İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında “kamu görevlisine hakaret”, “tehdit” ve “terörle mücadelede görevli kamu görevlisini hedef göstermek” suçlamalarıyla açılan davanın üçüncü duruşmasında Silivri Cezaevi Kampüsü’nde hâkim karşısına çıktı. 7 yıl 4 aya kadar hapis ve siyasi yasak istemiyle yargılanan İmamoğlu, kapsamlı savunmasında sadece suçlamalara yanıt vermekle kalmadı; Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal, ekonomik ve toplumsal tabloya dair dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.
Halk TV yazarı İsmail Saymaz’ın duruşma salonundan aktardığına göre, İmamoğlu yargılamayı “bir siyasi operasyon” olarak nitelendirdi. “Bu dava sadece bana değil, halkın iradesine karşı açılmıştır” diyen İmamoğlu, yargıya olan inancını yineleyerek, “Sırtımı sadece yargıya dayıyorum. Bu salonda siyaset değil, adalet konuşulmalı” ifadelerini kullandı.
“Şapkayı önümüze koymazsak kaybedeceğiz”
İmamoğlu, savunmasında Türkiye’nin çoklu krizler döneminden geçtiğini vurgulayarak, “Ya bu ağır resmi değiştireceğiz ya da hep birlikte kaybedeceğiz” dedi. Son bir ayda hukuksuz tutuklamaların, siyasi kumpasların ve adaletin yok sayılmasının olağanlaştığını belirten İBB Başkanı, “Bu atmosferin normalleştirilmesine izin veremeyiz” uyarısında bulundu.
18 yaşındaki işlemlerle siyaset yasağı talebi
İmamoğlu, hakkında açılan diğer davalara da değinerek, 18 yaşındayken gerçekleştirdiği bir işlemin bugün siyasi yasağa gerekçe yapılmak istendiğini söyledi. “35 yıl önceki işlemler üzerinden iddianame hazırlamak, akla ve vicdana sığmaz” diyen İmamoğlu, yargılamaların birer “siyasi tecrit” aracı haline getirildiğini ifade etti.
“12 şehidin neden verildiğini bile soramıyoruz”
Güvenlik politikalarına ilişkin eleştirilerini de dile getiren İmamoğlu, Türkiye’nin 12 askerini şehit verdiği bir dönemde sağlıklı bir tartışma zemini dahi kurulamadığını söyledi. “Bir insanın canı birçok ülkede devlet meselesidir. Bizde 12 şehidin ardından kimse neden diye soramıyor” sözleriyle hükümeti sorumluluktan kaçmakla eleştirdi.
“Halk borcunu ödeyemiyor, üretim durdu”
Ekonomik kriz başlığı da savunmanın öne çıkan temalarındandı. Türkiye’nin %46 ile dünyanın en yüksek faiz oranına sahip ülke konumuna geldiğini belirten İmamoğlu, beş ayda 1 milyonun üzerinde yurttaşın hacizlik olduğunu vurguladı. “Sanayici üretim yapamıyor, çiftçi tarlasını süremiyor, esnaf kepenk kapatıyor. Bu tablo, bir ekonomik tercih değil, siyasi bir tercihtir” dedi.
Barış sürecine göndermeler: “Biz savaşın değil barışın tarafıyız”
İmamoğlu’nun savunmasında en çok dikkat çeken bölümlerden biri, Türkiye’de barışa dair yürütülebilecek süreçlere ilişkin beyanları oldu. “Terörsüz bir Türkiye” hedefini sahiplendiklerini belirten İmamoğlu, toplumsal barışa katkı sunacak her adımın “doğal aktörü” olacaklarını dile getirdi. “Biz savaşın değil, barışçıl siyasetin tarafıyız” diyerek, toplumsal eşitlik ve özgürlük mücadelesinde yer aldıklarını söyledi.
“Kayyumdan vazgeçilmeden barış olmaz”
İmamoğlu, barışçıl bir sürecin yürütülebilmesi için hukukun üstünlüğünün sağlanması gerektiğini belirterek, “Kayyum uygulamaları son bulmadan, adalet tesis edilmeden samimi bir süreç başlatılamaz” ifadelerini kullandı. TBMM çatısı altındaki tüm partilere “tarihi sorumluluk” çağrısında bulundu.
“Sandıktan başka bir tehdit tanımıyorum”
Kendisine yöneltilen suçlamaların siyasi olduğu yönündeki görüşünü yineleyen İBB Başkanı, “Beni tehdit eden bir şey varsa, o da sandıktır” dedi. Kutup siyasetinin değil, halkın iradesinin kazandığı bir gelecek hayal ettiğini belirten İmamoğlu, “Ben nesillerin geleceğini düşünüyorum. Yolum uzun, inancım tam” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Duruşma salonunda gerilim: “Savcıya bakmam da mı yasak?”
Duruşma sırasında, İmamoğlu’nun savcıya yönelttiği bakış nedeniyle kısa süreli bir tartışma yaşandı. Savcının itirazı üzerine, “Savcıya bakmam da mı yasak?” diyen İmamoğlu, mahkeme heyetine dönerek, “Bakmak yasaksa söyleyin, bakmayayım” sözleriyle tepkisini dile getirdi. Gerginlik, mahkeme başkanının araya girmesiyle yatıştırıldı.
“Bu mahkeme hukuksuzluk zincirine eklenmemeli”
İmamoğlu, savunmasını bitirirken, yargının bağımsızlığına duyduğu inancı bir kez daha dile getirdi. “Bu mahkemenin de mevcut hukuksuzluk silsilesine eklenmemesi gerektiğini düşünüyorum” diyen İBB Başkanı, mahkeme heyetinden adalet beklentisini yüksek sesle dile getirdi.
- Diyanet’ten Rekor Harcama: Günde 345,9 Milyon TL! - 18 Temmuz 2025
- CHP’den Avukat Pehlivan’ın Tutukluluğuna Tepki: Savunma Hakkı Tehlikede - 17 Temmuz 2025
- Kamu İşçilerinden İstanbul’da Ortak Eylem: “Sadaka Değil, Hakkımızı İstiyoruz” - 17 Temmuz 2025
