Türkiye, OECD ülkeleri arasında işsizlikte dördüncü sırada yer almaktadır. Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, özellikle geniş tanımlı işsizlik rakamları göz önüne alındığında, Türkiye ciddi bir istihdam sorunu ile karşı karşıyadır. DİSK-AR tarafından açıklanan verilere göre, ülkemiz Temmuz 2024 itibarıyla %8,8 dar tanımlı işsizlik oranına sahipken, geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyon 700 bine ulaşmıştır.
Geniş tanımlı işsizlik, iş arayan ancak hemen çalışmaya başlayamayacak olan bireyleri kapsar. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, geniş tanımlı işsizlik oranı %26,5 olarak kaydedilmiştir. Bu oran, COVID-19 salgını sonrasında %7,2 oranında bir artışla birlikte, toplumumuzun işgücü dinamiklerini de etkilemiştir.
İşsizlik Oranlarının Cinsiyet Dağılımı
Temmuz 2024 verileri, mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranının erkeklerde %7, kadınlarda ise %12,4 olduğunu göstermektedir. Geniş tanımlı işsizlikte ise kadınlarda %35,7, erkeklerde ise %21,1 seviyelerine ulaşılmıştır. Bu da kadın işsizliği ile erkek işsizliği arasındaki uçurumu 14,6 puan olarak ortaya koymaktadır.
Bu veriler, Türkiye’nin ekonomik gücünü ve işgücü piyasasındaki eşitsizliği ele alan önemli bulgular sunmaktadır. İşsizlik oranlarındaki bu dengesizlikler, ekonomik politikaların ve işgücü stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesini gerekli kılmaktadır.