Nitelikli bir eğitim için öğrenci merkezli eğitim mekânları oluşturmak ve bütün öğrenciler için güvenli, kapsayıcı ve etkili öğrenme ortamları sağlamak gerekir.
Okulun büyüklüğü, okula ulaşım ve okula ulaşmak için geçirilen süre, sınıf büyüklüğü, okul gününün uzunluğu ve planı, öğrenme ortamlarının ideal kullanımı ve özel eğitim ihtiyacı olan çocuklar için okulun uygunluğu, öğrencilerin başarısını etkilemektedir.
Yeni okul binaların mühendislik yönü de öğrenme ortamlarının genel niteliğine katkı sağlar; doğal ışık, sıcaklık, hava kalitesi gibi etkenler mekân algısı ve işlevsellik bakımından önemli katkılar sağlayabilir. Alanda en etkili çalışmalardan biri olan “Akıllı sınıflar” (Barrett et. al., 2015), öğrenme ortamlarının öğrenci başarısındaki farkın %16’sını açıkladığını, öğrenme çıktılarını iyileştiren faktörlerin yarısının hava kalitesi, ışıklandırma ve sıcaklık gibi temel altyapı çözümleriyle ilişkili olduğunu ortaya koymuştur.
Okul için en başarılı tasarım öğretime en iyi hizmet eden tasarımdır. Bunun sağlanması ise bina kullanıcıları ve paydaşların kendi kültürel, pedagojik ve ekonomik bağlamlarını dikkate alarak tasarımı planlamaları ve geliştirmeleri ile mümkün olabilir.
Tasarım için farklı yaklaşımlar kullanılması öğrenme alanlarını daha çeşitli ve çok işlevli hale getirirken, binanın daha iyi ekonomik özelliklere sahip olmasını sağlayabilir. Geleneksel okullarda alanın %10-25’ini koridorlar oluştururken, merkezi alan tasarımı gibi alternatif yaklaşımlar bu alanın daha etkili kullanımını sağlarken aynı zamanda koridorların kapladığı alanı %10-15 oranında azaltabilir. Öğrenme ortamlarının amaca uygun olması ve öğrenme ortamları düzenlenirken öğretim uygulamalarının ana unsur olarak belirlenmesi gerekiyor.
Okullarda öncelikle binadan ziyade geniş ferah betonarme olmayan bir bahçesinin olması gerekir. Bu bahçede botanik bitki örtüsü, hayvanat bahçesi, yüzme havuzu olması gerekir. Tiyatro ve Konferans salonları, Spor salonu, Masa Tenisi alanı, Satranç odası, Klasik kantinden ziyade kafeteryası, her Öğretmenin ayrı bir sınıfının olması gerekiyor.
Ayrıca; ulaşım sorunu olmayan, yeterli dersliğe sahip, laboratuvarları, gerekli atölyeleri olan, çevre düzenlemesi yapılmış (etrafı çevrili , yeşillendirilmiş ve bunların koruma altına alındığı), sınıflarında aşırı kalabalık öğrencisi olmayan ya da tam tersi sınıflarında öğrenci sayısı çok az olmayan, deneyimli idareci kadrosuna sahip , ekip olabilmeyi başarmış öğretmen kadrosuna sahip, ilgili veli profili olan, taşımalı eğitim yapmayan, ikili eğitim yapmayan (tam gün eğitim yapan),ısıtma sistemi problemi olmayan, yeterli hizmetli sayısına sahip , yeterli memuru bulunan, sorunlu kanalizasyon sistemi olmayan, çevresinde aşırı trafik yoğunluğu olmayan, bilişim sınıfı olan, hava kirliliğinin çok olduğu bir bölgenin olmadığı, her sınıfında akıllı tahtası olan okullar, Öğretmenlerce eğitim-öğretime en uygun mekanlar olarak ifade edilmiştir.
Nitelikli bir eğitim için bu şekilde ifade edilen okulun fiziki ortamları maalesef birçok okulumuzda yoktur. Bu özellikler daha çok bazı özel okullarda (ki birçok özel okulda da bu özellikler yoktur) ve çok az sayıda devlet okullarında bulunmaktadır. Bu okullarda eğitim gören öğrenci oranı %5 gibi bir oranla ifade edilmektedir. Bu oran genel orana göre çok az bir öğrenci sayısını ifade etmektedir. Haliyle okulun fiziki koşullarından ötürü birçok öğrenci istenilen başarıyı ortaya koyamamaktadır.
- Türkiye’de Sosyoloji ve Türk Milliyetçiliği İlişkisi - 6 Kasım 2024
- 21. Yüzyılda Kadın Öğretmenlere Yönelik Dış Görünüm ve Giyim Kodları Eğitimi - 30 Ekim 2024
- Küfür Tecavüzün Teorisi midir? - 24 Ekim 2024