Gülümser Çalık’ın Sessiz Çığlığı: “Feryadımı Duyun”

Cezaevinde sağlık durumu giderek kötüleşen Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık için ailesi tahliye çağrısı yapıyor. Hastane bahçesinde nöbet tutan anne Gülümser Çalık, “Buradan gitmeye niyetim yok” diyor.

İki kez kanser tedavisi gören ve cezaevinde kaldığı süre boyunca sağlık durumu ağırlaşan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın ailesi, yetkililere acil tahliye çağrısında bulundu. Lenfoma şüphesiyle ameliyat edilen ve daha sonra cezaevinde fenalaşarak anjiyo geçiren Çalık’ın sağlık geçmişi, tutukluluğu boyunca bir kez daha kritik bir gündem haline geldi.

Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan tetkiklerde, kemik iliği biyopsisinde “4-5” değerleri tespit edilerek yüksek nüks riski belgelendi. Ancak Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) hazırladığı raporda bu değerlerin “3-4” olarak yazılması ailede şok etkisi yarattı. ATK, mevcut raporlara rağmen tüm tetkiklerin tekrar edilmesini isteyerek Çalık’ın İzmir Şehir Hastanesi’ne sevk edilmesine karar verdi.

“Neye Göre 3-4 Yazıldı?”

Murat Çalık’ın ablası Sema Koçhan, kardeşinin hastanede detaylı incelemelere tabi tutulduğunu ve lenfoma riskinin açıkça ortaya konduğunu vurgulayarak ATK raporundaki çelişkiye dikkat çekti. “Kemik iliği biyopsisinin sonucu orada net olarak 4-5 idi, sınır ise 6. Bu rakamlar nüks riskinin çok yüksek olduğunu gösteriyordu,” diyen Koçhan, ATK raporunda değerin 3-4 olarak yazılmasına sert tepki gösterdi: “Neye göre yazıldı bu rakam? Hiçbir tahlil yapılmadan, sadece yüzüne bakarak mı karar verdiler?”

Koçhan ayrıca kardeşinin yeniden kemik iliği biyopsisine zorlanmasını istemediklerini de vurguladı. “Çok ağrılı bir işlem ve kardeşim bu acıyı bir kez daha yaşasın istemiyoruz. Rapora rağmen neden hâlâ tetkik isteniyor, anlamıyoruz. Biz bu sürece başından beri ‘nüks eder’ diye yaklaştık ve o aşamaya geldik. Şimdi tek sığındığımız şey vicdan.”

Anne Gülümser Çalık: “Buradan Gitmeye Niyetim Yok”

Hastane önünde gece gündüz bekleyerek oğlunun durumu hakkında bilgi almaya çalışan anne Gülümser Çalık, duygularını gözyaşlarıyla dile getirdi. “Birdenbire görüş günümüzde alıp götürdüler onu. Şaşkınım, çok üzgünüm,” diyen anne Çalık, oğlunun hızla zayıfladığını ve morluklarla dolu bedenini görmekten derin bir acı duyduğunu ifade etti.

Yetkililere vicdan ve merhamet çağrısında bulunan anne, “Adalet Bakanı’na yalvarıyorum, vicdan diyorum, insaf diyorum. Bu oğlumu inceleyip cezasını kessinler, evine yollasınlar. Çocukları var, günah,” diyerek nöbetini sürdüreceğini belirtti. “Burada kalmayı düşünüyorum. Çıkana kadar hastane bahçesindeyim. Onların da anneleri var. Torunum babasını istiyor. Feryadımı duyun.”

Avukatlara Kısıtlama, Aileye Belirsizlik

Aile üyeleri, hastane odasına girişlerde de engellemelerle karşılaştı. Murat Çalık’ın yalnızca iki avukatla görüşmesine izin verilmesi tepkiyle karşılandı. Ailesi bu durumun hem adalete hem de insan haklarına aykırı olduğunu savunuyor.

Kız kardeşi Yeşim Koçhan, yaşananları şöyle aktardı: “Kardeşim 25 kilo kaybetti. Her tarafı morarmıştı. Sağlık durumu ortada. Yine de avukatlar sınırlanıyor, bizler görüşemiyoruz. Neyin kısıtlaması bu? Ne suçu var kardeşimin, biz göremeyince ne değişiyor? Allah’ın adaletine sığınıyoruz. Artık insaf diyoruz, vicdan diyoruz.”

Kamuoyuna ve Yetkililere Açık Çağrı

Mehmet Murat Çalık’ın ailesi, doktor raporlarının yok sayılmasına ve sağlık durumu her geçen gün kötüleşen bir hasta için hukuki sürecin bilinçli biçimde uzatılmasına tepki gösteriyor. “Biz düşmanlık değil, merhamet istiyoruz,” diyen aile bireyleri, kamuoyunu sessizliklerini bozmaya, yetkilileri ise hukuka ve insanlığa uygun davranmaya çağırıyor.

Çalık’ın durumu, yalnızca bireysel bir hasta hakkı değil; aynı zamanda tutukluluk koşullarının insan sağlığı üzerindeki etkileri bakımından da acil ve yakıcı bir kamu meselesi haline gelmiş durumda. Hastane bahçesindeki bir annenin sessiz nöbeti ise, tüm bu sistemsel çarpıklığın sembolüne dönüşüyor.