İnsan Hakları İzleme Örgütü: Kadınlara yönelik ‘slogan’ soruşturması durdurulsun

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’nün ardından atılan bir slogan nedeniyle kadınların gözaltına alınmasıyla ilgili çağrıda bulundu.

HRW’nin sitesinde yer alan açıklamada söz konusu soruşturmanın derhal durdurulması ve uygulanan adli kontrol hükümlerinin kaldırılması istendi. Slogan atıldığı için kadınların gözaltına alınmasının ifade özgürlüğünün ihlâli olduğu belirtildi.

8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’nden sonra, 10 Mart gecesi 18 kadın İstanbul başsavcılığının talimatıyla gözaltına alındı. Kadınlar Emniyet’te tutulurken yöneltilen sorulardan suçlamanın “Tayyip kaç kaç kaç kadınlar geliyor” sloganıyla ilgili olduğu anlaşıldı. Kadınların ağzında maske olduğu için kimin slogan attığı belirlenememiş, slogan atılırken ‘ritmik bir şekilde zıplayanlar’ gözaltına alınmıştı.

Adli kontrol şartı uygulanması istemiyle nöbetçi sulh ceza hâkimliğine sevk edilen 17 kadının yurt dışına çıkışı yasaklandı, dört kadın hakkında ek olarak karakola imza verme şartı da uygulandı.

İnsan Hakları Eylem Planı hatırlatması

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün açıklamasında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nden bir hafta önce hükümetin yeni bir İnsan Hakları Eylem Planı açıkladığı hatırlatıldı ve hükümetin ifade ve toplanma özgürlüklerini koruyacağı ve savunacağı, insanların savcılıkta ifade vermeye götürülmek amacıyla polis tarafından mesai saatleri dışında gözaltına alınması uygulamasına da son vereceği vaadinde bulunduğu anımsatıldı.

Yürüyüşe erişim engellendi

Açıklamada, yetkililerin her yıl 8 Mart günü İstanbul’da düzenlenen kadınlar günü gece yürüyüşüne erişimi ciddi şekilde engellediği kaydedildi, bu amaçla yüzlerce polisin konuşlandırıldığı ve yürüyüşün yapılacağı yere çıkan her yerin kapatıldığı anımsatıldı. Alınan yüksek güvenlik önlemlerinin ‘Türkiye’de toplanma hakkının meşru gerekçelere dayanmaksızın sık sık nasıl kısıtlandığını göstermeye yettiği’ belirtildi.

Gökkuşağı alerjisi

Görevlilerin bu yıl yürüyüşe katılan lezbiyen, gay, biseksüel ve trans (LGBT) insanlardan özellikle rahatsız olmuş gibi göründüklerinin anlatıldığı açıklamada, gökkuşağı renkleriyle bezenmiş nesnelerin, LGBT bayraklarının veya pankartların getirilmesi ve trans kadınların yürüyüşe katılmalarının en az üç kentte polisler tarafından engellendiği kaydedildi. Açıklamada, Türkiyeli yetkililerin LGBT karşıtı politikalarının, hükümetinin muhalif sesleri sindirme çabasında, kutuplaştırıcı bir araç olarak kullanıldığı belirtildi.