Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Yunus Emre Enstitüsü’ndeki yolsuzlukları gündeme getirerek, kamu yönetimindeki genel yozlaşmanın bir örneği olduğunu belirtti. Atalar, özellikle son dönemde duyarlı kamu denetim elemanlarının ortaya çıkardığı yolsuzlukların boyutlarının şaşırtıcı olduğunu vurgulayarak, “Bu usulsüzlüklerin kapsamı, kamuda yaşanan genel tablonun sadece küçük bir örneğidir” dedi.
Yolsuzluklar ve Siyasi Sorumluluk
Atalar, Yunus Emre Enstitüsü’nde yaşanan yolsuzluklarla ilgili olarak hükümetin sorumluluğuna dikkat çekti. Yapılan açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanı ve Bakan Yardımcılarının yolsuzluklarla ilgili herhangi bir açıklama yapmadığına işaret edilerek, “Bu yolsuzlukları kimler engelledi ve neyi denetliyordu?” sorusu gündeme getirildi. Atalar, sadece birkaç kişinin değil, sistemin kendisinin yozlaşmaya açık hale geldiğini ve teftişlerin sadece olaylar ayyuka çıktıktan sonra yapılmasını eleştirdi.
“Teftiş ve suç duyuruları önemli bir adım, ancak sorumluluk burada bitmiyor. Bu noktaya gelinene kadar göz yuman, koruyan ve güç veren herkes hesap vermelidir.”
Yolsuzluk ve Gözaltılar
Yunus Emre Enstitüsü’ndeki yolsuzluk soruşturması kapsamında, eski Enstitü Başkanı Şeref Ateş, bazı daire başkanları ve alt kademe çalışanlarıyla birlikte, sahte fatura düzenleyen şirket yetkilileri gözaltına alındı. 9 yıl boyunca Enstitü Başkanlığı yapan Şeref Ateş, gözaltı kararı uygulamak için evine giden polisten kaçarken yurtdışına kaçtığı bildirildi. Ayrıca, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Göktaş’ın eşi Rahmi Göktaş ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın oğlu Abdullah Kutalmış Yalçın da soruşturma kapsamında istifa ettirildiler. Atalar, yolsuzlukla doğrudan ilişkili olan bu isimlerin, siyasi koruma kalkanı altında olduklarını savundu.
Sahte Faturalar ve Zimmetine Geçirilen Milyonlarca Lira
Yunus Emre Enstitüsü’nde sahte faturalarla gerçekleştirilen mal ve hizmet alımları üzerinden zimmetine geçirilen milyonlarca liranın, tabela şirketlerine ödenen komisyonlar karşılığında yapıldığı iddia ediliyor. Enstitü’nün bütçesinden yapılan bu usulsüz harcamalar, ciddi bir kamu kaynağı israfını ortaya koyuyor.
Siyasi Koruma ve Yolsuzluğun Derinliği
Atalar, yolsuzluğa karışan üst düzey bürokratların, siyasi bağlantıları nedeniyle yargıdan korunmaya çalışıldığını belirtti. Şeref Ateş ve diğer başkan yardımcılarının, kamuya yansıyan skandalların ardından istifa ettirilmeleri, ancak daha alt kademelerdeki sorumluların gözaltına alınması dikkat çekici bir çelişki olarak ifade edildi. Atalar, bu durumun, siyasi koruma kalkanlarının net bir şekilde ortaya çıktığını vurguladı.
“Aile Bakanının eşi ve MHP Genel Başkan Yardımcısının oğlu bu çarkın içinden çekilerek muhafaza altına alınıyor.”
CHP’li Gülşah Deniz Atalar, Yunus Emre Enstitüsü’ndeki skandalın yalnızca birkaç bürokratın sorumluluğunda olmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin kamu yönetimindeki genel yozlaşmayı da gözler önüne serdiğini ifade etti. Bu yolsuzlukların önüne geçilmesi için tüm sorumluların hesap vermesi gerektiğini belirterek, kamu yönetiminde reform yapılması çağrısında bulundu.