Nerede bu gençler: Türkiye’de gençler eğitim ve istihdam dışında

Türkiye’de gençlerin eğitim ve iş hayatındaki acı gerçekler, kapitalist sistemin yıkıcı etkilerini açıkça ortaya koyuyor. OECD’nin “Eğitime Bir Bakış 2017” raporu, Türkiye’de 15-29 yaş arasındaki gençlerin üçte birinin ne eğitimde ne de işte yer almadığını gösteriyor. Bu, neoliberal politikaların genç nüfusa yıkıcı etkilerinin somut bir kanıtıdır. TÜİK’in 2023 verilerine göre ise, 15-24 yaş aralığındaki 11 milyon 796 bin gençten 2 milyon 525 bini işsiz ve eğitimsiz olarak kaydediliyor. Bu, gençlerin yüzde 21’inin sistemin dışında bırakıldığını gösteriyor.

Kapitalist sistemin gençleri eğitim ve istihdam dışında bırakmasının sosyal ve ekonomik sonuçları oldukça vahimdir. Gençler, sistemin onlara sunduğu fırsatları değerlendiremezken, toplumun kalkınmasına ve ilerlemesine katkıda bulunma imkanlarını da kaybediyorlar. Bunun yanı sıra, gençlerin kişisel gelişimi de göz ardı ediliyor ve gelecekleri karartılıyor.

Araştırmalar, gençlerin büyük bir bölümünün iş bulmak için çabaladığını ancak sermayenin onlara sunmadığı olanaklar yüzünden başarısız olduğunu gösteriyor. Diğer bir kısım genç ise sistemin eğitim ve iş dünyasındaki çarpıklıklarını görerek bu alandan uzak durmayı tercih ediyor. Ancak, kapitalist sömürü düzeni altında, gençler arasında yüksek işsizlik ve eğitimden kopma gibi sorunlar yaygınlaşıyor.

Bu sorunların çözümü için kapitalist sistemin kökten değiştirilmesi gerekmektedir. Eğitim sistemi, sınıfsal eşitsizlikleri azaltacak ve gençlere daha adil bir fırsat eşitliği sunacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Ayrıca, gençlere yönelik istihdam olanaklarının artırılması ve adil çalışma koşullarının sağlanması için mücadele edilmelidir. Bunun yanı sıra, gençlerin toplumsal ve siyasal katılımlarını destekleyecek politikalar geliştirilmelidir.

Kız çocuklarının durumu da bu tabloya eklenmelidir. Türkiye’de kız çocuklarının eğitim alanına katılımı, özellikle bazı bölgelerde erkek çocuklarına göre daha düşük seviyelerdedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, kız çocuklarının okullaşma oranı 2016-17’de yüzde 65,8 iken, erkeklerin oranı yüzde 70,6 olarak kaydedilmiştir. Bu durum, kız çocuklarının eğitime erişimindeki eşitsizlikleri ve bölgesel farklılıkları gözler önüne sermektedir.

Sonuç olarak, Türkiye’deki gençlerin eğitim ve iş hayatına aktif olarak katılımını sağlamak için kapitalist sisteme karşı mücadele etmek gerekmektedir. Ancak bu şekilde, gençlerin potansiyelleri açığa çıkarılabilir ve daha adil bir toplumun temelleri atılabilir.

NHY, Eda Kaya