Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayımlanan küresel gençlik istihdam raporu, genç işsizlik oranlarının pandemi öncesi seviyelere geri döndüğünü ve 2023 yılında yüzde 13’e düştüğünü ortaya koydu. Bu oran, son 15 yılın en düşük seviyesini işaret ediyor ve işsizlik oranlarının daha da düşmesi bekleniyor. Ancak, dünya genelinde gençler arasında iş güvencesizliği, geçici iş sözleşmeleri ve ekonomik bağımsızlık gibi konulara yönelik endişeler devam ediyor.
Buna karşın, Türkiye’de genç işsizlik oranı ve NEET (ne eğitimde ne istihdamda) oranları küresel eğilimlerin tersine artış gösteriyor. Türkiye’de 15-24 yaş aralığındaki genç işsizlik oranı 2024 itibarıyla yüzde 22,4 seviyelerine yükselmiş durumda. Bu oran, gençlerin işgücü piyasasına entegrasyonunda ciddi sorunlar yaşadığını ve istihdam olanaklarının sınırlı olduğunu gösteriyor.
Türkiye’deki gençler arasında NEET oranı da oldukça yüksek. 2024 verilerine göre, Türkiye’de ne eğitimde ne de işte olan gençlerin oranı yüzde 28,9. Bu yüksek oran, eğitim ve istihdam fırsatlarının yetersizliğinin yanı sıra, gençlerin ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarını engelleyen yapısal sorunların bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Genç kadınlar arasındaki NEET oranı ise daha da endişe verici. Türkiye’de genç kadınların yüzde 40’ı NEET grubuna dahil. Bu durum, iş güvencesinin ve ekonomik bağımsızlığın eksikliğinin yanı sıra, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin de bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Genç kadınlar, hem iş bulma hem de eğitim fırsatlarına erişimde daha büyük zorluklarla karşılaşıyor.
Dünya genelinde genç işsizlik oranları düşerken, Türkiye’deki gençler bu olumlu eğilimden uzak kalmış görünüyor. Türkiye’nin, genç işsizlik ve NEET oranlarındaki artış, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısındaki sorunları gözler önüne seriyor. Bu durum, gençlerin geleceğe dair umutlarını ve beklentilerini olumsuz etkiliyor, ayrıca ülkenin iş gücü piyasasına katılımını da zorlaştırıyor.
Küresel raporlardan ve Türkiye verilerinden hareketle, genç işsizliği ve NEET oranları arasındaki bu farklar, Türkiye’nin genç iş gücü piyasasında acil çözüm gerektiren yapısal sorunlar yaşadığını ortaya koyuyor. Eğitim ve istihdam politikalarının, gençlerin ihtiyaçlarına ve mevcut ekonomik koşullara uygun olarak yeniden değerlendirilmesi gerektiği açıktır.