Özgür Özel: “Bu Bir Miting Değil, Faşizme Karşı Meydan Okuma!”

Türkiye’nin siyasal atmosferi giderek daha da gerilirken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Saraçhane’de düzenlenen protestonun altıncı gününde, yaşananları açık bir dille tanımladı: Faşizm. Son günlerde rejimin niteliğine dair üstü kapalı mesajlar veren Özel, bu kez tereddüt etmeden sistemin adını koydu.

“Faşizme Karşı Direniyoruz”

Özgür Özel, Saraçhane’de toplanan kalabalığa hitap ederken, yaşananları artık bir miting olarak nitelendirmenin yeterli olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Bu bir miting değil, bu faşizme karşı meydan okuma eylemidir!”

Özel, rejimin niteliğine ilişkin en net çıkışını yaparak, ülkede siyasal iradenin halkın kararlarıyla değil, bir grubun tasarrufuyla şekillendiğini ve bunun açıkça bir darbe anlamına geldiğini ifade etti:

“Vatandaşın dediği oluyorsa, kimin geleceğine ve gideceğine halk karar veriyorsa orada demokrasi vardır. Ama bir ülkede geleceğe soy kütükleri belirliyorsa orada monarşi vardır. Halk birilerinin yöneteceğine karar veriyor ama kimin gideceğine başkaları karar veriyorsa orada darbe vardır, faşizm vardır.”

Rejimin Kendi Kimliğini Ortaya Koyduğu An: Polis Müdahaleleri ve Gözaltılar

Özel, Saraçhane’deki direnişin devam etmesinin en büyük nedenlerinden birinin, protestoculara yönelik sert müdahaleler ve gözaltılar olduğunu belirtti. Miting sonrasında polisin plastik mermi ve gaz kullanarak yurttaşlara müdahale etmesi, protestocuların dağıtılmaya çalışılması ve birçok kişinin gözaltına alınması, rejimin ne olduğuna dair en açık göstergelerden biri olarak yorumlandı.

CHP lideri, bu baskıların mücadeleyi sekteye uğratmayacağını vurgulayarak, “Biz Saraçhane’de toplanıyoruz ama dağılamıyoruz. Çünkü dağılmanın sonuçlarını biliyoruz. İlk fırsatta bir sonraki akşam yine buraya geliyoruz. Çünkü burada toplanmanın şartları devam etmektedir. Dağılmanın şartları oluşmamıştır. Sonuna kadar mücadele edeceğiz.” dedi.

Özel’in Sertleşen Söylemi: Yeni Bir Siyasi Hat mı Çiziliyor?

Özgür Özel’in özellikle son günlerde giderek daha netleşen çıkışları, CHP’nin siyasette nasıl bir yol haritası izleyeceğine dair önemli işaretler veriyor. İlk günlerde daha temkinli ifadeler kullanan Özel, protestolara yönelik devletin baskıcı yaklaşımı ve iktidarın tutumu karşısında söylemini sertleştirdi.

Bu süreç, CHP’nin geçmiş yıllardaki “kontrollü muhalefet” çizgisini tamamen geride bırakıp, sokak hareketlerine öncülük eden, daha radikal bir muhalefet anlayışına yönelip yönelmeyeceği sorusunu da beraberinde getiriyor. Özellikle “faşizm” tanımının açıkça yapılması, partinin hem tabanı hem de geniş halk kesimleriyle daha güçlü bir bağ kurmaya çalıştığını gösteriyor.

Saraçhane’deki süreç, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir mi? Muhalefetin söylem ve eylem planı, iktidarın sert politikaları karşısında nasıl şekillenecek? Bu soruların yanıtı, önümüzdeki günlerde CHP’nin atacağı adımlarla netleşecek.