Türkiye, son yıllarda demografik yapısında önemli değişiklikler yaşamaktadır. İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce tarafından paylaşılan yeni araştırma verileri, Türkiye’nin genç nüfus avantajını yitirerek ‘çok yaşlı ülkeler’ kategorisine girdiğini ortaya koymaktadır. 2002 yılında genç nüfusu sayesinde önemli bir fırsat penceresine sahip olan Türkiye’nin, son 10 yılda 0-4 yaş arası nüfusun azalması ve 65 yaş üzeri nüfusun %48,1 artarak 8,7 milyona ulaşması, bu demografik dönüşümün en belirgin göstergelerindendir.
Bu dönüşüm, Türkiye’nin sosyal, ekonomik ve politik politikalarını yeniden şekillendirmesi gerektiğini göstermektedir. Yaşlanan nüfus, sağlık hizmetleri, emeklilik sistemleri ve iş gücü piyasasına yönelik yeni stratejilerin geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Ayrıca, genç nüfusun azalması, eğitim ve istihdam alanlarında da yeni yaklaşımların benimsenmesini gerektirebilir.
İPA verileri, Türkiye’nin dünya nüfusundaki payının %1,1 olduğunu ve 85 milyonluk nüfusuyla 194 ülke arasında 18. sırada yer aldığını belirtmektedir. Bu veriler, Türkiye’nin küresel ölçekteki konumunu ve potansiyelini de gözler önüne sermektedir. Türkiye’nin bu demografik değişim karşısında nasıl bir yol haritası izleyeceği, gelecekteki ulusal ve uluslararası rolünü belirleyecektir.
İstanbul özelinde ise, doğum sayısı ve doğurganlık hızının düşük seviyelere indiği gözlemlenmektedir. 2023 yılında İstanbul’da kaydedilen doğum sayısı ve 1,20’ye gerileyen doğurganlık hızı, bu demografik değişimin şehir bazında da etkili olduğunu göstermektedir.
Buğra Gökce’nin vurguladığı gibi, Türkiye’nin genç nüfusu geçmişte büyük bir avantajken, bugün artık bu fırsat penceresinin kapanmakta olduğu bir gerçektir. Türkiye’nin ‘çok yaşlı ülkeler’ kategorisinde yer alması, ülkenin geleceğine yönelik planlamalarında bu yeni gerçekliği dikkate almasını gerektirmektedir.
Türkiye’nin demografik dönüşümü, sadece nüfus politikaları açısından değil, aynı zamanda ekonomik kalkınma, sosyal refah ve uluslararası ilişkiler bağlamında da önemli sonuçlar doğuracaktır. Bu nedenle, Türkiye’nin yaşlanan nüfusuyla başa çıkabilmek için kapsamlı ve uzun vadeli stratejiler geliştirmesi büyük önem taşımaktadır. Gelecek nesillerin refahı ve Türkiye’nin küresel sahnede etkin bir oyuncu olabilmesi için demografik dönüşümün getirdiği zorluklarla yüzleşmek ve bu zorlukları fırsata çevirecek politikalar üretmek zorunludur.
NHY / İPA, Cumhuriyet