Rapor: 35 yüksek eğitim sisteminde rektörün üniversite dışında belirlendiği tek ülke Türkiye

Türkiye’deki üniversiteler özerklik araştırmasında sınıfta kaldı. Türkiye, Avrupa’daki 35 yüksek eğitim sistemi arasında rektörün üniversite dışında belirlenip onaylandığı tek ülke oldu.

Avrupa Üniversiteler Birliği (AÜB) geçtiğimiz ay yayınladığı raporda, Avrupa’daki üniversitelerin özerklikleri üzerinde hala çok sınırlandırma olduğunu ve bu nedenle potansiyellerini tam olarak ortaya koyamadıklarını duyurdu.

Raporda aralarına son olarak Gürcistan, Romanya ve İskoçya’nın da eklendiği 35 yüksek eğitim sistemi değerlendirildi. İlki 2009 yılından hazırlanan raporun bu yıl dördüncüsü yayınlandı.

Üniversitelerin toplumun temel sorunlarının aşılmasında ana rol üstlendiğini vurgulayan AÜB Başkanı Michael Murphy, fakat bunun farkına varılması ile hükümetlerin üniversiteleri kontrol altına alma çabalarının da arttığını belirtti.

2023 raporunda 4 ana kategori altında toplanan otuzda fazla kriter ele alındı. Bu kategoriler yönetimsel özerklik, finansal özerklik, personel özerkliği ve akademik özerklik olarak tanımlandı.

Rektörü üniversitenin belirlemediği tek ülke Türkiye

Raporun metodolojisinin anlatıldığı kısımda eksiklik ve sınırlandırmaları anlatılırken, yönetimsel özerklik konusunda Türkiye’nin bir istisna olduğu vurgulandı. Raporda rektörün üniversitenin kendisi tarafından belirlenmediği tek ülkenin Türkiye olduğu belirtilirken bunun aslında yönetimsel özerklik kategorisinin başlı başına Türkiye için uygulanamayacağı anlamına geldiği ifade edildi.

Raporda 24 ülkede rektörlerin tamamen iç süreçlerle belirlendiği 10 ülkede ise iç süreçlerle belirlenen rektörün üniversite dışı bir otorite tarafından onaylandığı vurgulanırken Türkiye’nin bu iki kategoriye de uymadığına dikkat çekildi. Raporda 2018 yılında beri cumhurbaşkanının kamu ve vakıf üniversitelerinin rektörlerini doğrudan seçtiği belirtildi.

Raporda aslında daha önceki sistemin de sorunlu olduğu ifade edildi. 2011 yılındaki raporda Türkiye’nin mümkün olan en düşük puanı almasındaki sebebin akademik personel tarafından seçilen adayın YÖK tarafından üçe düşürülmesi ve cumhurbaşkanının da bu üç adaydan birini seçmesi olduğu ifade edildi.

Fakat son değişimle cumhurbaşkanının herhangi bir seçim süreci olmadan rektörleri belirleyip atamasının çok daha kötü bir durum olduğu ve Avrupa’da başka hiçbir ülkede uygulanmadığı vurgulandı.

Türkiye yüzde 39’luk yönetimsel özerklik skoruyla ile düşük özerklik grubundaki tek ülke olarak 35’inci ve son sırada yer aldı.

Bu kategoride İngiltere ve İskoçya yüzde 100 ile ilk sırayı paylaştı.

Finansal özerklik alanında da Türkiye yüzde 37 ile düşük özerklik grubunda yer alsa da Yunanistan, Kıbrıs, Norveç ve Almanya’nın Hesse eyaletinin önünde 31’inci oldu.

Akademik ve idari personel belirlemede de özerklik yok

Üst düzey akademik personelin belirlemesinde sadece 13 ülkede üniversiteler tamamen özgür durumda. Üst düzey akademik personel sayısı Türkiye ile birlikte Hırvatistan, Kıbrıs, Fransa, Yunanistan, İtalya ve Sırbistan’da düzenlemelere tabi oluyor.

Üst düzey idari personelin belirlenmesinde Avrupa genelinde genel olarak üniversiteler daha serbest. Fakat bu alanda da Türkiye’deki idari personelin işe alımı üniversite dışında belirleniyor.

Personel özerkliği konusunda Türkiye yüzde 56 ile düşük orta özerklik kategorisinde yer aldı ve 26’ncı oldu.

Öğrenci sayıları da Türkiye, Yunanistan ve Sırbistan’da üniversite dışında belirlenirken Türkiye akademik özerklik konusunda yüzde 46 ile yine düşük orta kategorisinde yer aldı. Brüksel’in Wallonia bölgesi, Yunanistan, Fransa ve Kıbrıs’ın önünde yer bulan Türkiye 29’unculuğu Hırvatistan ve Hollanda ile paylaştı.