Kağıt fabrikalarının çevre ve doğal yaşama zararları…

Kağıt Endüstrisinin ve kağıt fabrikaların yarattığı sıkıntı ve zararları, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Su ve Toprak Yönetimi Daire Başkanlığının Temmuz 2014 yılı Çev. ve Şeh. Uzm. Yard. Lütfiye DUMLU’nun Tezinden aşağıdaki tespitleri ile başlayalım:

“Kağıt sanayii de hem üretilen birim mamül başına su kullanımın çok fazla olduğu, hem de atık sular içerisindeki kirletici maddelerin zor ve yavaş ayrışması nedeniyle çevreyi kirleten sektörlerin başında gelmektedir.”

 Burada bahsi geçen kirleticiler BOİ ve KOİ, Biyolojik ve Kimyasallardır. Bunların içinden Klordioksit, fenol, dioksin, hidrojen peroksit. Ozon bulunmaktadır. Devamla şöyle sıralamaktadır:

“Kağıt Endüstrisi birim ürün başına kullandığı aşırı su tüketimi ve ürettiği atık suda bulunan biyolojik olarak parçalanamayan kimyasallar ile çevresel etkisi en güçlü proseslerden birisidir. Bu açıdan kağıt endüstrisi atık suları, sucul ortamlarda oldukça tehlikeli etkilere neden olmaktadır.”

 Hele bu alan 1. Derece tarım alanı ve şehir merkezine yakın bir alan olması nedeniyle durum daha da vahim bir hal alıyor. Dumlu şöyle devam ediyor:

“Su tüketimine bağlı olarak oluşan atık suların arıtılıp alıcı ortama deşarj edilmesi su kaynaklarının korunması açısından yeterli olmamaktadır.

Kağıt endüstrisi, dünyada birim üretim başına kullanılan su miktarı açısından metal ve kimya endüstrilerinden sonra üçüncü sırada yer almaktadır. Yüksek miktarda su tüketimine bağlı olarak üretim sonrasında açığa çıkan atık su miktarı ve atık suyun içerdiği kirlilik yükü de diğer endüstrilere göre oldukça yüksektir.  Kağıt endüstrisinden kaynaklanan kirlenme büyük ölçüde üretimde kullanılan hammaddeler, ilave katkı maddeleri ve üretim prosesine bağlı olarak değişmektedir.”

Bu üretim sırasında hem yeraltında veya su kaynaklarında çok yoğun su alınmakta, ayrıca işlemler sonrası alıcı ortama bırakılan atık sulardır. Bunun yanında alıcı ortama çamur da bırakılmaktadır.

Dumlu’nun tezinde şunlarda yer alıyor: Kullanılan su miktarı 10.5 m3/ton’dur. 1 ton kağıtta 1.5 m3 su buharı açığa çıkmaktadır. Yine belirlemelerinde en modern tesislerde bile 20-50 m3/ton su gerektiğini vurgulamaktadır. Kısaca kullanılan teknoloji ve üretilen ürüne göre su kullanımı artmakta, buna paralel olarak atık su miktarı da çoğalmaktadır.

Kipaş’ın Kahramanmaraş’ taki tesislerinde yılda 14400ton çamur açığa çıkmaktadır. Günlük üretim miktarı 1500 ton/gün iken, Söke’deki tesis ise 2000 ton/gün üretim miktarına sahip olacak. 1 ton kağıt için 20-50 m3 su gerektiğine göre, harcanacak suyu hesaplamaya gerek yoktur. Yani Söke’deki tesis ondan daha büyük olduğu için burada hem çamur miktarı hem de atıksu miktarı çok daha fazla olacaktır. Birinci derece tarım arazilerinin ortasında kurulacak olan bu tesisin açığa çıkardığı atık su ve çamuru nereye deşarj edeceklerdir. Ayrıca havaya karışan toz zerrecikleri ve buharı ayrıca sorun üretecektir. Bu Organize sanayi Bölgesinde bu tesisin dışında Biokütle enerji şirketi, Çimento Fabrikası ve onun atıkları yakarak ürettiği enerji santralinin yarattığı kirlilik eklenince durum daha da içinde çıkılmaz bir hal alacaktır.

Bugüne kadar Kağıt fabrikalarının kurulduğu her alanda yoğun şikayetler ve hatta pişmanlıklar açıkça ifade edilmektedir. Burada kurulacak tesis içinde geç olmadan önlenmesi gerekmektedir. Ğeç olmadan bundan vazgeçilmelidir.

Alıntılar aşağıdaki adresten alınmıştır.


https://www.csb.gov.tr/db/destek/editordosya/Lutfiye_DUMLU_Uzmanlik_Tezi.pdf