İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, avukat Mehmet Pehlivan’ın tutukluluğunun 100. günü nedeniyle bir basın toplantısı düzenledi. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyeleri, İBB avukatları, kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in avukat ve kızı Seraf Özer’in de katıldığı toplantıda, yargının siyasallaşması ve özgürlüklere yönelik baskılar sert ifadelerle eleştirildi.
Kaboğlu, yaptığı açıklamada, “Bugüne kadar seçimlere giden yolların tıkanmasına sıkça tanık olduk. Ancak 31 Mart 2024’ten bu yana sandıktan çıkan iradeye de operasyonlar yapılıyor. Bu sadece iradeyi gölgelemek değil, gelecek seçimlere yönelik demokratik olmayan bir siyaseti inşa etmektir. Yargı araçsallaştırılarak özgürlüklerden alıkoyma işlemleri yalnızca bireysel olarak değil, kitlesel bir biçimde yürütülmektedir” dedi.
“İstanbul Barosu’na yönelik anayasa dışı operasyonlar var”
Kaboğlu, İstanbul Barosu üyesi Mehmet Pehlivan’ın keyfi tutukluluğunun 100. gününde savunma hakkına yönelik saldırılara dikkat çekti. “Biz her zaman herkes için hukuk dedik. Özgür avukat, bağımsız baro ilkesini savunduk. Haksız yere özgürlüklerinden alıkonulan avukatların, gazetecilerin, seçilmiş belediye başkanlarının haklarını savunmaya devam ettik” ifadelerini kullanan Kaboğlu, İstanbul Barosu’nun da doğrudan hedef alındığını söyledi.
“İstanbul Barosu’na yönelik anayasa dışı ve hukuk dışı operasyonlar başlatıldı. Bu yalnızca baro yönetimine değil, üyelerine, savunma hakkına yönelmiş bir saldırıdır” diyen Kaboğlu, hazırladıkları raporu Adalet Bakanlığı’na sunduklarını ancak herhangi bir dönüş olmadığını açıkladı.
“Seçimlere ve iradeye operasyon yapılıyor”
Kaboğlu, Türkiye’de seçilmiş iradenin yargı eliyle gölgelenmesine işaret ederek, “Seçimler yargı gözetimi altında yapılır. Halkın iradesini yansıtır. Ancak son dönemde seçim sonuçlarının itibarsızlaştırılması, gelecek seçimlere müdahale hazırlığı niteliği taşımaktadır. Yargı araçsallaştırılıyor ve bu kitlesel özgürlük ihlallerine yol açıyor” dedi.
Açıklamanın ardından İBB avukatlarından Tora Pekin söz aldı ve tutuklu avukat Mehmet Pehlivan’ın gönderdiği mektubu okudu. Pekin, Türkiye’de siyasetin değdiği tüm soruşturmaların ve davaların hukuka aykırı olduğunu belirterek, “Ortada suç yok. Kendini ifade etmek, yazmak, haber yapmak, siyaset yapmak suç değildir. Buna rağmen topluca özgürlükler elimizden alınıyor” dedi.
“Avukatlar baskıcı yönetimlerin hedefindedir”
Pekin, avukatların dünyada her zaman baskıcı yönetimlerin hedefi olduğuna dikkat çekti. “Avukatlığı tehdit olarak gören anlayış, savunma hakkını engellemek için mesleğimizi kriminalize ediyor. Avukat Mehmet Pehlivan’ın 100 gündür makul bir sebep olmaksızın tutuklu bulunması, gerçekte siyasi bir saldırının parçasıdır. Bu karar, ‘kişiyi özgürlükten yoksun bırakma suçu’nu oluşturur” ifadelerini kullandı.
Savunma hakkının kriminalize edilmesinin bir insanlık suçu olduğunu vurgulayan Pekin, “Bu hukuksuzlukları kanıksamamalıyız. Bugün siyasetin değdiği soruşturmaların neredeyse hepsi yanlış, hepsi hukuksuz. Avukat tutuklamaları da bu topyekûn saldırının devamıdır” diye konuştu.
Pehlivan’dan mesaj: “İnancım ve mesleki bağlılığım dimdik ayakta”
Toplantıda Mehmet Pehlivan’ın gönderdiği mektup da kamuoyu ile paylaşıldı. Pehlivan, 100 gündür özgürlüğünden mahrum bırakıldığını hatırlatarak, “Yalnızca görevimi yerine getirdiğim, müvekkillerimi ve hukukun üstünlüğünü savunduğum için tutuklandım. Bu yalnızca benim değil, müvekkillerimin de haklarını zedeleyen ağır bir ihlaldir” dedi.
Pehlivan mektubunda şu ifadeleri kullandı:
“Ben hukuku, adaleti ve mesleğimin onurunu savunmaya devam edeceğim. İnancım, umudum ve mesleki bağlılığım dimdik ayakta. Bu 100 gün, savunma hakkının susturulamayacağının ve hukuku savunmanın asla suç olamayacağının bir göstergesi olarak tarihe geçecektir.”