Sedef Kabaş’ın tutuklanmasına tepkiler: Barolar Birliği kararın ‘Korku iklimi yaratılmasının bir parçası olduğunu’ savundu

“Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hakkında soruşturma açılan ve gözaltına alınan gazeteci Sedef Kabaş tutuklandı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu ise Kabaş’ın tutuklanmasına yaptıkları yazılı açıklama ile tepki gösterdi ve ifade özgürlüğüne vurgu yaptı.

Demirören Haber Ajansı (DHA), soruşturma kapsamında polis ekiplerinin Cumartesi sabaha karşı saat 02.00 sıralarında Kabaş’ın Sarıyer’deki evine giderek gazeteciyi gözaltına aldığını bildirdi.

Kabaş, Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Burada ifadesi alınan Kabaş, ardından Çağlayan’daki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na çıkarıldı.

Daha sonra ise savcılık, Kabaş’ı tutuklanması talebiyle Sulh Ceza Mahkemesi’ne sevk etti.

DHA’nın haberine göre Kabaş mahkemedeki ifadesinde, “Sözün orijinali bir atasözüdür. Hatta sözün orijinalini de değiştirerek sarf ettim. Bundan da anlaşılacağı üzere hakaret etme gibi bir kastım yoktur” dedi.

İstanbul 16. Sulh Ceza Hakimliği tutuklama kararının gerekçeleri arasında, öngörülen cezanın “alt ve üst sınırı nedeniyle kaçma ve saklanma” ihtimalinin yüksek olmasını, bu nedenle bu aşamada “adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz” kalacak olmasını ve “tutuklamanın ölçülü olduğu kanaati”ne varılmasını saydı.

TBB: Tutuklama tedbir değil, korku iklimi yaratılmasının bir parçası

Türkiye Barolar Birliği, Kabaş’ın tutuklanmasına, yaptıkları yazılı açıklama ile tepki gösterdi.

İfade özgürlüğünün Anayasal bir hak olduğunun altını çizen TBB, “Gazetecilerin ifade özgürlüğü söz konusu olduğunda, özgürlük ve hak alanı çok daha geniş bir çerçevede ele alınmaktadır” dedi.

Bunun nedeni olaraksa gazetecilerin dile getirdikleri olgu, düşünce ve kanaatlerin engellenmesinin aynı zamanda kamuoyunun haber alma ve kanaat oluşturma hakkını engeleyebilecek olması olduğunu belirten TBB’nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“‘Cumhurbaşkanına hakaret suçu’, ülkemizde yoğunlukla ifade özgürlüğünün kısıtlanması için bir araç olarak kullanılmakta, bu kapsamda yapılan soruşturmalar, gözaltı işlemleri ve tutuklamalar, evrensel hukuk prensipleriyle çelişmekte ve kamuoyu üzerinde bir baskı yaratma vazifesi görmekte, gözdağı niteliği taşımaktadır.

“Kabaş’ın ifadelerinin ifade özgürlüğü sınırlarını aşıp aşmadığı konusunda değerlendirme yapma yetkisi, muhakkak ki bağımsız yargı mercilerine aittir. Ancak TCK 299. madde [Cumhurbaşkanına hakaret suçu] kapsamında yürütülen bir soruşturmada sabaha karşı gözaltı işlemi yapılması, hiçbir tutuklama sebebi olmadığı halde verilen tutuklama kararı, bu kararın bir tedbir değil kamuoyu nezdinde korku iklimi yaratılmasının bir parçası olduğunu göstermektedir.”

Süreci yakından takip ettiklerini belirten TBB, Anayasa ve uluslararası insan hakları belgeleri ile yargı içtihatlarının belirlediği sınırlar çerçevesinde ifade özgürlüğünün savunuculuğunu yapmaya devam edeceklerini de vurguladı.

‘Tutukladığınız her gazeteci sizi, bizi karanlığa sürükler’

Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu tarafından yapılan açıklamada ise “Biz ne zaman demokratik bir ülke olacağız?” denildi.

Gazetecilerin toplumu ileriye taşıyan ve görünmeyene dikkat çeken kişiler olduğunu ifade eden sendika, açıklamasında “Bu nedenle tutukladığınız, gözaltına aldığınız her gazeteci sizi, bizi karanlığa sürükler” ifadelerine yer verdi.

Kabaş’ın tutukluluğunun ifade özgürlüğünün tehdidi olduğunu belirten TGS, buna izin vermeyeceklerini ve Kabaş’ın yalnız olmadığını belirtti.