Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Osman Kavala, Tuğrul Türkeş’in kendisini cezaevinde ziyaret edeceği yönündeki açıklamalarına dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Kavala, Türkeş’in açıklamalarında yer alan ‘Hayatının 7 yılını cezaevinde geçirmiş bir babanın çocuğuyum’ şeklindeki sözlerinin merhum Alparslan Türkeş ile kendisini aynı kefeye koymak olarak algılanmasını yadırgadığını belirtti.
Osman Kavala, avukatları aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkeş’in babasının cezaevi deneyimleriyle ilgili sözlerinin, kendisinin başkalarının acılarına karşı duyarlılık geliştirdiğini anlatmak istediğini ifade etti. Kavala, insanların toplum hayatına yaptıkları katkıların eşit değerde olmadığını, ancak hukukun egemen olduğu bir ülkede her bireyin hayatının ve haklarının eşit derecede değerli olduğunun kabul edilmesi gerektiğini vurguladı.
Osman Kavala, açıklamasında önemli bir noktaya daha değindi: ‘Öteki’ olarak görülen insanların hayatlarının değersiz sayıldığı durumlarda, onların maruz kaldığı adaletsizliklere kayıtsız kalındığını belirtti. Bu tür durumların şiddeti teşvik eden bir ortam yarattığını ve keyfi cezalandırmaların meşrulaştırıldığını dile getirdi. Kavala’nın bu açıklamaları, hukuk ve adalet sisteminin işleyişine dair önemli bir eleştiri olarak değerlendirilebilir.
Osman Kavala’nın Tuğrul Türkeş’in açıklamalarına gösterdiği tepki, adalet ve insan hakları konularındaki hassasiyetini bir kez daha ortaya koyuyor. Kavala’nın değerlendirmeleri, hukukun üstünlüğü ve birey haklarının korunması açısından önemli mesajlar içeriyor. Bu tür açıklamaların, toplumda adalet ve eşitlik bilincinin güçlenmesine katkı sağlayacağı umulmaktadır.
