımıştır. Bu nedenle girişimci olmayı belirleyen faktörler, bireysel, çevresel ve örgütsel/kurumsal olarak birçok açıdan incelenmiştir.
Girişimcilik, hem günlük hayatta hem de ekonomi ve yönetim gibi teknik alanlarda oldukça sık kullanılan bir kavramdır. Bu nedenle girişimcilik araştırmaları genel olarak; ekonomi, psikoloji, antropoloji, yönetim ve sosyoloji gibi bilimler tarafından yapılmıştır.
Girişimcilik; “pratikte olmayan bir şeyden bir vizyon yaratma ve oluşturma yeteneğidir. Bu vizyon, hesaplı risk alma istekliliğini ve başarısızlık olasılığını azaltmak için mümkün olan her şeyi yapmayı içerir. Yaratıcı bir faaliyet olan girişimcilik, enerjinin, bir girişim veya organizasyon başlatmaya harcanmasıdır.
Sosyolojik olarak girişimci, feodal yapıdan sanayi topluma geçişte toplumun dinamiğini oluşturan itici bir güç olmuştur. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş ile birlikte gerek ulusal gerekse de uluslararası boyutta, gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler düzeyinde daha dikkat çekici bir hale gelmiştir. Konu ekonomik ve toplumsal boyutta pek çok sektör için önem arz etmeye başlamıştır. Bu anlamda girişimciliğin bilgi toplumunun etkili unsurlarından biri olacağı belli olmuştur.
Sosyolojik olarak girişimcilik, üretim faktörleri, üretim faaliyetlerinde kullanılan değerleri ifade etmektedir. Bunlar en bilinen haliyle; emek, sermaye, doğal kaynaklar ve müteşebbis veya girişimciyi içermektedir. Girişimci, insan ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve hizmetleri, kuracağı işletme veya organizasyonlarla sağlar. Üretim faktörlerinin bir araya getirildiği, teknik, ekonomik ve hukuki birimlere, girişim veya işletme denmektedir. Ayrıca girişimcinin bir işletme kurmak veya üretim faktörlerini bir araya getirmeye yönelik bütün çabaları da girişim olarak ifade edilmektedir.
Beşeri sermayenin (Beşeri sermaye, üretim faktörlerinin daha verimli kullanılmasını sağlayan tecrübe, bilgi, beceri gibi değerlerin toplamı olarak kabul edilebilir.) eğitim, geçmiş tecrübeler ve özellikli bilgiden oluştuğunu ve bunun girişimciliğin başarısı için en önemli faktör olarak vurgulayabiliriz. Buradan yola çıkarak genel eğitim ile girişimcilik arasında ilişkinin önemini vurgulayabiliriz
Girişimcilik eğitimindeki amaç kişide var olan ama gizli kalmış girişimci niteliklerini ortaya çıkarmaktır. Aynı zamanda girişimcilere verilen eğitim, onların yanlış işler yapmalarını önleyerek, sermaye, emek, doğal kaynaklar gibi üretim kaynaklarının boşa harcanmasını engellemektedir.
Kişilik gibi bireysel özellikleri etkileyen, daha girişimci olunmasını sağlayan veya girişimcilerin başarısını arttıran eğitim özellikle önem taşımaktadır. Eğitim kişinin kendi yönetebileceği bir gelişim alanını da ifade etmektedir. Bilgi olmadan girişimcilik bir strateji ile buluşturulamaz.
Girişimcilik eğitiminin birey ve işletme bazındaki olumlu etkilerinin yanı sıra ülke bazındaki etkileri de çok önemlidir. Girişimcilik eğitimleri ile bireylerin girişimciliğin oldukça cazip bir seçenek olduğu konusunda bilgilendirilmeleri, girişimci adaylarının ve girişimcilerin bu yönde motive edilmeleri ve bu yöndeki hedeflerin başarılı birer girişimcilik faaliyetine dönüştürülebilmesi için bireylere gerekli bilgi ve becerilerin kazandırılması hedeflenmektedir (TİSK, 2004)
Bu bilincin öğrencilere yerleştirilmesi ve girişimcilik konusunda detaylı bilgi verilmesi, onların girişimcilik için gerekli olan sermayeye nasıl ulaşacakları konusunda yol gösterici olacaktır. Kişiler aldıkları eğitimler sonucu iyi bir girişimci olma konusunda bilgi ve becerilerini arttıracaktır.
- Mizojinin Tarihsel ve Sosyolojik Temelleri - 19 Kasım 2024
- Teknolojinin Yetiştirdiği Kuşak: Z Kuşağının Sosyal ve Kültürel Profili - 12 Kasım 2024
- Türkiye’de Sosyoloji ve Türk Milliyetçiliği İlişkisi - 6 Kasım 2024