Tarikatlar, İslam’ın içinde çeşitli yorumlara ve uygulamalara sahip olan dini cemaatlerdir. Osmanlı İmparatorluğu’nda önemli bir rol oynamış olsalar da, Cumhuriyetin kuruluşundan sonra laiklik ilkesi gereği yasaklanmış ve kapatılmışlardır. Zamanla yeniden güçlenen tarikatlar, günümüzde Türkiye’de eğitimden sağlığa, kültürden spora kadar her alanda etkin bir şekilde faaliyet göstermektedir. Bu durum, laiklik ilkesi, demokratik değerler ve toplumsal barış açısından önemli bir tehdit oluşturmaktadır.
Tarikatların güçlenmesinin arkasında yatan temel faktörler:
1980 darbesinden sonra uygulanan neoliberal politikalar ve piyasa ekonomisine geçiş, toplumda eşitsizlikleri ve yoksulluğu artırmıştır. Bu durum, tarikatların yoksul ve mağdur kesimlere yardım ve destek vaat ederek onları kendi bünyelerine çekmesine olanak sağlamıştır.
AKP döneminde tarikatlar, siyasi iktidarla yakın ilişkiler kurarak hem siyasi hem de ekonomik açıdan güç kazanmışlardır. Kamu kaynaklarına erişim, ihalelerde kazanç ve belediyelerle iş birliği gibi unsurlar, tarikatların etkisini ve yaygınlaşmasını artırmıştır.
Tarikatlar, eğitim ve sağlık alanlarında da etkin bir şekilde faaliyet göstermektedir. Hem resmi hem de özel eğitim kurumlarında kadrolaşma yaparak, kendi okullarını ve dershanelerini açarak eğitim sisteminde yer edinmişlerdir. Sağlık alanında da benzer bir durum söz konusudur. Tarikatlar, özel hastaneler ve vakıflar kurarak sağlık hizmetlerine yön verme noktasında etkin bir rol oynamaktadır.
Tarikatların her alana yerleşmesinin toplum üzerinde olumsuz etkileri vardır. Laiklik ilkesinin zayıflaması, dini baskının artması, bilimsel ve rasyonel düşüncenin gerilemesi, dogmatik ve bağnaz bir zihniyetin yaygınlaşması ve demokratik katılımın engellenmesi gibi unsurlar, toplumda gerginlik ve kutuplaşmaya yol açmaktadır.
Örneğin, Cumhuriyet Gazetesi’nden Cengiz Karagöz’ün haberine göre, İstanbul Kâğıthane Belediyesi’nin kültür, bilim, uzay evi ve gençlik merkezleri için açtığı ihaleyi, Sadakataşı Derneği’ne yakınlığıyla bilinen bir şirketin kazanması, kamu kaynaklarının tarikatlar tarafından nasıl kullanıldığının bir örneğidir.
Olası İstanbul depremine karşı alınması gereken önlemlerde İHH gibi gerici vakıflarla iş birliği yapılması, laik bir devlette olması gereken uygulamalara aykırılık teşkil etmektedir.
Tarikatların artan etkisi ve yaygınlaşması, Türkiye’nin laik, demokratik ve sosyal bir devlet olma hedefini tehdit etmektedir. Bu duruma karşı, laiklik ilkesinin korunması, demokratik değerlerin savunulması ve toplumda bilimsel ve rasyonel düşüncenin yaygınlaştırılması için gerekli adımlar atılmalıdır.
- NHY/ Eda Kaya
- TBMM’de Kadına Yönelik Şiddet Önergesi Reddedildi - 21 Kasım 2024
- Putin’den Çatışma Açıklaması: Ukrayna’daki Durum Küresel Bir Nitelik Kazandı - 21 Kasım 2024
- Kapıların Ardındaki Hayat: Sibel Saçık’ın Eserine Dair - 21 Kasım 2024