Türkiye’de Çocuğa Yönelik Şiddet Neden Artıyor?

Son yıllarda Türkiye’de çocuklara yönelik şiddet ve cinsel istismar vakaları dikkat çekici bir şekilde artış gösteriyor. Bu artış, toplumda endişe yaratırken, yetkililer alınan önlemlerle bu tür suçlara karşı mücadele ettiklerini belirtiyor. Ancak, uzmanlar ve insan hakları savunucuları, bu mücadelelerin yetersiz kaldığını ve daha köklü çözümler gerektiğini savunuyor. BBC Türkçe’nin aktardığı Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2023 yılında Türkiye genelinde yürütülen 66 binden fazla cinsel istismar soruşturmasında her birinde en az bir çocuk mağdur oldu. Bu, 2015 yılına kıyasla yaklaşık iki katlık bir artış anlamına geliyor. Ancak bu durum, yalnızca resmi olarak kayıt altına alınmış vakaları yansıtıyor; uzmanlar, gerçek rakamların çok daha yüksek olabileceğine dikkat çekiyor.

Çocukların Mağduriyeti ve İstismarın Boyutları

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2023 yılında güvenlik birimlerine giden ya da götürülen mağdur 242 bin 875 çocuğun yaklaşık %12’si cinsel istismara uğradı. Bu, yaklaşık 29 bin çocuğun cinsel şiddet mağduru olduğu anlamına geliyor. BBC Türkçe’nin paylaştığı habere göre, bu çocukların %85’inden fazlasını kız çocukları oluşturuyor. Uluslararası Çocuk Merkezi (UÇM), bu verilerin yalnızca buzdağının görünen kısmını yansıttığını, gerçek mağduriyetlerin çok daha fazla olduğunu belirtiyor. UÇM uzmanları, çocukların özellikle aile içinde istismara uğradığını ve bu tür vakaların çoğunlukla gizli kaldığını ifade ediyor.

Narin Güran Olayı ve Çocuğa Yönelik Şiddetin Yaygınlığı

2024’te Diyarbakır’da yaşanan Narin Güran olayı, Türkiye’de çocuklara yönelik şiddetin en son örneklerinden biri olarak kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. 8 yaşındaki Narin, kaybolduktan 19 gün sonra evinden 1,5 kilometre uzaktaki bir dere kenarında ölü bulundu. Ölüm nedeni ve faillerle ilgili soru işaretleri devam ederken, bu olay Türkiye’de benzer şekilde sonuçsuz kalan birçok çocuğa yönelik şiddet vakasını yeniden gündeme getirdi. Kadın hakları savunucuları, çocuk cinayetlerinin “münferit” olaylar olmadığını, kadın cinayetlerinde olduğu gibi bu vakaların da sistematik ve politik olduğunu savunuyor. İpek Bozkurt, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu gönüllü avukatlarından biri, çocuk cinayetlerinin politik bir sorun olduğunu belirterek, “Bu cinayetlerde cezasızlık ve toplumsal rollerin etkisi büyük” diyor.

Cezasızlık ve Yargı Sürecindeki Zorluklar

Adalet Bakanlığı, çocukların cinsel istismarıyla ilgili soruşturmaların daha sıkı yapıldığını ve cezaların artırıldığını savunsa da, veriler cezasızlık oranlarının arttığını gösteriyor. BBC Türkçe’nin haberine göre, 2023 yılında cinsel istismar davalarında %34 oranında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi. Bu oran 2013’te %21 idi. UÇM uzmanları, artan vakalara rağmen mahkumiyet oranlarının düşmesi ve faillerin cezalandırılmamasının, çocuklara yönelik şiddetin yaygınlaşmasına neden olduğunu ifade ediyor.

Bu çerçevede, cinsel istismar ve şiddet vakalarında hukuki süreçlerin yetersiz kaldığı, mağdurların haklarının korunamadığı ve sanıkların ceza almadığı bir sistemin, yeni mağduriyetler yaratmaya devam ettiği belirtiliyor. 2013 yılında 13 bin 925 kişi mahkumiyet kararı alırken, bu sayı 2023’te 7 bin 88’e düştü.

Türkiye’de Çocuğa Yönelik Şiddet Neden Arttı?

Çocuğa yönelik şiddetin artmasının temelinde, aile içi şiddetin gizlenmesi, hukuki süreçlerdeki eksiklikler, eğitim sistemindeki yetersizlikler ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi birçok faktör bulunuyor. Uzmanlar, özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının çocuklara yönelik şiddet üzerinde de olumsuz etkileri olduğunu savunuyor. UÇM uzmanları, çocuk yaşta zorla evlendirme, toplumsal cinsiyet rollerinin katılığı ve kadının yerinin annelikle sınırlandırılması gibi etkenlerin çocukların maruz kaldığı şiddetin temel sebepleri arasında olduğunu belirtiyor.

BBC Türkçe’nin haberine göre, kadın ve çocuk hakları savunucuları, devletin aldığı yasal önlemlere rağmen, bu önlemlerin uygulanmasında ciddi sorunlar olduğunu dile getiriyor. Özellikle aile içi şiddetin göz ardı edilmesi, çocukların güçsüzlüğü ve savunmasızlığının daha da artmasına yol açıyor.

Adalet Bakanlığı’nın Çözüm Önerileri ve Uluslararası Sözleşmeler

Adalet Bakanlığı, çocuklara yönelik cinsel suçlarla mücadelede daha sert cezalar öngören düzenlemeler yaptıklarını belirtiyor. 2016 yılında yürürlüğe giren mevzuat değişiklikleriyle, cinsel saldırıya uğrayan 12 yaş altı çocuklara yönelik cezalar artırıldı ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları 39 yıla çıkarıldı. Ayrıca, Türkiye’nin 1995’ten bu yana taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocukların eğitim, sağlık ve güvenlik haklarını güvence altına alıyor. Ancak, uzmanlar bu sözleşmelerin yeterince etkin uygulanmadığını savunuyor.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yayınladığı raporlara göre, çocukların maruz kaldığı şiddeti artıran bir diğer faktör, yetersiz eğitim. Cinsel eğitim ve çocuk hakları konusunda eksiklikler, çocukların kendilerini savunma ve istismarı bildirme kapasitelerini zayıflatıyor. Buna ek olarak, sosyoekonomik koşulların kötüleşmesi de çocukların şiddet görme riskini artırıyor.

Sonuç ve Öneriler

Türkiye’de çocuğa yönelik şiddetin artmasının temelinde, hukuki süreçlerdeki yetersizlikler, cezasızlık kültürü ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği yatıyor. Cinsel istismar vakalarının çoğunda mağdurların haklarını korumada başarısız kalınması, faillerin yeterince cezalandırılmaması ve toplumsal farkındalığın eksikliği, çocuk hakları savunucuları tarafından eleştirilen başlıca unsurlar arasında yer alıyor. BBC Türkçe’nin yayımladığı haber, Türkiye’deki çocuk istismarının sadece yasal düzenlemelerle değil, köklü toplumsal değişimlerle çözülebileceğine işaret ediyor.

Kaynak: BBC Türkçe, 11 Eylül 2024, Merve Kara-Kaşka