Sivil toplum aktivisti ve iş insanı Osman Kavala, 13 Mart 2025 itibarıyla 2 bin 690 gündür cezaevinde bulunuyor. 2017 yılında gözaltına alınıp tutuklanan Kavala, 2013 yılındaki Gezi Parkı eylemleriyle ilişkilendirilerek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Avrupa Konseyi tarafından hakkında verilen tahliye kararlarına rağmen serbest bırakılmayan Kavala, Türkiye’deki yargı sürecinde önemli bir hukuki ve siyasi tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Kavala’nın tutukluluk süreci, AİHM’in verdiği “derhal tahliye edilmeli” kararına rağmen, farklı suçlamalarla tekrar tekrar tutuklanmasıyla uzadı. Avrupa Konseyi’nin Türkiye’ye karşı ihlal prosedürü başlatmasına yol açan dava süreci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bizi ilgilendirmez” şeklindeki çıkışlarıyla daha da sertleşti. Yargı süreci boyunca birçok mahkeme heyetinin değişmesi, davaların birleştirilmesi ve ayrılması gibi gelişmeler, Kavala’nın tutukluluk halini uzatan etkenler arasında yer aldı.
Gözaltı ve İlk Tutuklama
Osman Kavala, 18 Ekim 2017’de Gaziantep’te gözaltına alındı ve İstanbul’a götürüldü. O dönemde gözaltı gerekçesi açıklanmazken, soruşturmanın “gizli yürütüldüğü” belirtildi. Kavala, 1 Kasım 2017’de “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamalarıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konuldu.
Dosyanın ayrılması sonucu Gezi Parkı eylemlerine ilişkin iddianame 19 Şubat 2019’da hazırlanırken, AİHM 10 Aralık 2019’da Kavala’nın “derhal serbest bırakılması” yönünde karar verdi. Ancak bu karar uygulanmadı.
Beraat Kararı ve Yeniden Tutuklama
18 Şubat 2020’deki duruşmada Kavala, sekiz sanıkla birlikte beraat etti ve tahliyesine karar verildi. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, aynı gün 15 Temmuz darbe girişimiyle ilişkilendirilerek Kavala hakkında yeni bir gözaltı kararı verdi. Kavala, tahliyesi beklenirken tekrar gözaltına alındı ve 19 Şubat 2020’de yeniden tutuklandı.
Bu süreçte Kavala’ya yönelik yeni suçlamalar yöneltildi. 9 Mart 2020’de “siyasal veya askeri casusluk” suçlamasıyla bir kez daha tutuklandı. Kavala ve avukatları, hukuki süreçteki belirsizliklerin ve suçlamaların keyfi olduğunu savundu.
AİHM ve Anayasa Mahkemesi Kararları
Osman Kavala, 4 Mayıs 2020’de hak ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Ancak başvuru, mahkemenin 29 Aralık 2020 tarihli kararıyla, sekize karşı yedi oyla reddedildi. AYM Başkanı Zühtü Arslan ve altı üye, Kavala’nın tahliye edilmesi yönünde görüş bildirdi.
AİHM’in verdiği ihlal kararına rağmen tahliye edilmeyen Kavala için Avrupa Konseyi, 25 Ocak 2021’de Türkiye’ye “Kavala’nın serbest bırakılması bir rica değil, bağlayıcı hukukun gereğidir” şeklinde uyarıda bulundu. Türkiye ise AİHM kararının Kavala’nın o dönem yargılandığı dava için geçerli olduğunu, ancak farklı suçlamalar nedeniyle yargılamanın sürdüğünü savundu.
Bu süreçte Avrupa Konseyi, 3 Aralık 2021’de Türkiye’ye karşı “ihlal prosedürü” başlatma kararı aldı. 2 Şubat 2022’de yapılan oylamada, dosyanın AİHM’e havale edilmesine karar verildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise 3 Şubat’ta yaptığı açıklamada, “AİHM ne demiş, Avrupa Konseyi ne karar vermiş, bu bizi ilgilendirmiyor” diyerek Avrupa Konseyi’nin kararlarını tanımadıklarını belirtti.
Ağırlaştırılmış Müebbet ve Yargıtay Onayı
25 Nisan 2022’de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Osman Kavala’yı “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyetinden bir üye, karara karşı oy kullandı.
Aynı davada Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası verildi ve tutuklanmalarına karar verildi.
28 Aralık 2022’de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, Kavala ve diğer sanıklara verilen cezaları hukuka uygun buldu. Yargıtay ise 28 Eylül 2023’te Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını onadı.
Yeniden Yargılama Talebinin Reddedilmesi
30 Nisan 2024’te Kavala, yeniden yargılanma talebinde bulundu. Ancak 14 Mayıs 2024’te 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti “kanun gereği” değiştirildi ve 15 Mayıs’ta yeni heyet, oybirliğiyle yeniden yargılanma talebini reddetti.
AİHM ve Avrupa Konseyi Süreci Devam Ediyor
Osman Kavala’nın davası, uluslararası hukuki tartışmalara konu olmaya devam ediyor. Avrupa Konseyi, Türkiye’nin AİHM kararlarına uymaması nedeniyle “ihlal prosedürü” sürecini işletmeye devam ederken, Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliği de tartışmalı hale geldi.
Kavala, 2 bin 690 gündür cezaevinde kalmaya devam ederken, uluslararası insan hakları örgütleri ve hukukçular, davanın siyasi olduğu ve hukukun ihlal edildiği görüşünü sürdürüyor.