AKP, emekli aylıklarına ilave ödemeyi neden dahil etmedi?

Son dönemde memur emeklilerinin maaşlarında yaşanan gerileme ve ilave ödemenin emekli aylıklarına dahil edilmemesi konusu, emeklilerin ve toplumun genel refahı açısından önemli bir gündem maddesi haline geldi. Bu durum, hem emeklilerin yaşam standartlarını olumsuz etkiliyor hem de toplumsal adalet ve eşitlik ilkesiyle bağdaşmıyor.

Memur emeklilerinin maaşlarında yaşanan gerileme, son yıllarda artan enflasyon ve ekonomik belirsizliklerle birlikte daha da belirgin hale geldi. Ortalama memur emekli aylıklarının bir yılda ortalama memur maaşının yüzde 70,5’inden yüzde 41,4’üne gerilemesi, emeklilerin maaşlarının alım gücünü azalttı. Ocak 2023’te 8.610 TL olan ortalama memur emekli aylığı, 12.200 TL olan ortalama memur maaşının yüzde 70,5’ine tekabül ederken, Ocak 2024’te bu oranın yüzde 41,4’e gerilemiş olması endişe verici bir durumu gözler önüne seriyor.

Bununla birlikte, memur ve memur emeklilerinin her yıl ocak ve temmuz aylarında aldığı zam oranlarının, enflasyon farkının üstüne eklenerek yapıldığı biliniyor. Ancak bu zam oranlarının, emeklilerin gerçek ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğu ve emekli aylıklarının alım gücünü korumaya yetmediği ifade ediliyor. AKP hükümetinin, ilave ödemeyi emekli aylıklarına dahil etmemesi, emeklilerin yaşadığı maddi sıkıntıları daha da derinleştiriyor.

Emekliler, ilave ödemenin emekli aylıklarına dahil edilmesini istiyorlar. Çünkü bu şekilde ilave ödeme de her ay verilecek ve her yıl enflasyona göre artırılacak. Böylece emeklilerin alım gücü korunmuş olacak. Ayrıca, ilave ödemenin emekli aylıklarına dahil edilmesi, emeklilerin ikramiye ve intibak zamlarından da faydalanmasını sağlayacak.

Ancak AKP, ilave ödemenin emekli aylıklarına dahil edilmesine karşı çıkıyor. Bunun nedeni, bütçe açığını artırmamak ve kamu borcunu kontrol altında tutmak. AKP, ilave ödemenin emekli aylıklarına dahil edilmesinin maliyetinin çok yüksek olduğunu savunuyor. AKP’ye göre, bu uygulama bütçeye yıllık 30 milyar TL ek yük getirecek.

Bu rakam gerçekten çok mu büyük? Bu sorunun cevabı için bütçe rakamlarına bakmak gerekiyor. Türkiye’nin 2023 yılı bütçesi 1 trilyon 600 milyar TL olarak belirlendi. Bütçenin gelirleri ise 1 trilyon 300 milyar TL olarak tahmin edildi. Yani, bütçe açığı 300 milyar TL olacak.

Bu durumda, ilave ödemenin emekli aylıklarına dahil edilmesinin maliyeti olan 30 milyar TL, bütçe açığının yüzde 10’una denk geliyor. Bu oran çok mu yüksek? Elbette hayır. Zira AKP, bütçe açığını artıran başka harcamalar yapmaktan çekinmiyor.

Örneğin, garanti ödemeli köprü, otoyol ve şehir hastaneleri projeleri, kamu-özel işbirliği (KÖİ) modeliyle yapıldı. Bu modelde, devlet belirli bir süre için özel sektöre bir hizmeti veya altyapıyı yaptırıyor ve karşılığında belli bir garanti ödeme taahhüdünde bulunuyor. Ancak bu projelerin bütçeye getirdiği yük, her geçen yıl artıyor.

Bir başka örnek ise Cumhurbaşkanlığı bütçesi. Cumhurbaşkanlığı bütçesi, 2023 yılında 4 milyar TL olarak belirlendi. Bu rakam, 2022 yılına göre yüzde 20 artış anlamına geliyor. Cumhurbaşkanlığı bütçesi, ilave ödemenin maliyetinin yüzde 13’üne denk geliyor.

Bu örnekler, AKP’nin ilave ödemenin emekli aylıklarına dahil edilmesine karşı çıkmasının gerçek nedeninin maliyet olmadığını gösteriyor. AKP, emeklilerin taleplerini görmezden gelerek, kendi siyasi ve ideolojik çıkarlarına hizmet eden harcamaları tercih ediyor. Bu da emeklilerin haklarını gasp etmek anlamına geliyor.

Emekliler, ilave ödemenin emekli aylıklarına dahil edilmesi için mücadele etmeye devam etmeli. Bu talep, sadece emeklilerin değil, tüm çalışanların ve toplumun yararınadır. Çünkü emeklilerin alım gücü arttıkça, ekonomi de canlanacak ve refah da yükselecektir. Emeklilerin talebi, adaletli ve eşit bir bütçe dağılımı için de önemlidir. AKP’nin bütçeyi kendi çıkarlarına göre harcamasına izin verilmemelidir.

Bu konuda emeklilerin yanında duran bazı isimler ve kurumlar da var. Örneğin, Çalışma Yaşamı Uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda ilave ödemenin emekli aylıklarına dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor. Çelik, bu konuda AKP’yi eleştiriyor ve Memur-Sen’i de pasif kalmakla suçluyor.

NHY, Deniz Çınar