Mersin, Türkiye’nin en önemli liman şehirlerinden biri olarak bilinir ve bu liman, bölgenin ekonomik can damarıdır. Ancak, Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği (MIP) tarafından yürütülen genişleme çalışmaları, çevre ve halk sağlığı için ciddi endişeleri beraberinde getirmiştir. Mersin Çevre Platformu’nun raporlarına göre, liman genişletme projesi sırasında deniz dibinden çıkarılan asbest ve ağır metal içeren malzemelerin denize dökülmesi, hem insan sağlığına hem de deniz ekosistemine zarar verme potansiyeline sahiptir.
Asbest, solunum yoluyla alındığında kansere ve diğer ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen tehlikeli bir madde olarak bilinir. Mersin Çevre Platformu ve çeşitli hukuk temsilcileri, MIP’in yürüttüğü çalışmaların yasalara aykırı olduğunu ve çevre kirliliğine neden olduğunu iddia ederek, Mersin Valiliği’ne projenin durdurulması çağrısında bulunmuşlardır. Avukat Semra Kabasakal, MIP’in rant uğruna kanunları ve yönetmelikleri çiğneyerek kent ve insanlık suçu işlediğini belirtmiştir.
Bu durum, Mersin halkının sağlığını ve bölgenin doğal güzelliklerini koruma konusunda ciddi kaygılar yaratmaktadır. Deniz canlıları ve ekosistem üzerindeki etkileri henüz tam olarak anlaşılamamış olsa da, asbestin denize dökülmesinin uzun vadeli sonuçları olabileceği açıktır. Mersin Limanı’ndaki bu asbest krizi, çevresel düzenlemelerin ve halk sağlığının korunmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Mersin Çevre Platformu’nun ve yerel halkın çabaları, çevresel adalet ve sürdürülebilir kalkınma için önemli bir mücadele örneği teşkil etmektedir. Bu tür çevresel sorunlar, sadece yerel toplulukları değil, tüm dünyayı etkileyebilecek küresel konular olarak ele alınmalıdır. Mersin Limanı’ndaki asbest sorunu, çevresel politikaların ve uygulamaların gözden geçirilmesi gerektiğini ve halk sağlığının her zaman öncelikli olması gerektiğini vurgulamaktadır.
Mersin Limanı’nda yaşanan bu olay, çevre ve halk sağlığına verilen zararın yanı sıra, çevresel sorunların nasıl ulusal ve uluslararası düzeyde dikkat çekici hale gelebileceğinin de bir göstergesidir. Çevre koruma ve sürdürülebilirlik konularında daha fazla farkındalık yaratmak ve etkili çözümler üretmek için toplumun tüm kesimlerinin iş birliği yapması gerekmektedir. Mersin Limanı’ndaki asbest krizi, bu tür iş birliklerinin ve eylemlerin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır.