Eğitim; bireylerin toplumun standartlarını, inançlarını ve yaşama yollarını kazanmasında etkili olan tüm sosyal süreçlerdir. Kişinin yaşadığı toplum içinde değeri olan, yetenek, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin tümüdür. Temel amacı o ülkenin nitelikli insan gücünü yetiştirmek ve yurttaşlarına vatandaşlık eğitimini vermektir
Eğitimin amacı, kişilerin yaşadığı toplumun ve toplumun bağlı olduğu çağdaş dünyanın uyumlu bir üyesi haline getirerek onları çağın gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatmaktır. Bireylerin, toplum ve dünyadaki değişme ve gelişmelere ayak uydurabilecek ve katkıda bulunabilecek bir biçimde yetiştirilmeleri gerekir. Bu da, iyi bir eğitim sisteminin yanında, nitelikli bir öğretmen kadrosu ile sağlanır.
Toplumun temel kurumlarından birisi olan eğitim, en gelişmişinden en gelişmemişine kadar bütün toplumların temel sorunlarının başında yer almaktadır. Bu temel sorunun ana öznesi öğretmenlerdir.
Bu temelde sosyolojik olarak öğretmen genellikle öğrenme aracıdır, sınav yapan, disiplini sağlayan, orta sınıf ahlakının savunucusudur. Öğretmen güvenilir kişidir, yedek velidir, öğrenci danışmanı, meslektaş ve toplumsal katılımcıdır. Bunlar öğretmene daha çok mesleği ile ilgili olarak verilen imgelerdir. Öğretmenin değerlendirilmesinde bilgi, kişilik, çevreye uyum, çevre kalkınmasına katılma, halkla ilişkiler gibi ölçütler de kullanılmaktadır.
Öğretmenler ülkenin geleceğinin mimarı olarakta ifade edilirler. Mühendisini, doktorunu, avukatını, öğretmenini, askerini, polisini, şoförünü, kısacası toplumun her kesiminde hizmet veren insan gücünü yetiştirenler öğretmenlerdir. Ülkelerin kaderinde öğretmenler çok önemli roller oynamaktadır. Öğretmenler, eğitim sisteminin en temel öğesidir. Bir ülkenin kalkınmasında, nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde, toplumdaki huzur ve sosyal barışın sağlanmasında, bireylerin sosyalleşmesi ve toplumsal hayata hazırlanmasında, toplumun kültür ve değerlerinin genç kuşaklara aktarılmasında en etkili faktördürler. Sosyolojik olarak öğretmen, insan mimarı, insanın kişiliğini biçimlendiren bir sanatçıdır.
Bu gerçeklik bilinmesine rağmen, birçok ülkede çeşitli nedenlerle öğretmenlik mesleği çeşitli dalgalanmalarla bugünlere gelmiştir. Geçmişe nazaran da gittikçe itibarını kaybeden bir meslek haline gelmektedir.
Devlet politikası, eğitim fakültelerindeki niteliksiz eğitim, eğitim fakültelerine kontenjan fazlası öğretmen alımı, eğitim fakülteleri dışında da formasyon (öğretmenlik belgesi) verilmesi, öğretmen ücretlerinin yeterli olmaması, sosyal medya ve basın yayın organlarının yönlendirici ifadeleri, bazı öğretmenlerin öğretmenliğin itibarına aykırı davranışları… Öğretmenlik mesleğinin itibarını kaybetme nedenleri olarak ifade edilebilir. Toplumda algı böyleyken, öğretmen nezdinde de öğretmenlik mesleği bir itibar kaybı yaşamaktadır.
Günümüz itibariyle de öğretmenlik mesleği istenilen ya da hak ettiği noktaya gelememiştir. Öğretmenlik mesleğinin hak ettiği itibarı alması için öğretmenlerin nitelikli olması ne kadar gerekli ve önemli ise de, tek başına yeterli değildir. Zira bu öğretmen kadrosunun ülke düzeyinde dengeli, etkin ve verimli olarak istihdam edilebilmeleri ile çalışma ve hayat şartlarının iyileşmesi de o derece önemlidir.
- Mizojinin Tarihsel ve Sosyolojik Temelleri - 19 Kasım 2024
- Teknolojinin Yetiştirdiği Kuşak: Z Kuşağının Sosyal ve Kültürel Profili - 12 Kasım 2024
- Türkiye’de Sosyoloji ve Türk Milliyetçiliği İlişkisi - 6 Kasım 2024